Fransız sosyolog Emile Durkheim tarafından ilk kez kullanılan ‘’Anomi, toplumsal normların zayıflaması veya yok olması sonucu bireylerin rehbersiz kalması ve sosyal uyumun bozulması durumu olarak tanımlanır.’’ Kısaca kuralsızlık ve kaos olarak da tanımlayabiliriz. Kişi, inandığı ve kural olarak kabul ettiği toplumsal normlarla çatışır. Kişi aldığı eğitime ve bu güne kadar inandığı değerlere göre yaşayamamaktadır.
Bu teoriye göre bireyin, çeşitli nedenlerle toplumsal kuralları ve yasaları yok sayması ile başlayan süreç, suç oranlarının artması ile sonuçlanır. Hiçbir halde birey ideallerini gerçekleştiremez. Çünkü değerleri ile toplumsal normlar sürekli bir çatışma halindedir. Kişi ancak kuralların dışına çıktığında hedeflerini gerçekleştirebileceğini düşünmeye başlar. Bu ise toplumda kargaşa ortamının oluşmasına neden olur.
Anominin ortaya çıkmasında iki temel neden vardır. Birincisi kuralların yaptırım gücünü yitirmesidir. Bunun sonucunda da değerler ve normlar anlamını yitirir, suçlara eğilim artar.
Yandaş kişi ve gruplardan liyakatli olmayan imtiyazlı sınıflar oluşturulması anomi görülme riski daha da artırır. Bilginin, özverinin, başarının ve yeteneğin yerini maddi değerlerin aldığı toplumlarda, anominin sonuçları çok daha yıkıcı olur. Bunun sonucunda toplumdaki gruplar ve bireyler arasında çatışma başlar. Hiyerarşik bir düzen içerisinde oluşan toplumsal kurallar geçerliliğini ve anlamını yitirir. Toplumsal normlarla ve birey arasında çelişkiler oluşur. Bu çelişkiler zamanla çatışmaya dönüşür.
Toplumsal özgürlük ve eşitlik sağlanarak, anominin zararlı sonuçları en aza indirgenebilir. Kişilerin kurallara ve yasalara saygı göstermesi için, söz konusu kuralların herkese eşit bir şekilde uygulanması ve adalet inancının oluşması sağlanmalıdır.. Aksi takdirde huzur ortamı yerini kaosa ve kuralsızlığa bırakır.
Yani özetlersek; Nepotizm (adam kayırmacılık), fırsat eşitsizliği, kültürel yozlaşma,liyakatsizlik,adaletsizlik anominin en temel nedenleri olarak söylenebilir.. Sadece belli başlı kişilere tanınan ayrıcalıklar, toplumsal ilkelerin ve kuralların eskisi kadar önemsenmemesine neden olur. Bunların sonucunda da;
Birey yabancılaşarak hem dini hem de milli değerlere karşı soyutlanır. Eğitim, görsel ve yazılı basın, medya kurumları aracılığıyla kendisine empoze edilen fikirlerin gerçek olmadığını düşünmeye başlayan birey, hem maddi hem de manevi olarak çöküntüye uğrar.
Kişide güvensizlik oluşur. Girişimlerinde başarısızlığa uğrayan, toplum tarafından dışlanan,ötekileştirilen ya da sürekli baskı altında tutulan bireyler, kendisine dayatılan kuralların gerekliliğini sorgulamaya başlar.
Kişilerde (aboli) istek yitimi ortaya çıkar. İdealizmin yerini eylemsizlik alır. İstediklerinin olmadığını gören kişi idealleri için mücadele etmek yerine, toplumsal normların dışına çıkar. Bunların sonucunda da suç oranları çok hızlı bir biçimde artar.
Emile Durkheim'a göre, usulsüzlerin, haksızlıkların ve eşitsizliğin yoğun olarak yaşandığı toplumlarda anomi kaçınılmaz bir sonuçtur.
Daha güzel ve yaşanılabilinir bir ömür için….
Saygılarımla…