İran gezisinden sonra Barış Yıldız’la bir türlü bir araya gelememiştik… En son aradığımızda “ Gaziantep’de bir iş görüşmesindeyim yarın görüşelim” demişti. Duran Özkan ve Veli Doğan ile gazetede bir araya gelince, söz dönüp dolaşıp Barış Yıldıza geldi… Telefonla arayıp takıldık, herhalde Antepten dönmedin biz hala seni bekliyoruz diyince, Barış, “bir saat beklerseniz işimi bitirip gelirim, ya da siz gelin Kanalboyu’nda ki işyerime ” diyor. Barış’ın işyerinde buluşmaya karar veriyoruz. Veli Doğan, başka bir programı olduğundan bize katılamadı, biz 5 yıldan fazladır faaliyet gösterdiği Gamebok Sanal Gerçeklik Oyun Merkezinde Barış’la buluştuk.

Barış; genç, dinamik, siyasette ve ticarette iyi şeyler yapma arayışında olan biri. Zaman zaman bu arayışlarının önüne engel çıksa da ümidini yitirmeden yoluna devam ediyor… Kendisini iyi yetiştirmiş çevresinde sevilen, sohbeti dinlenen biri. Yaptığı iş Metaverse teknolojisi ile ilgili olduğundan haliyle sohbetin konusu da ağırlıklı olarak Metaverse teknolojisi üzerineydi…

Metaverse Nedir

“Meta-evren”in kısaltması olan metaverse, gerçek ve sanalın bir bilim kurgu vizyonunda birleştiği ve insanların farklı cihazlar arasında hareket etmesine ve sanal bir ortamda iletişim kurmasına izin verdiği dijital bir dünya. Algılanan bir sanal evrene bağlı, kalıcı ve paylaşılan 3D sanal alan. Mark Zuckerberg Mateverse’ü sadece bakmak yerine, içinde bulunduğumuz internet olarak açıklıyor.

Yenidünya olarak adlandırılan Metaverse’e ilgi her geçen gün artıyor. Dünya devi şirketler Metaverse büyük yatırımlar yapıyor. 3D modelleme ve tasarım araçları kullanılarak, sanal bir dünya simülâsyonu inşa ediliyor. Gelecekte insanların gündelik hayatındaki birçok işin dijital evrenler üzerinden halledebilmesine olanak tanımayı amaçlıyor. Şimdiden bu dünyada vakit geçirenlerden, sanal oyun platformu MANA’dan meta araziler satın alarak geleceğe yatırım yapanlar bile var.

Sanal dünyada oyun

Sizde bu sanal dünyadan bir bölümü, Gaebok Sanal Gerçeklik Oyun Merkez’inde deneyimliye bilirsiniz. Burada üç boyutlu gözlüğü taktıktan sonra oyun kolları ile oyun içinde avatarınızı yönlendirerek istediğiniz oyunu oynayabiliyorsunuz: Ok oyunu ile kalenizi zombilerden korumak için mücadele edebilirsiniz, ister silahlı oyunlar ile operasyonlara dâhil olabilirsiniz, isterseniz bir boks maçında ringe çıkabilirsiniz…

Biz ok oyununu tercih ederek gözlükleri gözümüze yerleştirip Avatarımızı seçip oyunu başlattık.

Oyun başlayınca biz, gerçeklikten kopmuş, adeta sanal gerçekliğin bir kahramanına dönüşmüş, Kaleyi korumak için Duran'la amansız bir mücadele veriyorduk; elimizde gerçek ok varmış gibi kaleyi ele geçirmeye çalışan zombilere, ok üzerine ok fırlatıp, kaleyi onlardan korumaya çalışıyoruz… Biryandan da zombilerin fırlattıkları baltalardan korumak için eğiliyoruz, kalkıyoruz, yer değiştiriyoruz, büyük bir heyecanla mücadeleyi sürdürüyoruz… Büyük mücadelenin sonunda acemilikten kaleyi zombilere kaptırıyoruz, oyun bitiyor. Biz gözlükleri çıkarıp, yorgunluk içinde gerçek dünyaya dönüp rahat bir nefes alıyoruz…

Biraz dinlendikten sonra Barış, “ Abi yükseklik korkun var mı” diyor. Yok diyorum. Bunun üzerine tutunacak kolları olan yaylı bir sehpanın üzerine çıkarıyor beni;

Gözüme gözlükleri yerleştirdikten sonra oyunu başlatıyor: Ben yine gerçeklikten kopup sanal bir gerçekliğin içinde hareket ediyorum; üzerine çıktığım o basit alet, büyük bir hızla giden asansöre dönüşüyor… Bir anda kendimi seksen katlı bir gökdelenin tepesinde buluyorum; korkunç bir yükseklik, aşağıya bakamıyorum. Buradan tahta üzerinde büyük bir korku içinde yürüyerek diğer gökdelene geçiyorum! Yükseklik korkum yok diyen ben, heyecan ve korku içindeyim… Yeter artık durdur diyorum ..! “Yok, daha yeni başladın bitene kadar devam diyor…” Ben baş döndürücü bir hızla tekrar aşağı iniyorum, yukarı çıkıyorum, hızla duvarlara çarpıyorum, bir anda duvarlar parçalanıyor, binalar yıkılıyor, korkudan ne olduğunun farkında değilim! Bir dükkânın içinde oyun sehpasının üzerinde olduğunuzu bilmenize rağmen, hatta çalışanların elinizi tutmasına rağmen, gözünüze taktığınız üç boyutlu gözlük sizi gerçek dünyadan alıp, sanal gerçekliğin içerisine çekiyor. Yani Osman, Osman olalı gerçek dünyada yaşamadığım korku ve heyecanı sanal gerçeklikte yaşıyorum!

Deniyor ya anlatılmaz yaşanır…

Gerçekten de anlamak için yaşamanız lazım.

Macera tutkunları, adrenalin dolu bir gün geçirmek istiyorlarsa, büyük masraflar ederek uzağa gitmelerine gerek yok. Kernek Kanalboyu’undaki “Gamebok Sanal Gerçeklik Merkezi’nde Simülasyon oyunları; Ranger, asansör ve benzeri oyunları ile adrenalini dorukta yaşayabilirler…

Kanalboyunda Waffle yenir

Barış, asansör oyununda bana yaşattığı korkuyu telafi etmek için bizi bir kafe’ye götürüyor… Garson ne alırsınız diyor. Ben neyiniz var diyorum, Garson, “Waflle’miz güzeldir diyor. “Waffle nasıl bir şey” diyorum. Barış araya giriyor, “Abi Kanalboyunda gençlerin yeni sloganı, Kanalboyu’nda yazın dondurma, kışın Waffle yiyeceksiniz diyorlar." diyor. Biz de gençlerin damak zevkinden tatmak için Waffle sipariş ediyoruz. Garson “İçinde beyaz çikolatada olsun mu” diyor? Olsun diyoruz. Bir müddet sonra waffle’miz geliyor, beğenerek yiyoruz. Birkaç bardak çay eşliğinde yaptığımız güzel bir sohbetten sonra, Barış’a teşekkür edip ayrılıyoruz.