AKP iktidarı ülkeyi yönetme kapasitesini kaybetmiş, ülke bir bilinmeze doğru yol alıyor...
Faiz düşürerek, ekonomiyi düzeltmek istediler tutmadı, şimdi düşürdükleri faizi % 50’ye çıkarttılar, ekonomi yine ayar tutmuyor. Halkın refahına harcanacak para faiz lobisine aktarılıyor.
Adamlar bilimle değil deneme yanılma yoluyla ülke yönetiyorlar.
Nerdeyse bu uğurda, Cumhuriyetin yüz yıllık birikintisi heba edildi...
Ülke bu kadar kötü yönetilirken, seçmen bu duruma ne diyor diye; son iki seçimi doğru değerlendirmiş Metropoll'ün 30 Temmuz 2024 ‘de yayınlanan anketine bakıyorum, bugün seçim olsa kime oy verisiniz denildiğinde; Karasızım veya protesto edecek oy kullanmayacağım ya da bu sorunuza cevap vermek istemiyorum diyenlerin oranı %30,6
Doğrudan “Oyum AK Parti”ye diyenlerin oranı %18,1
“Oyum CHP”ye diyenler %23,5
Karasızların oyu dağıtıldığında
CHP’nin oyu %33,8 AK Parti’ninki ise %26,1
Metropoll’ün Temmuz araştırmasında
“Genel olarak düşündüğünüzde Türkiye iyiye doğrumu gidiyor, yoksa kötüye doğru mu?” sorusu yönetilen deneklerin % 75,2’si “Kötüye gidiyor” cevabını vermiş. “İyiye gidiyor diyenlerin” oranı %17.2
“Ekonomi iyi yönetiliyor mu?” sorusuna deneklerin % 81,3’ü ‘kötü’ % 16,3’ü ise ‘iyi’ yönetildiğini söylüyor.
Bu tabloya baktığınızda Türkiye’nin kahir ekseriyeti Türkiye’nin kötü yönetildiğini ve ülkenin daha da kötüye gittiğini düşünüyor ama seçmenin %30,6'sı mevcut siyasi partiler içinde hiçbirini tercih etmiyor.
Asıl seçimin kaderini de karasızlar belirleyecek. Onun için bu kesimi iyi analiz etmek, bu karasız seçmeni ikna edecek yol ve yöntemleri bulmak gerekiyor.
Bu ankete baktığınızda Türkiye’nin kahır ekseriyeti AKP’den umudunu kesmiş ama bir başka partiyi de umut olarak görmüyor.
Bir ülkede iktidar değişikliği olması için daha ne olması gerekir?
Ülke gerçeklikten kopmuş, fiyatlar almış başını gidiyor...
İnsanların dün sıradan yaptıkları şeyler bugün lükse dönüşmüş... Mutlu azınlık saray hayatı yaşarken, büyük çoğunluk nerdeyse evden çıkamaz hale gelmiş. Bir mahalle kahvesinde birkaç eş dostla çay kahve içip, simit yemek bile insanların bütçesine ağır gelmeye başlamış...
Üretici ürüne verilen fiyatın maliyeti karşılamadığından feryat ediyor, halk fiyatların yüksekliğinden alamamaktan şikâyetçi.
İnsanların emekli aylıkları kirayı karşılamıyor.
Halkın büyük çoğunluğu eti kasap vitrinde görüyor...
İnsanlar hak hukuk adalet arayışında...
Ülke kaynaklarının büyük çoğunluğu nerdeyse yandaş şirketlere akıyor.
Kimle konuşsan gidişattan memnun değil...
Bütün bunlara rağmen, bir ülkede iktidar yerli yerinde duruyorsa...
Siyasettin temel taşları yerinden oynamıyorsa...
Seçmenin büyük çoğunluğunu kararsızlar oluşturuyorsa...
Olsa olsa bunun bir tek nedeni olabilir!
O da ana muhalefet partisinin topluma yeterince güven vermemesidir.
CHP bu tabloya bakıp, şapkayı önüne alıp düşünmelidir. Ülke bu şartlardayken, toplumda bu kadar niye kararasız insan var diye...
Sadece AKP’nin ülke yönetiminde yaptığı hatalar, CHP’ye iktidar yolunu açmaz.
CHP kendi yapısal sorunlarını görmelidir. Bir an önce bu yapısal sorunları çözmek için harekete geçmelidir.
Kurucu siyaset üretmek yerine, sadece eleştirel siyaset ile yetinmekten vazgeçmelidir.
Gündem belirlemede zaman zaman etkili çıkış yapsa da yetersiz kalmaktadır.
Toplumda yüz kişiden 81’i ekonomi kötü yönetiliyor diyorsa, CHP topluma güven verecek ekonomi kadrolarını öne çıkarıp, ekonomiyi AKP’den daha iyi yöneteceğine halkı ikna etmelidir.
CHP’nin gölge kabinede Ekonomi bakanı olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, CHP’de görev almadan önce daha görünürdü...
CHP’nin ekonomi takımı neredeyse görünmez ...
Ekonomi programı üzerinde çalışıyoruz deniliyor, ama kim kiminle neyin üzerinde çalışıyor belli değil.
CHP bir an önce ekonomi programını ve ekonomi kadrolarını halka açıklamalı ve tanıtmalıdır.
Nitelikli ve birikimli kadroları bünyesine katarak halka güven vermelidir.
Eylülde yapılacak Tüzük Kurultayı’nda tüzük, parti içi demokrasiyi güvenceye alacak şekilde düzenlenmeli.
Delege ağalığına son verecek, üyenin hakkını hukukunu koruyacak düzenlemeler yapılmalı.
Bilgisi, birikimi ve emeği olan her bir üyenin parti içi kariyer yapmasının önü açılmalı. Parti içi kariyer kimsenin lütfüne bırakılmamalı.
Nasıl olsa AKP ülkeyi kötü yönetiyor, yerel yönetimlerde seçmen bizi tercih etti, Genel seçimde de bize yönelir kolaycılığından ve beklentisinden vazgeçmelidir.
Değişim diye yola çıkanların halkın beklentisi doğrultusunda örgütünde, kadrolarında ve programında yeterli değişiklikleri bir an önce yaparak, halka güven vermelidir.
Bir muhalefet partisi iktidara gelmek istiyorsa, hele bir de sol partiyse lideriyle, il ve ilçe başkanlarıyla, program ve kadrolarıyla topluma güven vermek zorundadır.
Seçmen bu kadrolara bakıp bunlar, bu ülkeyi yönetebilir diye güvenmelidir.
Değişim lider değiştirmenin ötesine taşınarak, topluma yeni bir siyaset ufku açılmalıdır.
Yeni bir siyaset ufku açarak, yeterince güven oluşturulmadığında, her zaman olduğu gibi AKP toplumu milliyetçilik ve dinle manipüle ederek, iktidarını sürdürmeye devam edecektir.