Bilinen ve yaklaşan tehlikeleri bilim insanları kanıtlarla ortaya koysa da bizler genelde söylenenlere kayıtsız kalıyoruz. Aslında farkındayız olacakların ama sanırım içimizdeki bir dürtü veya sosyo-kültürel yapımız gelecek zamanları; mesela 20-30 yılı çok uzak bir zaman aralığı olarak algılıyor. Garip olan ülkeleri yönetenlerinde bu konularda bir yurttaş gibi düşünmeleri.

''Çocuklarınızı herkesten çok sevdiğinizi söylüyorsunuz ama herkesin gözleri önünde onların geleceğini çalıyorsunuz.'' Greta Thunberg bu sözü söylerken olası iklim değişikliliğinin toplumlar üzerinde yaratacağı etkilere karşı mücadele yürüten bir aktivist. Eğer biz insanlar çocuklarımızı seviyorsak yapmamız gerekenleri, şimdi yapmalıyız. Bugünü yaşamamız, geleceği olası tehlikelerden korumamıza engel değil.

İklim değişikliliğinin olası sonuçları neler:

Kuraklık

Sıcak hava dalgaları

Orman yangınları

Sel

Kuvvetli kasırgalar…

Bu başlıklara bakınca hepsini şimdiden yaşamaya başladığımızı hepimiz görebiliriz. Modern yaşamın bütün nimetlerinden yararlanırken, yaşadığımız gezegenin kendini onarmasına izin vermiyoruz. Dünyamız değişik jeolojik zamanlarda iklim değişiklikleri yaşadı ve tümünü çözebildi fakat aşırı ısınma Dünyanın geçmişinde yaşadığı sorunlarından farklı ve çok hızlı ilerliyor.

2050 yılına kadar, 1,5 °C sıcaklık artışı öngörülmekte. Tüm bu sorunların çözümü için Paris İklim Anlaşmasının tüm kararlarıyla uygulanması önemli. Ülke yönetimlerinin ve bu yönetimler üzerindeki etkisi olan şirketlerin toplumların geleceği üzerine karabasan gibi çökmesine izin verilmemeli. Aslında iklim değişikliği insan kaynaklı bir olgu. Dolayısıyla bir insan hakları meselesi. Bu durumda çözücü en büyük güç, devletler.

Peki, iklim değişikliliğinin şehrimiz Malatya üzerinde olası sonuçları nasıl olacak:

KAYISIDA VERİM % 40 DÜŞEBİLİR.

Eylül 2020 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi yaptığı çalışmada şu sonuçlara ulaşmış. ‘’İklim değişkenleri ve kayısı verimi arasındaki ilişki çok güçlü bir ilişki olduğu ve kayısı veriminin iklim koşullarından oldukça etkilendiği, gelecekte kayısı üretiminin iklim değişikliğine bağlı özellikle ilkbahar da geç donlarından ve kış sıcaklık artışlarından önemli derecede etkileneceği'' araştırmanın ortaya çıkardığı ve yaşadığımız şehrin bütün yaşamını etkileyecek sorun olarak karşımızda duruyor.

Yine aynı araştırmada 2021-2050 yılları arasında; bölgede kayısı veriminin yakın ve orta gelecekte yüzde 40’lara varabilecek oranlarda azalacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda iklim değişikliği ile birlikte iyimser senaryoya göre bile sıcaklık değerlerinde beklenen artışın kayısı üretimi açısından da bir tehdit oluşturduğu açıktır.” ibaresiyle tamamlanıyor. Malatya kuraklık haritasında riskli alanlarda yer alıyor. Bu duruma karşı, Malatya Büyükşehir Belediyesi şimdiden şehir fizibilitesi çıkartarak yağmur sularının toplanması ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması konusunda acilen ve büyük ölçekli bir projeyi hayata geçirmelidir.

Görüyoruz ki, iklim değişikliği hepimizi bulunduğumuz her yerde etkiliyor. Daha dün Uluslararası kurumlarca açıklanan rakamlara göre iklim değişikliğinin 250 milyon insanı yurdundan koparıp, göçe zorlayacak. Tarihte okuduğumuz Kavimler Göçü gibi bir durumla karşılaşacağız gibi görünüyor. Hatırlayın bu tarihsel göç; bir çağı kapattı, yeni bir çağ başlattı.