DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş’la yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin, "Partiler arası diyalog, liderler arası diyalog bizim bugüne kadar zaten savunduğumuz şeyler. Dolayısıyla bu diyalog ve temas memnuniyet verici" dedi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin düzenlediği basın açıklaması sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Ahmet Türk ve Selahattin Demirtaş’la yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin soru üzerine Doğan, şunları söyledi:

"Buradan DEM Parti adına bu vesileyle sevgili Başak Demirtaş'a geçmiş olsun dileklerimizi ve acil şifalar dilediğimizi de iletmek isterim. Partiler arası diyalog, liderler arası diyalog bizim bugüne kadar zaten savunduğumuz şeyler. Dolayısıyla bu diyalog ve temas memnuniyet verici bir şey. Hem Demirtaş'la yapılan görüşmeyi hem Ahmet Türk'le yapılan görüşmeyi teyit ediyorum." 

“Muhalefetle de görüşeceğiz”

Ayşegül Doğan, bir gazetecinin, "101 noktada toplantılar düzenleyeceğinizi söylediniz. Muhalefette de birtakım kuşkular dile getiriliyor. Muhalefet partileriyle görüşme olur mu?” sorusunu, "İlk görüşmeden sonra da İmralı heyetimiz çeşitli görüşmeler yaptı. İkinci görüşmeden sonra da çeşitli görüşmeler yaptı. Ulaşabildikleri kadar en geniş kesimlere, en geniş taraflara ulaşmaya çalıştılar. Herkesi buna davet ettiler. Cesur olmak gerekiyor. Barıştan korkmamak gerekiyor. Muhalefet partileriyle de görüşeceğiz. Gereken herkesle, her siyasi partiyle bugüne kadar kurulmayan ama kurulmasını arzu ettiğimiz diyalog ve temas kurmak için biz elimizden geleni yapacağız" diye cevapladı.

"Beklentimiz çözmeye yönelik bir irade ve bu iradeyi gösteren bir dil ve tutum"

Doğan, bir gazetecinin, "Açıklamanızda, 'Devlet ve iktidar da söz konusu koşulları sağlamalı' dediniz. O koşullar nedir somut olarak? Yani mesela silah bırakacaklarla ilgili bir yasal düzenleme midir?" sorusunu şöyle yanıtladı:

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkan Yardımcısı: “Bu süreci baltalayacağız” Zafer Partisi Eskişehir İl Başkan Yardımcısı: “Bu süreci baltalayacağız”

“Hız önemli. Dün eş genel başkanımız da ifade etti. Ben de bugün burada MYK'mız adına ‘Açık ve kanayan bir yara’ dedim. Bunu açık bırakmak enfekte olmasına neden olur. Ne demek istiyoruz? Böyle süreçler kolay inşa edilmiyor. Kalıcı bir barışı inşa etmek dünyada da çeşitli deneyimlerinden gördüğümüz üzere kolay olmuyor, zor oluyor. Ancak kolaylaştırıcı yolları var. Biz bu deneyimlerden yararlanmak istiyoruz. Kendi deneyimlerimizden. Türkiye de bunun kolaylaştırıcı yollarının neler olduğunu defalarca deneyimledi. Belli bir tarihsel birikimimiz var. Bu tarihsel birikim yol gösterici olabilir. Geçmişten dersler çıkarırsak yol haritasını bulabiliriz. Şimdi siz çeşitli şeyler yazılıyor dediniz. O yazılanlara ilişkin bizler de sizler gibi okuyoruz. DEM Parti'ye iletilen şu ana kadar belirlenmiş bir yol haritası olsaydı veya bizim birtakım görüşmelerimiz ve buna dair üzerinde uzlaşıya varılmış bir yol haritamız olsaydı veyahut DEM Parti İmralı heyeti tarafından bize aktarılan başka başlıklar ya da konular olsaydı biz bunları sizlerle paylaşırdık. Değerli Türkiye halkları son derece açık bir biçimde 1 Ekim'den bu yana olan biten her şeyi sizlerle paylaştık ancak yol haritası kolay, çok kolay.  Öyle de zor değil. Hepimizin muzdarip olduğu, hepimizin mahrum kaldığı bazı şeylerden, yoksun kaldığı bazı şeylerden bahsediyoruz. Eşitlik, adalet, özgürlük, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, bunların önündeki engellerin kaldırılması… Bu bugün bütün Türkiye toplumunun talebi. Ama mesela Kandil'in yanıt vermesi gereken bazı sorular yönelttiniz bana. Ona biz DEM Parti olarak yanıt veremeyiz. PKK açıklamasında son derece net bir biçimde ‘koşullar sağlanmalı’ diyor. Sayın Öcalan'ın açıklaması da açık, ‘Bizim kongremizi toplamamız için koşullar sağlanmalı’ diyor. Biz de diyoruz ki, ‘gereken her şey yapılmalı’ Ortaya cesur bir irade konuldu. Tüm siyasi aktörler sayın Cumhurbaşkanı, sayın Bahçeli, sayın Öcalan bu konuda açıklamalar yaptılar. Şimdi bu saatten sonra bu memnuniyet verici açıklamaların DEM Parti olarak gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini söylüyoruz. Diyoruz ki, ‘beklentimiz çözmeye yönelik bir irade ve bu iradeyi gösteren bir dil ve tutumun ortaya çıkması.’ Bu, bu kadar net, bu kadar açık.”

“Türkiye'nin yeni, demokratik, kapsayıcı bir anayasaya ihtiyacı var”

DEM Parti Sözcüsü Doğan, "DEM Parti yönetimi olarak bugün itibariyle demokrasi konusundaki pozisyonunuz tam olarak nedir? Anayasal anlamda parlamenter sistem mi yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan'a üçüncü dönemin kapısını açacak bir anayasa değişikliği önünüze gelirse DEM Parti yönetimi olarak pozisyonunuzu bize netleştirebilir misiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Anayasal değişiklikler ve parlamenter sistem mi yoksa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi mi? Biz bu konuda da fikrimizi her zaman çok açık bir biçimde ifade ettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı en demokratik mücadeleyi, en kararlı mücadeleyi sergileyen ve bunun en çok mağduru olan siyasi partiyiz. Antidemokratik uygulamalara karşı en geniş çeperde yan yana gelişleri destekleyip, rejimin demokratikleşmesi için yapılması gerekenleri yalnızca hatırlatan değil, bu konuda mücadele veren siyasi partiyiz. Dolayısıyla biz geçmiş parlamenter sisteme ilişkin de eleştirileri olan bir siyasi partiyiz. Şunu kabul etmeliyiz, bunu açıklıkla da ifade etmeliyiz. Parlamenter sistem eğer Türkiye'deki dertlere deva olsaydı, muhalefet bloku güçlendirilmiş parlamenter sistem adı altında bir metinle kamuoyunun karşısına çıkmazdı. Demek ki parlamenter sistem de Türkiye'de bazı sorunları çözemedi. Bu açık. Ancak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin ne sorduğunuz soruların içeriğine ilişkin bir gündem var şu anda Türkiye'de ne böyle bir tartışma konusu var. Böyle bir tartışma konusu olduğunda yani yasal değişiklikler, anayasa değişikliği ve sistem tartışması yapılamıyor ki Türkiye'de. O kadar daraltılmış bir ifade özgürlüğü alanıyla karşı karşıyayız. İnsanlar 'Türkiye için uygun sistem şudur' diyemez hale geldiler bu ülkede.

Şimdi hepimizin karamsarlığa neredeyse gark olduğu, özgürlük alanlarının bu kadar kuşatıldığı bir anda çok büyük bir barış ve demokratik toplum ihtimalinin inşasına ilişkin bir çağrı geldi. Çok değerli bir çağrı. Bizim şu anda gündemimizde bu olduğu gibi eğer sözünü ettiğiniz başlıklar gündeme gelirse elbette ilgili kurullarımız toplanıp bu konuya ilişkin görüşümüzü açıklayacaktır ama ben şu anda hem olmayan bir gündemle ilgili Merkez Yürütme Kurulumu adına konuşamam. Ancak şunu çok yine aynı netlikte söyleyebilirim ki evet Türkiye'nin yeni, demokratik, kapsayıcı bir anayasaya ihtiyacı var tabii ki. Bu da bizim yıllardır yaptığımız bir tespit. Aksi kendi varlığımızı inkar etmek olur. Bir darbe anayasasının bile uygulanamıyor oluşuna ilişkin bugün rahatsızlık duyan pek çok siyasi partiyiz. Trajik bir durum değil mi ülke açısından baktığınızda? Elbette Türkiye demokratik bir anayasaya, kapsayıcı bir anayasaya layık bir ülke."

Kaynak: anka