Sosyolojik açıdan, tüm dinler, inançlar ve kutsal kitapların final amacı ibadet (tapınma) değildir. Güzel ahlaklı insanlar ve toplumsal barış ve kardeşliği inşa etmektir. İnsanların güzel ahlaklı ve adil kişiler olarak arınabilmelerine katkı sunmaktır. Başta insan soyu, doğa ve çevre olmak üzere, tüm canlıların hak ve hukukuna saygılı olabilmektir.

İslam dini dahil, tüm kutsal öğretilerde, hem bireysel ve hem de kamusal açıdan, güzel ahlak ve adalet öznedir, yani erişilmesi gereken ana hedeftir. İbadetler ise nesne, yani bu ana hedefe götüren yollar ve araçlardır. Ömür boyu bireysel, ailevi, mesleki ve kamusal her türlü ilişkilerde hiç bir zaman hak, hukuk adalet, güzel ahlak, liyakat ve vicdan rotasından sapmamak, asla kimseye zarar vermemek, kula kul olmamak ve kul hakkı yememektir.

Tutulan oruçlar ve yapılan tüm ibadetlerin, güzel ahlak ve adaleti amaçladığının bilincinde olan, yüreğini başkalarına karşı kin, nefret, cebir ve şiddetten arındırarak toplumsal dayanışma ve birliğimize katkı sunan tüm samimi inanç sahibi kardeşlerimize ne mutlu...

Demokratik, laik bir ülkedeki din ve vicdan özgürlüğünün bilincinde olarak, oruç tutan, tutmayan herkese, sevgi, kardeşlik ve barış içinde kalarak, gönlünce, özgür, bilinçli sağlıklı ve hayırlı ramazanlar dilerim.