Midenin ahı indirir şahı.
Mide mi? Beyin mi?
İnsan bu.
İki temel direkten oluşur.
Biri mide.
Biri beyin.
Mide; hayatın ekonomik alanıdır.
Yani maddiyattır.
Beyin; hayatın düşünsel, siyasi alanıdır.
Yani maneviyattır.
Bu iki direk birbirine bağlıdır.
Biri diğerine etki eder, enerji verir, hareket ettirir.
Yani tayin edicidir.
Diğeri onu besler, korur, güvende tutar, yön verir.
Diğerleri (el, kol, ayak, dalak..vs) talidir.
İkisi; tek başına hiçbir şeydir.
Beraber hayattır, yaşamdır.
Bunu toplum hayatına da uyarlayabilirsiniz.
Felsefeciler hangisi, hangisine önce etki eder konusunda hep ayrılırlar.
Kimi; madde önceliklidir der.
Yani maddi hayat manevi hayatı belirler der.
Kimi; yok der maneviyat maddi hayatı belirler der.
Yani madde mi düşünceyi yaratır?
Yoksa düşünce mi maddeyi.
Maddecilere materyalist.
Maneviyatçılara idealist deniyor.
İnsanoğlu oldum olası hep bu tartışmayı yapagelmiştir.
Bundan sonra da yapacaktır.
Öyle ya da böyle iyi de yapmıştır.
Yoksa ilk gündeki karanlığında debelenip iki ayaklı bir canlı olarak kalırdı.
Filozof, felsefeciler arasındaki bu çatışma, tartışma aslında halk arasında mide ile beyin arasındaki bir tartışma, bir çatışmaydı.
Bu çatışma.
Bu tartışma onu var etmiştir.
Yani hayvan siluetinden çıkarmış insan etmiştir.
Düşünen canlı.
Bir yanda kendini,
Bir yandan tarihini yaratmıştır.
Kolay mı?
Hiç kolay olur mu?
Doğayla, hayvanla en önemlisi kendisi ile mücadele etmesi.
Bugüne kadar,
Beyin, yani maneviyat, yani düşünce,
Yani siyaset hep mideyi yönetmiştir.
Ama ve lakin bu durum,
Çok ama çok ağır bedellere neden olmuştur.
Öyle de olsa.
Mideye düşen her sancı, her ateş
Nice saraylar, saltanatlar,
Nice krallar, kraliçeleri yaratmış. Nicelerini tarihin çöplüğüne atmıştır.
Çark dönüyor tabi.
Her şey hareket halinde!
Şimdi yine
Yeniden
Yeni bir karar arifesinde.
Türkiye’de;
Mide yanıyor.
Karın aç, susuz ve çıplak.
Maneviyat güçlü.
Milli, muhafazakar, İslam.
Bir oyana
Bir bu yana dönüp duruyor.
Vaatler büyük.
Tonla.
Hani diyorlar ya.
“Hayaller Paris.
Gerçekler Somali.” diye
Aynen öyle.
Beyinde Cennet kurgusu.
Saraylar, saltanatlar, huriler.
Midede Cehenem ateşi.
Solucan, çıyan, kertenkele yılanlar.
Bir yandan hayal dünyası
Bir yanda gerçekler.
Bir yandan
Saray, saltanat, şatafat.
Bir yanda inleyen mide.
Yarın ne olur; kaygısı.
Seçim yaklaşıyor.
Bekleyip görelim
Bakalım hangisi galip gelecek.
Mide mi?
Beyin mi?
Yani maddiyat mı, maneviyat mı?
Başka bir deyişle.
Hayaller mi gerçekleri,
Gerçekler mi hayalleri tayin edecek?
Eğer iktidar galip gelirse bilin ki halk hâlâ hayaller aleminde.
İktidarına devam eder saray, saltanat, şatafat.
Eğer muhalefet galip gelirse bilin ki yanan midenin çığlığıdır dışa vuran.
Ha bunu;
Öyle muhalefetin siyasi başarısına falan da yormayın.
Onlar armut piş ağzıma düş hevesindeler.
İş başarıda değil.
Midenin isyanında, çığlığında.
Başarısızlıkta.
Ne yapalım?
Bekleyip görelim.
Seçime az kaldı.
Belliki yeni bir tarih yazılacak.