Siyaset

TKP Genel Sekreteri Okuyan: "Türkiye, Suriye’de bir hata yaparsa Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının sorgulandığı bir tablo görürüz"

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Türkiye Suriye’de bir hata yaparsa Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının sorgulandığı bir tablo görürüz" dedi.

Abone Ol

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Türkiye Suriye’de bir hata yaparsa Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının sorgulandığı bir tablo görürüz" dedi.

TKP Manisa'nın Salihli ilçesinde “Biz halkız, biz yönetiriz” başlıklı halk toplantısı düzenledi. Zafer Keskin Tiyatro Salonu’ndaki toplantıda konuşma yapan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Suriye’de Alevilere yönelik saldırılara işaret ederek, şöyle konuştu:

"Suriye’de Esad rejiminin düşürülmesi için on yıldır bir koalisyonla faaliyet yürütüyorlar. İsrail, ABD, İngiltere, Türkiye ve başka bazı Avrupa ülkeleri var koalisyonda. Suriye’yi karıştırdılar. İnsanları birbirine düşürdüler, iç savaşa soktular. Biz Türkiye’nin bu savaşın dışında kalması için çok uğraştık. Bugünkü pozisyonumuz on yıl önce de aynıydı. Şimdi geldiğimiz noktada Esad devrildi. HTŞ Suriye’yi ele geçirirken dedik ki 'HTŞ bu koalisyon tarafından iktidara getirildi ve katliamlara başlayacak ve böylece İsrail ve ABD Suriye’ye müdahale için bahane bulacaklar.' Şimdi katliamlara başladılar, tam da söylediğimiz gibi.

Bunun bizimle şöyle bir ilgisi var. AKP yönetiyor diyorlar ya; Yeni Osmanlıcı hayallerle hareket ediyor. İçerde adaletsiz bir sistem var, kimse mutlu değil. İçeride kimse mutlu değilken Suriye’de hamilik yapacak. Hayatımız boyunca Amerikancılıkla, İsrailcilikle mücadele ettik. Bir katil sürüsünü Şam’a getirdiler insanlar çaresizlikten bunlardan medet umuyorlar. Yüz yıl sonra mandacılığı hortlattılar. Bunun baş sorumlusu AKP’dir. Dünyayı bu şekilde parçalayarak yönetiyorlar. AKP de buna çanak tutuyor çünkü Türkiye’yi de böyle yönetiyorlar. Mezhepçilikle, işçileri bölerek yönetiyorlar. Böyle yönetmek olmaz. Bu şekilde yönetemezsiniz. Büyük bir kavga var bölgemizde, paylaşım kavgası. Haritalar değişirken AKP gibi mezhepçi ve aklını yitirmiş bir iktidar şuna neden olur, yarın birileri ‘Türkiye’de insanların can güvenliği yok’ diye Türkiye’ye de müdahale ederler. Ya da Türkiye Suriye’de bir hata yaparsa Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının sorgulandığı bir tablo görürüz. İşte bu bir yönetme krizidir.

"Kürt ve Türk yoksullarının yaşadıkları sorunları çözmeye niyetli değiller"

Peki ne yapmalı? Şimdi içeride bir süreç var, bir sürü şey tartışılıyor. Yurttaşlarımızın bir bölümünü küstüren, dışlayan politikalar uygulandı. Buna kimse itiraz edemez. Aslında mesele çok basit. İşçilerin bölünmesini sağladılar, bir bölüm kendilerini ülkenin bir parçası gibi hissetmemeye başladılar. Bu da işçileri böldü. Asıl meselenin üstünü örtüyorlar. Şimdi diyorlar ki bunu çözeceğiz. Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde yoksulluk daha fazla. Kürt zenginleri ile Kürt yoksulları arasındaki uçurum çok fazla. Peki bu konuşuluyor mu, hayır. Bunu çözmeden neyi çözeceksiniz. Buradan hiçbir şey çıkmaz, buradan yeni belalar açılacak başımıza.

Kürt ve Türk yoksullarının yaşadıkları sorunları çözmeye niyetli olmadıkları için başka şeylerle uğraşacaklar. Örneğin din kardeşliği diyerek cumhuriyetle hesaplaşıyorlar. Gericilik, tarikatlar her yeri sardı bunu şimdi anayasaya da taşıyacaklar. Sorun Cumhuriyet'e çöken ve ülkeyi yağmalayan sermaye sınıfıdır. Bununla hesaplaşılmadıkça ülkenin hiçbir sorunu çözülemez.

İşin diğer tarafına geçersek; “biz yönetiriz” nereden geliyor? Biz zayıfız çünkü düzenden zarar gören büyük çoğunluğun, işçilerin sesi çıkmıyor hiçbir yerde. ABD’de de çıkmıyor, Türkiye’de de çıkmıyor. İşçi sınıfı bir araya gelseydi, 'biz yönetiyoruz' deselerdi Trump olmayacaktı. ABD’nin de kaymağını zenginler yiyor. Süper güç dedikleri ülkede 800 bin insan sokakta yaşıyor. Beğenilmeyen Sovyetler Birliği’nde sokakta kimse yoktu, insanların temel gereksinimleri karşılanıyordu. ABD’de işsizseniz öldünüz demektir; hiçbir hastanenin kapısından giremezsiniz. Bunlar tartışılmıyor, Türkiye’de de tartışılmıyor. Demokrasi tartışıyorlar. Kimse bu gerçek sorunları tartışmıyor. Yüzde 1’lik kesim yüzde 40 zenginliğe sahip. İnsan dediğimiz şey buna itiraz eder, ayağa kalkar.

"Ayağa kalkın, Cumhuriyet'in varlık nedeninin sorgulanacağı bir sürece giriyoruz"

Bunun için buradayız, bu düzen değişmeli diyoruz. Sahte umutların peşinden gitmemizi istiyorlar ama doğru değil bu. Biz yönetmeye adayız demezsek biz zarar göreceğiz. Aklımızı ve yüreğimizi birleştirdiğimiz zaman ülkeyi yönetir noktaya geliriz. Kıt kaynaklarla, zor koşullarda Milli Mücadele yürüttük. Şimdi Suriye’de insanlar büyük güçlerin himayesini ister hale geldiler. Millî Mücadele zamanı da böyleydi. Millî Mücadele bunların dışında bir alternatifi zorladı. Türkiye toplumu Millî Mücadele’den 100 küsur yıl sonra kendisine inanmıyor.

"Bu düzenden kurtulma iradesiyle hareket etmediğimiz sürece iç ve dış mandacılar bizi yönetecekler"

Halkımız kolay tercihlerin peşinden gidiyor o yüzden kolay yönetiyor görünüyorlar. 'Meseleye el koyuyoruz' dememiz lazım. Türkiye’deki kaynaklara çöken sermaye sınıfından, bu düzenden kurtulma iradesiyle hareket etmediğimiz sürece iç ve dış mandacılar bizi yönetecekler. Yüzde 1’e dokunmadan ülkeyi refaha çıkaracağım diyenler yalan söylüyorlar. Bugünkü sistemdir bugünkü yoksulluğun nedeni. Sermaye sınıfı el koyuyor bu kaynaklara. Devlet sermaye şirketlerine ülkenin anahtarını vermiş. Ayağa kalkın çünkü böyle devam ederse büyük bir karanlık bekliyor bizi. Meseleye biz el koymazsak başkaları el koyacaklar. cumhuriyetin de varlık nedeninin sorgulanacağı bir sürece giriyoruz.

Bugünkü düzen için her şey para olduğu için ülkenin güvenliğini sağlayamazlar. Vakit yok, biraz acele etmemiz lazım. Yıllarımızı sahte hayallerin peşinden giderek mi geçireceğiz, sabahtan akşama kadar televizyon karşısında homurdanarak mı geçireceğiz? Sistemden kâr elde edenleri de yarın öbür gün teslim alırlar. Gerçek olan halkın bir araya gelmesidir. Bir yirmi yıl daha kaybetmeye hazır mısınız? Biz değiliz, biz bu ülkeden umudu kesmedik. Ayağa kalkalım, kendi işimizi yapalım. Suriye’yi cellatlar sürüsüne teslim ettiler, biz mi yönetemeyeceğiz?

Bizim tarafımızda kafamızı eğdirecek, onursuz hiçbir şey yok. Mesele çok basit bir araya gelmek zorundayız. Halkın büyük bir bölümü Türkiye işçi sınıfının parçası olduğunu hissetmek zorunda. Türkiye Komünist Partisi, yirmi yıllık AKP döneminde bir tek yanlış analiz yapmadı, yanlış konumlanış almadı, kandırıldık demedik. Bir kez halkımızın çıkarlarına aykırı tutum almadık. Kolay kurtuluş yok, mücadele ederek kendimizi kurtarırız diyerek dürüst davranıyoruz.

"TKP’den korkmayın, TKP bu ülkenin geleceğidir"

Kaçış yok, evde oturarak da başınıza iş geliyor, kötülükleri ancak örgütlüyseniz aşarsınız. TKP’den korkmayın, TKP bu ülkenin geleceğidir. İnsanlığın çok uzun zamanı kalmadı ama o kadar çürüdü ki kolay yıkılır bu düzen. 100 yıl sonra da bu ülkede yaşayanlar bizim büyüklerimiz ne kadar cesur insanlarmış desinler. Biz bunu yapabiliriz.”