Malatya Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ve Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) proje okullarındaki kriterlere dayalı olmayan atamalarını bir basın açıklaması ile protesto etti. Eğitim Sen Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Zeki Özbey, “Kimin hangi ölçütlere göre görevlendirildiği ya da atandığı belirsizdir. Sürecin tamamı şeffaflıktan uzak, kapalı kapılar ardında yürütülmüş ve ortaya bu garabet çıkmıştır. Keyfilik değil yönetici görevlendirme ve öğretmen atamalarında şeffaf bir sistem istiyoruz.” İfadelerini kullandı.
Malatya Eğitim Sen ve Eğitim İş üyesi öğretmenler, Emeksiz Caddesi üst kavşağında bir araya gelerek proje okullarındaki kriterlere dayalı olmayan atamaları basın açıklaması ile protesto etti. Siyasi parti temsilcilerinin de destek verdiği basın açıklamasında, “Adalet yoksa gelecekte yok.”, “Torpili bitir liyakati getir.”, “Bakanlık açıkla senin kriterin ne?”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.” sloganları atıldı.
Eğitim Sen Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Zeki Özbey, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bizler laik, bilimsel, kamusal, parasız ve nitelikli bir eğitimi savunan eğitim emekçileri olarak, Milli Eğitim Bakanlığının LGS ile öğrencileri sınıflandırdığı bir sistemin yansıması olan bu okullara kuruluşundan beri karşı olduk. Şimdi de ÖMK’nın sınıflandırmasının yanında proje okulu öğretmeni olmak garabeti ile karşılaşıyoruz. LGS ile geleceğimiz dediğimiz çocukları istek ve becerilerine bakmaksızın sınıflandırdık, yetmedi objektif standartlardan yoksun, sadece bireylerin inisiyatifinde işleyen yönetmelikle öğretmenler ayrıştırılmaya başlandı. Proje okullarında parti devlet mantığı ile yürütülen bizdenci bir anlayış hâkim olmuştur.
Kimin hangi ölçütlere göre görevlendirildiği ya da atandığı belirsizdir. Sürecin tamamı şeffaflıktan uzak, kapalı kapılar ardında yürütülmüş ve ortaya bu garabet çıkmıştır. Keyfilik değil yönetici görevlendirme ve öğretmen atamalarında şeffaf bir sistem istiyoruz. Güzel bir geleceği inşa iddiasında olması gereken Milli Eğitim Bakanlığı çalışma ortamındaki adaleti dahi sağlayamıyor. Yoksulluk sınırında yaşayan öğretmenlerinin özlük haklarını iyileştirmek yerine öğretmenleri ayrıştırıcı uygulamalara imza atmakta.
Çocuklara adalet duygusunu yerleştirme görevini üstlenmiş kurum adalet kriterlerinden yoksun subjektif yönetmeliklerle atamalar yapmakta. Bir okuldaki 10 Eğitim Sen’li öğretmenin onu da norm fazlası duruma düşürülerek kendi yandaş kadrolaşmalarını sağlıyorlar. 23 yılda 18 defa yap boz tahtası gibi müdahale ettiğiniz eğitimin sokaktaki yansıması suç oranlarının yüksekliği ile ortada. Eğitim ulusal politikalar ister. Toplumun ihtiyaçları ve bilimin ışığında planlanır.
Adillik ilkesinden uzak, idarecilerin subjektif değerlendirmeleri ile yapılan bu atamaları protesto ediyoruz. Çözüm olarak; proje okullarına öğretmen atamalarında sınavlı değerlendirme sistemi getirilmeli. 2015 öncesindeki sınav sistemine dönülmeli ve bu okullara atama için ayrı bir takvim belirlenmeden, genel atama takvimine entegre edilmeli. Dün MESEM’lerle sermayenin hizmetine sunulan öğrencilerimizin okullarda olmasını savunduk. Bugün de siyasi ve sendikal saiklerle yapılan atamalar iptal edilmelidir! Diyoruz. Atamalar objektif kriterlerle liyakat esas alınarak yapılmalıdır! Mağduriyet yaşayan meslektaşlarımızı hakları için mücadeleye devam edeceğiz. Gelecek bizim ellerimizde, eşitlik ve adalet yoksa gelecek de yok!"
