CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında, “Biz hep beraber haklıyız, güçlüyüz. Her geçen gün daha büyük kalabalıklara konuşuyor, daha büyük kalabalıklarla yürüyoruz. Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük ve çoğunluk enerjisi kimsede ise iktidar ondadır. Artık iktidar, muhalefettedir; CHP’dedir. AK Parti şeklen iktidarda, sokakta ve vicdanda artık muhalefettedir. Hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Adayımızı alacağız, sandığı koyacağız, iktidar olacağız. Atatürk’ün partisi iktidara yürüyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Sayın Bahçeli’nin söylediklerini okudum, yazdıklarını okudum. Kimi yerde gülümsedim, kimi yerde hesaba güldüm, başka hesabı kendim yaptım. Örneğin diyor ki ‘Erdoğan, CHP’nin sandıklarından 18 buçuk kat fazla oy aldı.’ ‘CHP’nin sandığı’ dediği, 1 milyon 600 binlik kendi üye sandığımız. Onun 18 katını almış. ‘Dayanışma’ deyip millete açtığımız, dört gün içinde duyanın gelebildiği, köylere gidemediğimiz yerde 15 buçuk milyon oy almış. Ayıptır söylemesi, Devlet Bey’in aldığı oyun üç buçuk katını almış. Bu yüzden Devlet Bey’in yargılamaların hızlı olmasına, Ekrem İmamoğlu suçsuzsa ki namusumuz kadar kefiliz. Yapılan kurguyu, kumpası görüyoruz. ‘Suçssuzsa hızla tahliye olmasına, beraat etmesine’ diyor, temennimiz odur. O günleri hep beraber görmeyi de Sayın Bahçeli ile ümit ediyorum. Yaptığı vurguları kıymetli buluyorum.
“Sayın Bahçeli, TRT’den bu yargılamaların açık ve şaffaf yapılmasına siz ne diyorsunuz”
Madem masumiyet karinesine inanıyoruz, madem milletin verdiği oylara değer veriyoruz; daha bir yıl önce her iki kişiden birinin oyuyla İstanbul’a görevlendirilen İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanmasına, görevinde vekil varsa bile hiç değilse özgürlüğüne kavuşmasına, aslında yargılama sırasında aynen Tayyip Bey gibi görevinin başına dönmesine, mahkemenin Tayyip Erdoğan’ın o günkü mahkemeleri gibi yürütülmesine ve bir ilave yapıyorum üstüne Sayın Bahçeli; TRT’den, isteyen her kanaldan bu yargılamaların açık ve şeffaf yapılması, sorulan her sorunun cevabının milletin önünde verilmesine siz ne diyorsunuz? Biz burada sizinle buluşabiliriz: Hızlı, adil yargılama. Suç ispatlanırsa hapse, beraat ederse görevine. Ve tutuksuz yargılama ve televizyondan yargılama.
“Koca MASAK raporu dediklerinin içinden bir kanıt çıkmadı”
Ben şunu biliyorum Sayın Bahçeli: MASAK raprorunda, ‘10 yıl önce bugünkü değerlerle değerleme yapıldığında alınan arsanın 20’de bir fiyata alındığı görülmüş. ‘Ne diyeceksin İmamoğlu?’ Keşke bu canlı yayında olsa. Bu içeride, emniyette, savcılıkta oldu. ‘Allah Allah, o kapora ya. Ben kendi hesabımdan kapora yolladım. Ana parayı filanca devlet bankasından kredi kullandık galiba.’ Avukat çıkıyor, soruyor, faksla geliyor. ‘Evet efendim. 20’de birini Ekrem Bey kapora vermiş. Geri kalanını bankadan kredi kullanmış. Kredi de beş yılda, 10 yılda kapanmış.’ ‘Ha tamam, bunu geçelim o zaman.’ Böyle böyle koca MASAK raporunu geçtiniz. Koca MASAK raporu dediklerinin içinden bir kanıt çıkmadı.
“Bir suçu ispat etmeye çalışırken eski ve güncel kurulmuş bir saadet zincirini deşifre ediyorlar”
O yüzden şimdi 50 yeni şahit üretmeye çalışıyorlar AK Partili müteahhitlerden. Eskiden İBB’de AK Parti döneminde çalışmış. Soru: ‘Sonra niye ihale alamadın?’ ‘Rüşvet istiyorlarmış, vermedim.’ Kanıt? Yok. Tanık? Yok. İspat? Yok. ‘O günden beri neredesin?’ ‘Türkiye Yüzyılı kampanyasındayım. Bakanlıklardayım. İletişim Başkanlığı’ndayım.’ Aslında bir suçu ispat etmeye çalışırken eski ve güncel kurulmuş bir saadet zincirini; belediye İBB’deyse İBB’de oturan akbabaların, şimdi İletişim Başkanlığı’nın bahçesine konduklarını, bakanlıklarda durduklarını, TEKNOFEST yaptıklarını, bakanlıkların kampanyalarını yaptıklarını, İBB’ye bir kayyum atansa geriye gidip o bahçeye konacaklarını deşifre ediyorlar. ‘50 yeni tanık bulduk’ diyorlar. Tayyip Bey’in sana telefonda çıkıştığı gibi, madem dosyan kuvvetliydi? Hani kanıtların vardı? Bir tanesini ispatlayamadın Ekrem Bey’e sorarken, arkadaşlara sorarken. Biz bunları nereden biliyoruz? İçlerinde bu teklifleri alıp ‘Tövbe estağfurullah yapmam öyle şey’ diyenler var. Gelip onları anlatıyor.
“Cürmünüz kadar yer yakarsınız. Günü gelince bu pisliğin hesabını vereceksiniz”
Şimdi gelecekte bir yargılama daha olacak ya seçimlerden sonra; iftirayı atanlar, attıranlar, yalancı tanıklar… Vallahi FETÖ’nün savcıları firarda. Ama o günün yalancı tanıklarını bugün hapse koydular. Şimdi o gerçek tanık bulamayan, gizli tanıkla operasyon kurgulayan, somut delile ulaşamayan, somut delil diye sorduğu her sorunun cevabını alan, şimdi origami sanatı gibi kağıttan gemi yaptıkları gibi tıkır tıkır tanık yapmaya çalışıyor. Onlara FETÖ’cü savcıların gazına gelip, ifade verip şimdi 25 yılla içeride yatanları hatırlatırım. Bir bildiğin varsa bugün ispatlayacaksan geri durma, korkumuz yok. Eğer bugün iftira atacaksan yarın onu biz ispatlarsak o zaman çekeceğin cezayı kendin düşün. Gizli tanıklara diyorum, şimdi yandaş yaratmaya çalıştıkları tanıklara diyorum: Cürmünüz kadar yer yakarsınız. Namuslu insanları karalayamazsınız. Günü gelince de bu pisliğin hesabını vereceksiniz.
“Bir öğrencimiz içeride kalmayana kadar duyarlılığın sürmesi lazım”
301 evladımızı bayramda bizden kopardılar. Öğrenciler serbest kaldı, çok memnunuz, doğru ama yetmez. 240’ı kaldı, 71’i içeride. 46’sını İstanbul’da, 15’ini Bursa’da, 10’unu İzmir’de; 71 evladımızı takip ediyoruz. Bir öğrencimiz içeride kalmayana kadar duyarlılığın sürmesi lazım. Örneğin Bursa’da üçü kadın 15 gencimiz tutukludur. Vizelerini kaçırıyorlar. Annesi kanser olan var. İşçi olup işinden atılan var. Borcunu ödeyemeyip haciz gelen var. Bu yüzden çok hızlı şekilde tahliyelerin gerçekleşmesi gerekiyor. Bir de Bursa’da tahliye kararlarına itiraz eden bir savcı var. Bir gün yatarı yok. Bütün bayram geçmiş. 15 gündür içeride tutmuşsun. Serbest kalıyor çocuklar, bir de dönmüş itiraz ediyor. Bir avukatımız Ahmet Keskin içeride, takip ediyoruz. Önemli nokta şudur: Bazı arkadaşlara, bazı öğrencilere farklı farklı suçlamalar var. Bir kısmına Cumhurbaşkanı’na hakaretten. Koca bir meydan ‘zıpla, zıpla’ yapmış. Beş, altı kişiye Tayyip Bey’in ismini söylediler diye. Koca meydan ‘diktatör Tayyip’ demiş. Birkaç gence bunun tutuklulukla hesabını sormaya çalışıyorlar. Buradan sonra Cumhurbaşkanı’na hakaret Adalet Bakanlığı’nın iznine tabidir. Süreç uzuyor. Buradaki arkadaşlar boşu boşuna mağdur oluyorlar. Pırıl pırıl, tertemiz, geçmişlerinde bir tane bile sabıka olmayan, hiçbir örgütle bağlantıları olmayan, olsa olsa CHP üyesi ya da değil, 71 pırıl pırıl gencimizin bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını bekliyoruz.
“İmzalar yüksek güvenlikli ortamda saklanacak”
İmza kampanyası, son gelen veriyle cumartesi akşamüstüne doğru 10 milyonu aşmıştı. Örgütümüz bütün gücüyle çalışıyor. İmza kampanyasında devlet memurlarının, gelecekte mülakata girecek öğrencilerin, yakınlarının tereddütlerinin oluşabilmesi ihtimaline binaen, kampanyayla ilgili şu bilgiyi paylaşmak isterim: Kampanyada toplanan imzalar hızla örgütümüz tarafından belirlediğimiz gizlilik ilkelerine göre dosyalanıp, kapatılıp, Genel Merkezimize ulaştırılmaktadır. Dijitalleştirilmektedir, istiflenmektedir, sayımı, kontrolü yapılmaktadır ve emniyette tutulmaktadır. Yeterli imzaya bizim gayri resmi sayımlarımız sonucunda ulaşıldıktan sonra buraya bir bağımsız denetim kuruluşu; meslek örgütlerinden, örneğin kabul etmeleri durumundan Türkiye Mali Müşavirler Odası’ndan, TMMOB’dan, noterden ve bir bağımsız denetim kuruluşundan üç-dört ayrı raporla imzaları saydıracağız, resmileştireceğiz ancak hiçbir yere teslim etmeyeceğiz. Bu imzalar kimsenin giremediği yerde, yüksek güvenlikli ortamda saklanacak. İmzaların gerçek rakamları noter tarafından, bağımsız kuruluşlar tarafından tespit edilip kamuoyuyla paylaşılacaktır.
"Tüm vatandaşlarımızı, siyasi tutsakların özgür kalmasını ve seçim sandığını istediğimiz imza kampanyamıza davet ediyorum"
Tüm vatandaşlarımızı, dünya siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oylamasına, Erdoğan’a güvensizlik oyu verecekleri ve ‘Adayımı yanımda…’ Bu aday Ekrem İmamoğlu’dur. Ancak CHP’lileri, ona gönül verenler, ‘Adayımı yanımda, sandığımı önümde istiyorum’ diyor. Ama bir başka parti, Genel Başkanı hapiste olan bir başka parti, ‘Adayımı yanımda’ diyorsa, o aday onun gönlündeki adaydır. Aslolan sandığın gelmesidir. Hangi siyasi görüşten olursa olsun herkese, hem bütün siyasi tutsakları, hem Ümit Özdağ’ı hem Ekrem İmamoğlu’nu, bütün belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi, DEM Parti’nin önceki, HDP’nin önceki Eş Genel Başkanlarını, hangi siyasi tutuklu tutsak varsa özgür kalacakları ve esas hakemin milletin son kararı vereceği erken seçim sandığını istediğimiz imza kampanyamıza davet ediyorum.
“Burada AK Parti’nin düdüğü öter’ dedikleri Yozgat’ta demokrasiye sahip çıkmaya gidiyoruz”
Bu hafta Meclis grubumuz İklim Kanunu’na direnmeye, büyük bir mücadele vermeye devam edecek. Yarın akşam, Ekrem Başkanımızın ve Mehmet Çalık Başkanımızın ilçelerinden; Beylikdüzü’nden bir devasa gece mitingini daha yapmaya, ‘İmamoğlu’na ve arkadaşlarımıza özgürlük’ demeye devam edeceğiz. Cumartesi günü, 19 Mart darbe girişiminin ay dönümünde, birinci ayında Yozgat’ta, ‘Ayağa kalkmazlar’ diyen çiftçilerin ayağa kaldırdığı Yozgat’ta, AK Parti’nin kalem dediği Yozgat’ta, ‘Burada AK Parti’nin dediği olur, düdüğü öter’ dedikleri Yozgat’ta Yozgatlılarla kucaklaşmaya, demokrasiye sahip çıkmaya gidiyoruz.
“Artık iktidar muhalefettedir; CHP’dedir. AK Parti şeklen iktidarda, sokakta ve vicdanda artık muhalefettedir”
Biz hep beraber haklıyız, güçlüyüz. O yüzden hem arkadaşlarımıza güveniyoruz hem kendimize güveniyoruz. Ahlaki üstünlük bizdedir. Yaptığımız tüm eylemlerde, her gün yeni ayaklar katılıyor ve yeni omuzlar ekleniyor omuzlarımıza. Gitgide güçleniyoruz. Her gün meydanlar bir gün öncekinden daha kalabalık. Samsun’da 47 yıl önce Ecevit’in topladığı kalabalığı topladık, seçim yokken ‘Ekrem İmamoğlu’na özgürlük’ diyerek. Basınlarını görüyorsunuz, iftiradan başka bir söz yok. Yazar-çizerlerini görüyorsunuz, hakaretten, iftiradan medet umuyorlar, normal bir zeminde tartışabilenleri yok. Psikolojik üstünlük bizdedir. Her gelen anket bir öncekinden iyi geliyor, iyi gelmeye devam edecek. Her geçen gün daha büyük kalabalıklara konuşuyor, daha büyük kalabalıklarla yürüyoruz. Yürümeye devam edeceğiz. Çoğunluk enerjisi bizdedir. Ahlaki üstünlük, psikolojik üstünlük ve çoğunluk enerjisi kimsede ise iktidar ondadır. Artık iktidar, muhalefettedir; CHP’dedir. AK Parti şeklen iktidarda, sokakta ve vicdanda artık muhalefettedir. Hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Adayımızı alacağız, sandığı koyacağız, iktidar olacağız. Atatürk’ün partisi iktidara yürüyor.”
(SON)