Gündem

Tolga Karaçelik’in yeni filmi “Saykoterapi” İstanbul Film Festivali’nde izleyiciyle buluştu

“Gişe Memuru”, “Sarmaşık” ve “Kelebekler” gibi filmleriyle sinemada kendine özgü bir yer edinen ödüllü yönetmen Tolga Karaçelik'in, son filmi, “Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikayesi” ile bu kez izleyiciyi Amerika’ya, New York’un sokaklarına ve karakterlerinin iç dünyasına götürüyor.

Abone Ol

HABER: Hilal SOLMAZ

(İSTANBUL) - "Gişe Memuru", "Sarmaşık" ve "Kelebekler" gibi filmleriyle, sinemada kendine özgü bir yer edinen ödüllü yönetmen Tolga Karaçelik'in, son filmi, "Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikayesi" ile bu kez izleyiciyi Amerika’ya, New York’un sokaklarına ve karakterlerinin iç dünyasına götürüyor.

İngilizce çekilen ve Karaçelik’in hem yazıp hem yönettiği ilk uluslararası yapım olma özelliği taşıyan "Saykoterapi: Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikayesi", Türkiye prömiyerini 44. İstanbul Film Festivali kapsamında yaptı.

Altın Lale yarışma bölümünde yer alan film, Atlas Sineması’nda yoğun ilgiyle karşılandı.

Başrollerini Steve Buscemi, Britt Lower ve John Magaro gibi dünyaca ünlü oyuncuların paylaştığı film, boşanmanın eşiğinde duran bir yazar ile ona danışmanlık yapan, geçmişi karanlıklarla dolu emekli bir seri katilin tesadüfi arkadaşlığını konu alıyor. Karaçelik’in kara mizah ile gerilim arasında incelikle kurduğu bu anlatı, yalnızca bir suç öyküsü değil, aynı zamanda yazarlığın, anlatıcılığın ve insanın kendisiyle yüzleşmesinin hikayesi.

Film gösteriminin ardından soruları yanıtlayan yönetmen Tolga Karaçelik, ilk kez yurt dışında film çekmenin beraberinde getirdiği zorluklar ve yaratıcılığa etkisi üzerine açıklamalarda bulundu.

"Yeni bir dilde senaryo yazmak ve o dili yönetmenlik düzeyinde hissetmek büyük bir sınavdı"

"Bu benim ilk yurt dışı filmim. Yeni bir dilde senaryo yazmak ve o dili yönetmenlik düzeyinde hissetmek büyük bir sınavdı" diyen Karaçelik, çalıştığı ekibin destekleyici yaklaşımının, bu süreci kolaylaştırdığını söyledi.

Yurt dışında çalışmanın yaratıcılığı nasıl etkilediği sorusuna Karaçelik şu yanıtı verdi:

"Sanırım en büyük fark özgürlük hissiydi. Türkiye’de zaman zaman yaratıcı fikirler, politik ya da sektörel kısıtlamalarla şekillenebiliyor. Oysa burada fikirlerin çarpışmasına açık, daha demokratik bir ortamda çalıştım. Bu da beni daha cesur olmaya itti."

Uluslararası alanda üretim yapmanın getirdiği temsil sorumluluğuna da dikkat çeken yönetmen, "Bir Türk olarak yurt dışında iş üretmek, beraberinde ciddi bir sorumluluk getiriyor. Bu hem yük hem de bir ayrıcalık. Farklı bir bakış sunabilmek, bağımsız sinemada çok değerli bir şey" diye konuştu.

"Mizah evrensel gibi görünse de çok yerel bir mesele"

Yönetmen Tolga Karaçelik, kültürel kodlar ve mizah anlayışının evrenselliği üzerine gelen soru üzerine de "Mizah evrensel gibi görünse de çok yerel bir mesele. Neyin komik olduğunu anlatabilmek, bir duyguyu doğru aktarabilmek çoğu zaman ekstra çaba gerektiriyor. Ama bu da işin büyüleyici tarafı" ifadelerini kullandı.

Yeni filmini kişisel ve mesleki bir dönüm noktası olarak tanımlayan Karaçelik, "Yeni bir coğrafyada, yeni bir dilde ama yine ‘ben’ olarak bir hikaye anlattım. Bu bana sinemanın ne kadar evrensel ama aynı zamanda ne kadar kişisel bir şey olduğunu tekrar hatırlattı" dedi.