(MALATYA)- Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, 2025 yılının ilk çeyreğinde Malatya’dan 97 milyon 473 bin dolar ihracat yapıldığını açıkladı.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan ihracat rakamlarını değerlendirdi. MTSO Başkanı Sadıkoğlu, şöyle dedi:
"Mart ayında Malatya’dan önceki aya göre yüzde 15 artışla 34 milyon 843 bin dolar ihracat gerçekleştirdik. 2025 yılının ilk çeyreğinde ise (Ocak-Mart) 97 milyon 473 bin dolar ihracatımız oldu. Dış ticaretteki belirsizlikler ve iç piyasadaki ekonomik göstergelerde yaşanan dalgalanmalara rağmen üreten ve ihracat yapan üyelerimizi ve personellerini gönülden kutluyorum.
"Deprem yaşamış şehirler için pozitif yaklaşımlar sergilenmelidir"
Merkez Bankası’nın üç aydır devam eden politika faizi indirimi sonrası iş dünyası olarak bunun reel faize yansımasını bekliyoruz. Üreticimizin krediye olan ihtiyacı günbegün artmaktadır. İş dünyasının düşük maliyetle finansmana erişimi için gerekli adımlar atılmalıdır. Özellikle deprem yaşamış şehirlerin ekonomik açıdan daha hızlı toparlanması için pozitif yaklaşımlar sergilenmelidir. Bizler üretimde yaşanan maliyet artışlarının düşmesi gerektiğine vurgu yaparken Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 5 Nisan’dan itibaren nihai elektrik perakende satış fiyatlarında sanayi abone grubu için yüzde 10 zam yaptı. Altını çizerek bir kez daha ifade etmek isterim ki; üretim maliyetine yansıya her artış doğrudan vatandaşın cebini ve enflasyonu etkiliyor. Enflasyonda sağlıklı bir düşüş arzuluyorsak, üretim maliyetlerini düşürmemiz gerekiyor.
"Rakiplerimize göre daha az gümrük vergisi verecek olmamız rekabet gücümüzü artıracaktır"
ABD, Çin’e yüzde 34, AB ülkelerine yüzde 20, ülkemize ise en düşük tarifeden yüzde 10 oranında gümrük vergisi uygulayacak. Ülkemiz için yüzde 10 da olsa ek vergi uygulanmasını tabii ki istemezdik. Ancak ABD’ye ihracatımızda rakiplerimize göre daha az gümrük vergisi verecek olmamız rekabet gücümüzü artıracaktır. Ülkemizin avantajlarından faydalanmak isteyen Çin ve AB firmaları da yatırım için ülkemize yönelebilirler. En büyük pazarımız olan AB’ye olan ihracatımızın ise zaten bu bölgedeki ekonomik durgunluk ve ek vergiler nedeniyle süreçten olumsuz etkilenmesi olasıdır. Bu nedenle gerek hükümetimiz gerekse finans sektörü kapsamlı krediler ve teşviklerle süreci desteklemelidir."