Burası DOĞANŞEHİR.

Vahap Küçük Meydanı.

Soğuk ve yağmur.

Doğrusu bu kadarını bile beklemiyordum.

Ama kalabalık.

Her köyden.

Her partiden emekçiler.

AKP,CHP, MHP, HDP, İYİ PARTİ...

Sağdan, soldan.

Çiftçiler, tütüncüler.

Bu yurdun insanları.

Aynı yağmurun altında birlikte ıslanmakta.

Aynı soğukta haykırmakta.

Ne güzel.

Kardeşçe, yoldaşça, omuz omuza.

Bir hak aranmakta.

Hepsinin yüreği bir atmakta.

Emek, emek, emek...

Ah ah sevgili kardeşlerim!

Memleketimin güzel,

Naçar insanları.

Ah!

Geç kaldın geç.

Yıllar, yıllar önce kaybettin sen.

Hem de kendi elinle.

Unuttun tabi.

Hani sizden, bizden diyerek gelip senden oy isteyenler var ya...

İşte onlar!

Oy dediler verdin!

Ölümüne hem de!

Evet oy verdin.

Keşke sadece öyle kalsaydı!

Sen, evet sen.

Buğdayı verdin! Anandı.

Nohutu verdin! Babandı.

Fasulyeyi verdin! Oğlundu.

Pancarı verdin! Kızındı.

Elma dediler verdin! Gelinindi.

Ve tüm aileyi.

İneği, koyunu, keçini verdin!

Bir gün.

Evet bir gün ne oluyor.

Demedin.

Hep şükür.

Hem de çok şükür dedin.

En son

Tütün dediler.

“Yok o kadar da olmaz." dedin.

“Ama kusura bakma; sen o treni buğday başağını verdiğin gün kaçırdın maalesef.”

Yani velhasıl kelam.

Kendi ipini kendin boğazına geçirdin.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dedin.”

Benden,

Bizden dedin!

Yapmaz dedin!

Her karara,

Her yasağa,

Bizzat kendi oyunla koca koca imzaları sen attın.

Yani kendi celladını kendin yarattın.(siyasetçini)

Şimdi de af diliyorsun.

Duyar mı?

Keşke diyeceğim ama...

Maalesef hala aynı yerdesin.

Ve hala...

Bu iş siyaset işi değil diyorsun.

Siyaseti bu işe karıştırmayın diyorsun.

Suçunu af eder gibi.

Ve bal gibi.

Emek işi siyaset işidir.

Bu iş.

“Parti işi değil!” deme.

“Siyaset hiç değil!” hiç deme.

Ve hiç ama hiç unutma:

Ekmek işi siyaset işidir.

Ekmek nerede?

Ekmek.

Tohum da.

Tarla da.

Ekmek buğdayda.

Nohutta, Mercimekte.

Ekmek, fasulyede, pancarda.

Ekmek elmada, kayısıda.

Ekmek tütünde.

Alın terinde.

Oğlun.

Kızın.

Gelinin.

Sevgilin, sevdan, aşkın.

Anan, baban

Göz nurunda.

Emeğinde.

Ekmek insan olmanda.

İnsan olman senin elinde.

İşi, aşı, eşi.

Kardeşi, yoldaşıydı.

Ya şimdi!