Günümüz dünyası dahil; son 300 yıldır, sömürgeci emperyalistler dünyanın neresine, hangi ülkesine gittilerse, uygarlık, özgürlük ve demokrasi kisvesi ile oralara, ırk, dil, din, mezhep, bölge... Ayrımcılığı götürüp bölücülük tohumları ektiler. Halkları birbirlerine düşman ettiler. Devletleri parçaladılar. Ülkeleri böldüler.

Bu emperyalist politika kurbanlarına, Atatürk Dönemi hariç, Osmanlı Devleti ve günümüz Türkiye'si de dahildir...

Türkiye için yeni bir seçim dönemi yaklaşırken, umarım siyasetçiler, emperyalistlerin projelerine uyarak ırk, dil, din, mezhep ve benzeri insanların doğarken hazır buldukları doğal kimliklikler üzerine siyaset yapmazlar. Halkın ekonomi, işsizlik, eğitim, sağlık, adalet, özgürlük, refah, demokrasi, barış, kardeşlik ortak yaşama bilinci ve benzeri zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, çağdaş akla ve bilime uygun proje ve programlar üzerine siyaset üretme yarışına girerler...

Yazılı, görsel ve sosyal medya verilerine bakılırsa, artık ülkemizde seçmenlerin büyük çoğunluğunun siyasi bilinç düzeyleri yeterince yükselmiştir. Bilinç düzeyleri yeterince yükselen seçmenler, toplumun doğal gereksinmelerini göz ardı edip her türlü ayrıştırıcı, bölücü tarihsel ve doğal kimlikler üzerine siyaset yapanlara oy vermekten uzaklaşıyorlar. Çünkü toplumdaki hem ekonomi kaynaklı gereksinmeler ve hem de hukuk, adalet ve demokrasi... v.b. istekler ağır basmaya başlamıştır.

Her türlü bölücü siyasetin ve bölücü siyaset yapanların Türkiye'nin geleceğinde yeri yoktur ve olmamalıdır. Partiler arası siyasi dürüst rekabet topluma sağlanacak her türlü kamu hizmetlerin etkinliği, yaygınlığı, devamlılığı, hukuka, adalete uygunluğu ve kalitesinde olmalıdır.

İnsan hayal ve umut ettikçe yaşarlarmış.