Geri kalmış toplumlarda, özellikle de Müslüman ülkelerde; aklın, bilimin, çağdaş eğitimin, ileri teknolojinin, hukuk devletinin, laikliğin, adaletin, evrensel insan haklarının, demokrasinin, özgürlüğün, ekonomik, sosyal, kültürel ve sanatsal gelişmenin maddi refahın, insanca ve hakça yönetimin, sevginin, barışın, kardeşliğin... Kısacası çağdaşlığın ve uygarlığın her zaman ve her yerde BAŞ DÜŞMANI VE CELLADI CEHALETTİR.

Çünkü çağdaş toplum, çağdaş devlet ve çağdaş yönetim ancak ve ancak sadece çağdaş eğitim ve çağdaş zihniyetle olur. Her anlamda, her yerde ve her koşulda cehaletle olan savaş bitmez bir uygarlık savaşıdır. Uygarlık savaşında geri kalmak, cehalete yenilmek ve cehalet celladına gönüllü olarak teslim olmak demektir.

-Hz. Muhammed diyor ki, " Bilim Çin'de bile olsa gidip alınız."

- Hz.Ali diyor ki," Bana bir harf öğretenin kölesi olurum."

- Hacı Bektaş Veli diyor ki, " Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır."

- Yurdumuzun kurtarıcısı, demokratik ve laik Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz M. K. Atatürk diyor ki, "Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir."

Unutmayalım ki cehalet daima, din bazlık, ırkçılık, gelenekçilik, yiğitlik... ve benzeri gönül okşayıcı hamaset ambalajına sarılıp duygu ve inanç sosuna bandırılarak topluma servis edilir. Üstelik cahiller cahilliğinin ardında ve bilince olmayıp her zaman cesur olurlar...

Bireyler ve toplumsal çoğunluk cehalet tuzağına düşmekten ve cehalet celladına aşık olmaktan vazgeçmeden ne ülke, ne ulus ve ne de devlet huzura kavuşur.