Şiddet, yalnızca fiziksel yaralanmalarla sınırlı değil; psikolojik, cinsel ve dijital boyutları da mevcut. '2 Ekim Dünya Şiddete Hayır Günü' kapsamında konuşan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, şiddetin her çeşidinin ciddi etkileri olduğunu vurguladı. Özellikle ilişkilerde karşılaşılan bu tür sorunlarla ilgili merak edilenleri yanıtladı. Peki, şiddetin farkında mısınız?
FİZİKSEL ŞİDDET
Fiziksel şiddet, bir kişinin diğerine bedensel kuvvet kullanarak zarar vermesi olarak tanımlanıyor. Taşkın, mağdurların bu durumu aileleriyle paylaşması ve destek alması gerektiğini belirterek, şiddet mağdurlarının uzun süreli travmalarla mücadele edebileceğine dikkat çekti.
PSİKOLOJİK ŞİDDET
Psikolojik şiddet, “Bir yere gidemezsin” ya da “Sen onu giyemezsin” gibi ifadelerle kendini gösteriyor. Taşkın, bu tür durumların farkındalığının arttığını ve kişilerin hislerini partnerleriyle paylaşarak sınır koymaları gerektiğini belirtti. Destek almayı reddeden kişilerin ilişkilerinde değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etti.
CİNSEL ŞİDDET
Cinsel şiddet, partneri istemediği şekilde cinselliğe zorlamak olarak tanımlanıyor. Taşkın, cinsellik ile sevginin ölçülmemesi gerektiğini belirtti.
EKONOMİK ŞİDDET
Ekonomik şiddet, bir partnerin diğerine finansal üstünlük kurarak baskı yapması şeklinde tanımlanıyor. Taşkın, “Bu evi ben geçindiriyorum” gibi ifadelerin ekonomik şiddet olduğunu söyledi.
DİJİTAL ŞİDDET
Dijital şiddet, sosyal medya ve diğer dijital platformlar üzerinden rahatsız etme durumunu içeriyor. Taşkın, bu tür davranışların yasal olarak suç kabul edildiğini ve mahkemeye başvurulabileceğini hatırlattı.
FLÖRT ŞİDDETİ
Flört şiddeti, tanışma aşamasında yaşanan olumsuzlukları kapsıyor. Taşkın, flört şiddetine maruz kalan kişilerin kendilerine sınır koymaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca, iş ortamında ya da sosyal medyada istenmeyen takibin de şiddet türleri arasında yer aldığını hatırlattı.
Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, şiddete maruz kalan bireylerin içe kapanmamaları ve yaşadıkları durumu paylaşmaları gerektiğini belirterek, gerekli durumlarda yasal yollara başvurulmasını önerdi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!
'2 Ekim Dünya Şiddete Hayır Günü' vesilesiyle İstanbul Sözleşmesi’nin önemini bir kez daha hatırlatalım. Ülkemizde ger geçen gün artan şiddetle mücadelede İstanbul Sözleşmesi kritik bir rol oynuyor. 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti önlemek, mağdurları korumak ve failleri cezalandırmak amacıyla oluşturulmuş uluslararası bir sözleşmedir. Sözleşme, taraf devletlere kadınların ve çocukların haklarını güvence altına alma, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama ve şiddet olaylarını önleme yükümlülüğü getiriyor.
İstanbul Sözleşmesi, kadınları ve çocukları koruma amacını güderken, sadece fiziksel değil, psikolojik ve ekonomik şiddet gibi birçok farklı boyutu da kapsıyor. Bu bağlamda, sözleşmenin bilinmesi ve etkin bir şekilde uygulanması, toplumsal farkındalık yaratmak açısından büyük bir önem taşıyor. Şiddete uğrayan bireylerin, hukuki haklarını bilerek ve bu sözleşmenin sağladığı güvencelerle, daha güvenli bir ortamda yaşamalarını sağlamak mümkün.