Yetmiş sekizli

Az okur.

Çok düşünür.

Devrimci.

Kendince sakıncalı.

Değişmez, değişimci!

Emeğin birliğinden.

Tavizsiz!

Annenin fırsatı olmadı.

Kendi istemedi.

Müzmin bekar kaldı.

Halinden memnun gibi yapıyor ama...

Erkenden uyandı.

Esnedi.

Kotunu bacağına,

Kazağı koluna,

Adidas (çakma)’ını ayağına geçirdi.

Biraz gerindi.

Geçti direksiyonun başına.

Ford minibüs Amerikan malı.

Doksan model transit..

Vitesi boşa aldı.

Kontağı çevirdi.

Hafiften marşa bastı.

Klimayı açtı.

“Motor biraz ısınsın.” dedi.

“Soğuk” dedi Kürtçe içinden.

Samsung telefonunu çıkardı.

İnterneti açtı.

Bir Twitter’a baktı, bir Instagram’a.

Biraz Facebook’ta gezindi.

Muhtar cama vurdu.

Haydi Abuzer gitmiyor musun?

“Gidelim” dedi Kürtçe.

Bir iki beğeni yaptı.

Casio saatine baktı.

Çakma Rayban marka gözlüğünü taktı.

Güldü bıyık altından.

Farlar yanıyordu.

Söndürdü.

Kürtçe “zaman geldi.” dedi.

Ayağını frenden çekti.

Vitesi ileri attı.

Marşa bastı.

Kürtçe “haydi gidiyoruz.” dedi.

Petrole indi. Shell. Amerikan mobil..

Normal mi, süper mi?

Dizel motorin.

Zam gelmiş.

Avro, Dolar, Sterlin..

Beş yüz tl olsun dedi.

Bonus karttan.

Direksiyon, vites, debriyaj, pedal marş marş.

İleride keskin viraj.

Teybi açtı.

Kürtçe müzik.

Bir Şivan bir Zozan bir Ahmet Kaya.

“Bu yolda dönenler oldu.

Mum gibi sönenler oldu.

Yar göğsüne baş ko’madan vurulup düşenler oldu.”.

“Ah akıp gidiyor hayat...

...yorgun demokrat”.

İnat d bir murattır derler ya, bizim Abuzer öyle.

İnat mı inat.

Bir kişi kalsam da direneceğim diyor.

“Asimilasyona hayır.

Kürt doğdum, Kürt öleceğim.

Yaşasın halkların kardeşliği.”

“Abuzer nasılsın?” dersin,

Kürtçe cevap verir.

Kürtçe düşünür.

Kürtçe ağlar.

Kürtçe güler.

Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça, Farsça yaşar.

Sosyalist düşünür, soru sorar, sorgular.

Kapitalist yaşar.

Biraz bağdan biraz bahçeden.

Üç beş kuruş köşeden.

Kapital birikti.

Amerikan’ı bıraktı, Alman’a baktı.

Doksan modeli attı.

Gıcırından Mercedes aldı.

Her şey dijital.

Otomatik uzaktan kumandalı.

İnanamadı.

Bir arabaya baktı.

Bir kendine.

Kapitalist, emperyalist işi...

“Vay be!” dedi Kürtçe.

“Çok güzel!”.

“Harika!”.

“Süper!”.

“Şimdiye kadar eşeğe biniyormuşuz da farkında değilmişim.” Dedi Kürtçe.

Ford’u sattı Mercedes aldı.

Abuzer öyle kaldı.

Asimilasyona hayır.

Fabrikalar, tarlalar...

Yaşasın Halkların kardeşliği...

Yaşasın Mercedes’im.