CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kars’ın Boğatepe köyünde bulunan Zavoy Kadın Kooperatfini ziyaret etti. Özel, burada “CHP, 1970’lerdeki bu iyi modelleri çağdaş üretim ve yönetim anlayışıyla yeniden kıymetlendiriyor. Ümit ediyoruz, ileri iktidarımızda elbette şehirde yaşamak isteyenler şehirde yaşayacaklar. Elbette kalkınmacı çok önemli politikalarımız olacak ama köylerin kentlere verdiği niteliksiz ve mutsuzluk, yoksulluk, işsizlik üreten göç yerine; buralarda köylerin kültürlerinin, deneyimlerinin yeniden güçlendirildiği süreçlerin de hem mikro krediler anlamında hem de devletin buraya bakış açısı anlamında her türlü teşvik ve güçlendirme anlamında bakacağız” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ardahan ve Kars temaslarının son durağı olan Kars’ın merkez ilçesine bağlı Boğatepe köyünde Zavot Kadın Kooperatfi'ni ziyaret etti. Burada peynir üretim tesisisini ve peynir müzesini gezen Özel, köylülerden üretim süreciyle ilgili bilgi aldı. Kars Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanları İlhan Koçulu ve Zümran Ömür’den kooperatifin hikayesini dinleyen Özel, ardından köylülere hitap etti. Özel, şöyle konuştu:
“2025 yılının ilk günlerinde; Ardahan’da, Kars’ta, Sarıkamış’tan sonra da Erzurum’da olacağız. Tabii buralara gelmişken sadece il merkezlerine değil, ilçelerimize ve önemli köylerimize de uğramak istedik. Boğatepe köyü bizim çok eskiden beri hikayesini bildiğimiz çok önemli bir köy. Rus işgalinde kaldığı sırada peynir üretimine yönelik olarak Ruslarda olan birtakım bilgilerin buraya geçmesi, burada mandıralar, imalathaneler kurulması, daha sonra toprakların kurtarılmasından sonra da bu geleneğin devam ettiği bir köydeyiz. Biraz önce İlhan Bey’in ifade ettiği gibi, partimizin ikinci Genel Başkanı, ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün geldiği, kaldığı, hatta kendisine armağan edilen bir gravyeri komutan üzerinden bölgedeki askerlere armağan ettiği, yani alıp da kendi mutfağına götürmediği, her zamanki İsmet Paşa davranışıyla buradaki Mehmetçik'e ikram ettiği tarihi bir yaşanmışlığı var.
“Dünyanın en güzel peynirleri burada üretiliyor”
Süreç içinde bu birikim çok farklı deneyimlere de dönüşmüş. 1970’lerde köy kooperatifçilikle ön plana çıkmış. Daha sonra bu bina o dönemde, kooperatifçiliğin komünizmle özdeşleştirildiği süreçlerde saldırıya uğramış, yıkılmış, yeniden yapılmış. Ama birlikte yaşamak, birlikte üretmek, birlikte kazanmak solun, sosyal demokrasinin en önemli değerlerinden olduğu için bu topraklara yıllar önce ekilen o tohumlar her fırsatta filiz vermiş. Bu sefer de köyde yaşanan bir büyük acıdan, trafik kazasından sonra köyde yeniden bir kooperatifçilik hareketi başlamış. Bu sefer kurucularının bir kısmının kadın olduğu sonra da üyelerinin yüzde 75’nin kadın olduğu kadın kooperatifine dönüşmüş. Hiç şüphe yok ki binlerce yıllık birikimle, 100 yıldan fazla deneyimle Türkiye’nin ve dünyanın en güzel peynirleri burada üretiliyor.
“Türkiye istisnalar tanınan ve kanuni düzenlemelerin yapıldığı çok özel bir noktadayız”
Bu tabii sadece bizim söylememizle olacak bir şey değil. 23 bin yabancı ziyaret alan köy, dünyada iki tür peynir var. Biri daha tatlı, biri daha tuzlu. Oysa ki buradaki gravyer peynir tam onların ikisinin arasında. Herkesin aradığı damak tadını sunan, en kaliteli süreçlerle üretilen, Avrupa Birliği’ne (AB) girme sürecinde özellikle büyük peynir imalathanelerinden istenen, yüksek standartların istenmesiyle bir ara, ‘Acaba bu iş burada yapılamayacak mı’ diye düşünülüp daha sonra bunların geleneksel üretim oldukları ve korunmaları gerektiği için Türkiye’ye istisnalar tanınan ve kanuni düzenlemelerin yapıldığı çok özel bir noktadayız. Burada biz müzeyi gezdik, üretim süreçlerini dinledik, tattık. Büyük bir misafirperverlikle de karşılandık.
“Bütün köyler göç verirken bu köy geriye göç alıyor”
Bu köyün elbette bizden beklentileri de var. Ama kendilerine dönük beklentileri pek sınırlı. Burada ısıtmayla ilgili bazı talepleri var. Ama esas talepleri buradaki modelin Türkiye’ye örnek olması. Kadın işgücünün, emeğinin değerlendirilmesi. Kooperatifçilik hareketiyle bir şirket mantığı yerine; birlikte üreten, birlikte kazananların kendi köylerinden göç vermek yerine, göçü geri döndürmeleri. Bu köy zamanında 80 hanelere kadar gerilemişken şimdi tekrar göçü geri kazanıyor. Bütün köyler göç verirken bu köy geriye göç alıyor.
“CHP iyi modelleri, çağdaş yönetim anlayışıyla kıymetlendiriyor”
CHP’nin 1970’lerde kooperatifçilik hareketiyle, köy-kentlerle, Ecevit’in özgün hayata geçirdiği, geçiremediği çok sayıda projesiyle aslında Anadolu’nun değerlerini yerinde korumak ve güçlendirmek vardı. O günden bugüne bir piyasa ekonomisinin hâkim olduğu süreçler yaşandı. Şimdi CHP, bu iyi modelleri çağdaş üretim ve yönetim anlayışıyla yeniden kıymetlendiriyor. Ümit ediyoruz, ileri iktidarımızda elbette şehirde yaşamak isteyenler şehirde yaşayacaklar. Elbette kalkınmacı çok önemli politikalarımız; Türkiye’yi kalkındıran, büyüten yüksek teknolojiye dayalı bir kalkınma stratejimiz olacak ama köylerin kentlere verdiği niteliksiz ve mutsuzluk, yoksulluk, işsizlik üreten göç yerine; buralarda köylerin kültürlerinin, Anadolu’nun kültürlerinin yetkinliklerinin, yeteneklerinin, deneyimlerinin yeniden güçlendirildiği ve yeniden kıymetlendirildiği süreçlerin de hem mikro krediler anlamında hem de devletin buraya bakış açısı anlamında her türlü teşvik ve güçlendirme anlamında bakacağız.
“Boğtepe ziyareti projelendirme anlamında son derece kıymetli bir ziyaret olmuştur”
Bu anlamda Boğatepe köyü ziyareti, bizim için hem bir dinlenme hem bir öğrenme hem de geleceğe dönük olarak bir projelendirme anlamında son derece kıymetli bir ziyaret olmuştur. Hem Kars İl Başkanımıza, yönetimine, belediye başkanlarımıza, köyümüzün kıymetli muhtarına, büyük bir faciadan sonra bu köye göç vermek üzere geriye dönen İlhan Bey’e, çok değerli Zümran Anamıza çok teşekkür ediyoruz. Bugünün bu vaktinde bizi takip eden ve bu köyün hikayesini Türkiye’ye duyurmak isteyen değerli basın mensuplarına da yürekten teşekkür ediyoruz. Hepiniz sağ olun, var olun.”