Suriye'deki Alevi katliamına Eskişehir’den tepki Suriye'deki Alevi katliamına Eskişehir’den tepki

(İSTANBUL)- Yaşatacağız Platformu, Konya'da hayatını kaybeden 2 yaşındaki Rana'nın otopsi raporunun çıkmamasına rağmen sokak köpeklerinin saldırısı sonucu yaşamını yitirdiği yönündeki haberlere, TRT'nin Tepebaşı binası önünde gerçekleştirdikleri açıklamayla tepki gösterdi. Küçük çocuğun otopsi raporunun henüz çıkmadığının vurgulandığı açıklamada, "Hayatını kaybeden çocuğun istismarı anlamına gelen görüntüleri paylaşmaktan geri durmayan basın kuruluşları, çocuğun istismara uğradığına ve kafasına künt bir cisimle vurulduğuna dair şüpheler bulunmasını gündem etmek yerine, hiçbir delil olmadığı halde köpekleri fail addediyor" denildi.

Konya'nın Karatay ilçesinde 7 Mart'ta yaşanan olayda, 2 yaşındaki Rana El Selci, ağır yaralı halde bulunmuş ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Olayın ertesi günü Konya Valiliği’nden yapılan açıklamada küçük çocuğun sahipsiz köpeklerinin saldırısı sonucu ağır yaralandığı açıklanmıştı. Konuya ilişkin yapılan haberlerde, Rana'nın köpek saldırısı sonucu yaşamını yitirdiği belirtilmişti.

TRT'nin Tepebaşı binası önünde eylem gerçekleştiren Yaşatacağız Platformu, Rana'nın ölümüne ilişkin basında yer alan haberlere ve yapılan açıklamalara tepki gösterdi.

"İstismar şüphesinden hiç ama hiç söz edilmiyor"

Eylemde yapılan açıklamada, otopsi raporunun henüz çıkmadığı vurgulanarak konuya ilişkin, "Tabanını konsolide etmek için sokakta yaşayan köpekleri yeni nefret odağı olarak seçen ve uzun süredir planlı şekilde sosyal medya trolleriyle, basın-yayın kuruluşlarıyla, tetikçi yazarlarıyla bu yönde çalışan iktidar ise bu acı olayı fırsat bilip köpekleri yeniden hedef alıyor. En küçüğünden en büyüğüne iktidarın söylemi, bu elim olayın sorumlusu olarak köpekleri gösteriyor; istismar şüphesinden hiç ama hiç söz etmiyor. Oysa ki henüz ortada bir otopsi raporu yok. Tıpkı aylar önce Fatih’te köpeklerin üzerine atılmaya çalışılan cinayetteki gibi bugün de bir çocuğun ölümünden durduk yere köpekler sorumlu tutulmaya çalışılıyor. Hayvanlara, çocuklara, kadınlara, göçmenlere ve diğer tüm ezilenlere yönelik suçlama ve hedef gösterme içeren tüm haberlere şüpheyle yaklaşmalıyız. Bugün gündemimizde olan Konya Karatay’daki olayda çocuğun hayatını hangi sebeple kaybettiği ancak otopsi raporu sonrasında belli olabilir. Olayın basına aktarılış biçimi hem hayvan haklarına hem de çocuk haklarına açıkça aykırıdır" denildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

"Birkaç gün önce, İçişleri Bakanlığının valiliklere gönderdiği yazıyla, hayvanların katliam yasasına bile aykırı şekilde derhal toplatılması talimatı verildi. Ardından İstanbul valiliği sokakta yaşayan hayvanların toplanıp tecrit edileceği yerleri göstermeleri için belediyelere 17 Mart’a kadar süre veren bir genelge yayımladı. Oysa ki katliam yasası bile toplamaların derhal yapılması gibi bir süre öngörmüyor, aksine, belediyelere ve tarım il müdürlüklerine 2028’e kadar barınak inşa etmek için süre vererek örtülü biçimde toplama, tecrit için 2028 yazını işaret ediyor. Yani belediyelerin, İçişleri Bakanlığı'nın talimatı doğrultusunda hayvan toplama yarışına girmesine gerek yok, belediyelerin böyle bir kanuni zorunluluğu yok.

"Olaylara ilişkin soruşturmalar şeffaf bir şekilde yürütülmeli"

Belediyelerin hayvan toplama ve katletme yarışına girdiği bu kabus gibi ortamda, Konya Karatay’da şüpheli şekilde hayatını kaybeden 2 yaşındaki çocuğun vefatı da, henüz otopsi raporu dahi çıkmamışken hayvanlar hedef gösterilerek nefrete malzeme ediliyor. Hayatını kaybeden çocuğun istismarı anlamına gelen görüntüleri paylaşmaktan geri durmayan basın kuruluşları, çocuğun istismara uğradığına ve kafasına künt bir cisimle vurulduğuna dair şüpheler bulunmasını gündem etmek yerine, hiçbir delil olmadığı halde köpekleri fail addediyor. Karatay’da yaşananların ardından pek çok hayvanın zehirlendiği, vurulduğu ve hayvan hakkı savunucularının silahla tehdit edildiğine dair bilgi ve görüntüler paylaşılmaktadır. Eline silah alıp kendi adaletini sağlama iddiasında olan gruplar tehlikelidir ve suç işlemektedir. Yetkililer, kontrolden çıkan bu şiddet dalgasının daha fazla yayılmasını önlemek için derhal harekete geçmeli, hem hayvanların hem de insanların güvenliğini sağlamak için gerekli tedbirleri acilen almalıdır. Olaylara ilişkin soruşturmalar şeffaf bir şekilde yürütülmeli, kamuoyunu köpeklere ve onlara bakan insanlara karşı kışkırtarak şiddeti körükleyen asılsız haberlerin yayılması engellenmelidir.

"82 yaşındaki Necla Teyze’yi hatırlayalım"

Küçük bir barakada yaşayan, hayvanları doyuran 82 yaşındaki Necla Teyze’yi hatırlayalım. Mahallesinde, gözü gibi baktığı, üzerine kayıtlı köpeğin belediye tarafından götürülmesine karşı çıktığı için hedef gösterildi. Çok geçmeden, barakasında çıkan şüpheli yangında hayvanlarla birlikte hayatını kaybetti. Yine yakın tarihte, Urfa’da köpek havlaması nedeniyle ateşli silahla öldürülen yaşlı çifti ve bu saldırıdan yaralı kurtulan oğullarını ve gelinlerini hatırlayalım. Bu acı örneklerde görüldüğü üzere, köpeklere yönelik nefret söylemleri yalnızca hayvanları değil, insanları da hedef gösteriyor. Unutulmamalıdır ki Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca hayvanları öldürmek, Türk Ceza Kanunu uyarınca da insanları tehdit etmek suçtur.

“Alınacak önlemlerin başında, iktidarın ve medyanın şiddeti ve nefreti körükleyecek söylemlerden vazgeçmesi gelmelidir”

Tıpkı daha önce Kayseri’de göçmenlere yönelik pogrom girişiminde olduğu gibi bugün Konya Karatay’da bir pogrom tehdidi olduğu yetkililerce göz önünde bulundurulmalı ve önlem alınmalıdır. Alınacak önlemlerin başında, iktidarın ve medyanın şiddeti ve nefreti körükleyecek söylemlerden vazgeçmesi gelmelidir. İktidar yanlısı medya kuruluşlarına da muhalif medya kuruluşlarına da bir kez daha haykıralım; medya etik ol tetikçi olma.

“Yaşam hakkı savunucusu olan herkesi, sokakta yaşayan hayvanlar için verdiğimiz mücadelede bizlerle dayanışmaya çağırıyoruz”

Bu dezenformasyonla ve tetikçilerle dolu atmosferde hayvan dostlarımızın yanında olmamız bugün artık daha da elzem.  Yaşam hakkı savunucusu olan herkesi, sokakta yaşayan hayvanlar için verdiğimiz mücadelede bizlerle dayanışmaya, direnişimize omuz vermeye çağırıyoruz."

Kaynak: ANKA