Günümüzün modası haline gelen benim gibi düşünmeyen tü kaka anlayışı, giderek kin ve nefretle birleşip, ben egosunun tavan yapmasına doğru evirilmektedir. Birini kötülemek, onu kötü göstermek için herhangi bir nedene ihtiyaç yoktur. Zaten toplumda fazla ilgilenmez, araştırmaz kötü etiketini yapıştırır, taki kendi başına gelene kadar. Kendi başına geldiği zamanda iş işten geçmiş olur.
Kudretli muktedirlerin yağdanlıkları da çoktur. Kendileri bir yafta oluşturdukları zaman, bu yaftacılarda bilgiden yoksun sadece yaranmak adına sürü oluşturur,at gözlüğüyle sadece takip ederler.
Toplumsal ahlak zafiyeti içerisinde böyüklerinin safında bilinçsizce yer alarak kendilerine değer oluşturmaya çalışırlar. Bilgiden ve görgüden yoksun bu anlayış hava dolu bir balon gibidir. Her an değersizleşebilir. Varlığı, sorgulamamasına ve itaatine bağlıdır.
Birini kötülemek, onu değersizleştirmek o kadar basittir ki, 20 kelimelik düşün sisteminde. Algı yöntemleriyle, izlediği 3-5 dizi kahramanını gerçek hayatla bağdaştırıp, çapını hesap edemeden, evreni alt etmeye çalışır. Sonradan görme bu insancıklar, yaşanılan ikliminde etkisiyle yalan dünyasında başrol oyuncusu oluverir bir anda.
Bilinmez ki gerçekler eninde sonunda ortaya çıkar. Kişi bilgisiyle, görgüsüyle,saygısıyla değer kazanır. Belki bu süreç zor ve engebelidir ama yine de gerçekleşecektir.
Bir Sokrates anısıyla örneklendirelim;
Bir gün Atina pazar yerinde birileri Sokrates'e fena hakaret ediyordu; Sen bir alçaksın, cahilsin ve içki içicisin!
Sokrates, başını sallayarak cevap vermedi, sadece gülümsedi...
Arkadaşı, bu sahneyi izlerken ona sordu; Böyle hakaretlere nasıl tahammül ediyorsunuz? Kendini kötü hissetmiyor musunuz?
Sokrates yine gülümsedi ve dedi ki: "Benimle gel"..
Tanıdığı arkadaşı onu, eski bir tozlu depoya kadar takip etti. Sokrates bir meşale yaktı ve işe yaramaz, paçavra delinmiş bir pelerini buldu, adama verdi ve dedi ki: "bunu giyer misin? Sana uyar".
Adam paçavra pelerine baktı, kızarak: "İyi misin Sokrates? Bu paçavrayı giyecek miyim, diyerek geri attı".
"Gördün mü?", Dedi Sokrat, "Elbette kirli ve eski pelerini giymeyi reddettin."
"Bu nedenle kendini bilmez birinin söylediği saçma ve edepsiz sözler bana dokunmadı." Birisi sana istemediğin bir şeyi verdiğinde ve sen onu kabul etmediğinde reddedilen hediyenin sahibi kimdir?
Başkalarının hakaretlerine üzülmek ve öfkelenmek, onların attıkları paçavraları giymeyi kabul etmek gibidir.
Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez.
En akıllı kişi, neyi bilmediğini bilendir. Kimseye bir şey öğretemem, sadece onların düşünmesini sağlarım.
Hayata, her zaman bilginin iyiliği, cehaletin kötülüğüne galip gelmiştir Çünkü;
Sadece bir iyi vardır; Bilgi. Sadece bir kötü vardır; Cehalet.
Saygılarımla…