İktidarın temmuz zammı cebe girmeden eridi. Emekliler bir kez daha seslerini hükümete duyurmak için Malatya’da Emekliler Parkı’nda bir araya geldi.
Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Şube Başkanı Haydar Göktaş’ın okuduğu basın açıklamasında emeklilerin içinde bulundu zor koşullara dikkat çekildi.
Göktaş, TÜİK’in açıkladığı temmuz ayı maaş zam oranlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek,
“TÜİK’ in sahte ve talimatlı olarak yüzde 25.73 olarak açıklaması sonrası hükümetin en düşük emekli maaşını 12 bin 500 TL olarak açıklaması bizleri hiç şaşırtmadı. İyice anladık ki bu hükümet zenginden yana mültecileri besleyen politikasından vazgeçmeyecek. Fakirden alıp zengine verecek. Zaten bu iktidar döneminde ne fakirin karnı doydu, ne de zenginin gözü doydu. Biz, emeklileri zaten gözden çıkardılar. Unuttukları bir konu var bu emekli 30 40 yıl prim yatırmış hakkı olanı istiyor verdiğiniz bir sosyal yardım veya sadaka değildir. Yıllarca primini yatırmış ama siz bu birikmiş primleri yol köprü yaptık derseniz veya başka birilerine peşkeş çektiyseniz, bu sizin suçunuz; emeklinin değil. Emeklinin istediği sadece insan onuruna yakışır bir yaşam, tüm dünya emeklileri gibi hayatların sonbaharında kimseye minnet etmeden yaşamak istiyoruz. Temmuz zammı gelmeden her şeye yüzde otuz kırk zam geldi zaten yani verdiğiniz zam cebimize girmeden aldınız.”
Göktaş açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Emekliye istediğiniz zam yaparsak ‘kasada para kalmadı ülke batar’ gibi sözler söylediler. Ülke bugün bu haldeyse birinci sorumlusu sizlersiniz. Emeklinin asgari ücretli kısaca ülkenin yüzde sekseni fakirse sizin tercihlerde ki yanlışlarınızdır. Bu gün biz emeklilerin yaşadıkları sefalet, açlık, yoksulluk sizin 22 yıllık karne notunuzdur. Yandaşın sözüne değil emeklinin haline bakacaksınız.
Sizi 22 yıldır iktidara getiren ve iktidarda tutan bugün dışladığınız bu yoksul kesimdir. Ülke vatandaşlarını ekonomik olarak ikiye böldünüz. Yüzde yetmiş olan alt gelir topladığınız vergi ceza faizin yani bütçenin yüzde yetmişini karşılıyor. Siz bu bütçenin yüzde seksenini yüzde 20’ lik üst geliri olanlara veriyor, harcıyorsunuz birde bizim dediğimizi yapsanız. Kuzuların derisini yüzmektense beslediğiniz koçların yününü kırpsanız nasıl olur? 22 yıldır uyguladığımız bu adaletsiz tercihleriniz biz emeklileri taş devrinde yaşanan sıkıntılarla uğraşır hale getirdi. Taş devrinin en önemli sorunu beslenme ve barınmaydı. Birde buna sağlık problemleri eklendi. Türkiye fakir değil yağmalanmış ülkedir. Evi soyulmuş birine fakir demek hırsızı aklamaktır.
İktidar sahipleri en azından mültecilere verdiğin bu kadar hakkı kendi emekline de ver. Bu emekli bu ülkede 30- 40 yıl çalışmış vergisini primini ödemiş 18 ay askerlik yapmış”