10 Ekim 2015, Türkiye’nin tarihine derin bir acı ve kayıpla kazındı. Ankara Garı önünde gerçekleştirilen barış mitingi, terörist saldırıya uğrayarak 104 insanın yaşamına mal oldu. Bugün, bu acı olayın üzerinden geçen 9 yıl, kayıpların yasını tutan aileler için bir kez daha hatırlatıcı oldu. Aileler, 10 Ekim Anneleri Anıtı'nın açılışında bir araya geldi. Bu anıt, sadece kayıpların anısını yaşatmakla kalmayıp, barış ve adalet arayışlarının sembolü haline geldi.

Anma Etkinliği ve Ailelerin Hisleri

Ankara Garı önündeki etkinlik, kaybedilen yaşamların ağıtlarının yankılandığı bir alan haline geldi. Kars’tan gelen Türkan Arpaçay, 9 yıl önce kaybettiği oğlu Gökhan Arpaçay’ın anısına gözyaşları içinde ağıt yakarak, "Geldim burada balamı aramaya, sormaya. Gören var mı? Buradan bir yiğit geçti. Bir çınar geçti. Balamı gören oldu mu?" diyerek derin bir acı hissettiğini dile getirdi. Oğlunun fotoğrafının bulunduğu yere gidip onu okşarken, gözyaşları dinmek bilmedi. Türkan Anne'nin sözleri, annelik acısının ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Annenin çaresizliği, tüm kayıpların arkasında bıraktığı boşluğu ve acıyı daha da görünür kıldı. Her gün kaybını arayan bir annenin sesi, katliamın sadece bireyler üzerinde değil, toplumun genelinde yarattığı travmayı da açığa çıkardı.

Şiir ve Hatıralar

Bu özel anma etkinliğinde sadece annelerin ağıtları yoktu; kaybedilenlerin anısını yaşatmak için söylenen şiirler de vardı. İskenderun’dan gelen Fevzi Sert’in ağabeyi Muhammet Sert, kardeşinin anısına yazdığı şiiri okudu. Şiiri, katliamın ardındaki acıyı ve barış arzusunu dile getirdi. Sert, “Geldik Ankara’nın garına. Baktık işin oluruna. ‘Barış’ dedik. ‘Kardeşlik’ dedik. ‘Çocuklarımız, torunlarımız ölmesin’ diye el ele tutuştuk” diyerek, kaybedilenlerin arkasında bıraktığı umut ışığını ifade etti.

Onun şiirinde barış talebi, kayıpların anısına duyulan özlemle birleşerek güçlü bir mesaj oluşturdu. “Giden canlar geri gelmez. Ama bu dava asla bitmez, bitmeyecek” sözleri, katliamın ardından yaşanan mücadelelerin ve barış arayışlarının birer sembolü haline geldi. Sert’in sözleri, kaybedilenlerin anısını yaşatma kararlılığının da bir ifadesiydi.

Barış İçin Verilen Mücadele

Ankara Garı'ndaki anma etkinliği, yalnızca kayıpların yasını tutmakla kalmayıp, aynı zamanda barış arayışının devam ettiğini de gösterdi. Ailelerin bir araya gelmesi, geçmişte yaşanan acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal bir dayanışma örneği sunuyordu. 10 Ekim Anneleri, sadece kendi kayıpları için değil, aynı zamanda tüm topluma bir barış mesajı vermek amacıyla burada toplandı. Anıtın açılışı, adalet ve barış arayışlarının simgesi haline geldi.

Unutulmayacak Bir Acı

10 Ekim 2015 Ankara Gar Katliamı, sadece bireylerin yaşamlarına son vermekle kalmadı, aynı zamanda aileleri ve toplumu derinden etkileyen bir yaraya yol açtı. Bugün yapılan anma etkinliği, kayıpların unutulmadığını ve barış talebinin hala canlı olduğunu gösterdi. Türkan Arpaçay gibi annelerin acıları, toplumun hafızasında daima yer bulacak ve bu acıdan ders alarak daha güçlü bir barış umudu yaratacaktır.

Ankara Garı önünde yapılan anma etkinliği, kayıpların anısına saygı duruşunda bulunmanın yanı sıra, geleceğe yönelik umut dolu bir mesaj vermektedir: "Barış için verilen mücadele asla sona ermeyecek." Bu düşünce, her 10 Ekim’de, kayıpların ruhlarının huzur bulması için daha güçlü bir çağrı olacaktır. Barış, adalet ve insan hakları için verilen bu mücadele, geçmişte yaşanan acıların bir daha yaşanmaması için önemli bir adım olacaktır.