Yarın bundan tam 29 yıl önce gerçekleşen iki vahşetin yıldönümü. Bu iki vahşetin biri 02 Temmuz 1993 yılında Sivas Madımak Otelinde ve diğeri de ondan birkaç gün sonra Erzincan'ın Başbağlar Köyü katliamında yaşandı.

Bu yangın ve katliamlarda sadece insanlar ve onların yaşama hakkı yakılmadı. Onlarla birlikte, din, iman, hak, hukuk, laiklik, akıl, bilim, özgürlük, demokrasi adalet, ahlak, vicdan, sevgi, barış, umut, hoşgörü, güven, kardeşlik, kültür, sanat, insanlık... Ülke, devlet ve toplum adına ne kadar güzel şey varsa ateşe atıldı. İç ve dış şer güçler elbirliği ile azgın cehaletin, cehalet bombasının fitilini ateşlediler.

Bundan sonra yapılacak en güzel şey, olup biten bu vahşetlerden gerekli ders alınarak, hem bu vahşi cehaleti yok etmek ve hem de başta sevgi, barış ve kardeşlik olmak üzere, kaybettiğimiz tüm ahlaki, insani, hukuki değerlerimizi en kısa zamanda daha güçlü bir şekilde elbirliği ile yeniden geri kazanmanın yollarını arayıp bulmak olmalıdır.

Her iki vahşi olayda da, sorumluluk, hem toplumu cahil bıraktığı ve hem de doğrudan kendi yurttaşlarının can güvenliğini yeterince koruyamadığı için devletindir. En başta da dönemin siyasi iktidarına aittir. Ne yazık ki çeşitli siyasal, dinsel, kültürel ve etnik nedenlerle, siyasi iktidarlar bu olayların üzerine yeterli ve etkin bir kararlılıkla gidememiştir. Olayların üzerindeki sis perdesi yererince aydınlanmamıştır.

Başta bu vahşetlerde yaşamlarını kaybedenlerin yakınları ve sevenleri olmak üzere tüm ulusumuzun başı sağ olsun.