Düzene karşı başkaldırı ve adalet arayışı, eşkiyalık olgusunun temelinde yatar. Yol kesip haraç toplamak yerine, genellikle sınır kaçakçılığıyla uğraşan eşkiyalar, halk arasında karmaşık duygular uyandırır. Kürt kültüründe önemli bir yere sahip olan eşkiyalık, "Koçero" lakaplı Mehmet İhsan Kilit'in hikayesiyle efsaneleşir.
Batman'ın o dönemde Siirt'e bağlı bir köyünde doğan Koçero, geleneksel "eşkiya" tanımının ötesinde, Göçer Kürtler tarafından adeta bir koruyucu olarak görülmüştür. Aynı dönemde ün salan Hamidolar ve Hekimolar gibi isimlerle birlikte, Koçero'nun cesareti, zekası ve adaleti dilden dile yayılmış, onu Güneydoğu'nun efsaneleri arasına taşımıştır.
Gerçek adı Mehmet İhsan Kilit olan Koçero, Batman'ın bir köyünde doğdu. Eşkıyalık hayatına 1950 yılında, babasına hakaret eden birini öldürmesiyle başladı. O günden sonra Koçero adıyla anılmaya başlamış ve kurulu düzene karşı bir isyan sembolü haline gelmiştir.
Dönemin tanıkları Koçero’yu anlatırken
“Babası ile kavga eden genci vurması ile Koçero’nun eşkıyalık hikâyesi başlar. Ya kaçacak ya da mahpus yatacaktır. Kaçarken, ilk tanıştığı kişi de Şerif’tir. Zira Şerif de bir kaçaktır. İkisi de adam vurmuştur. İkisinin de henüz bıyıkları terlememiştir. Kavgayla başlayan arkadaşlıkları, kan kardeşliğe dönüşür. Önce Şerif vurulur. Hem de birlikte kaçaklık yaptığı arkadaşı Ali tarafından. Koçero, Şerif’in intikamı alır. Ali’yi öldürür”
ifadelerini kullanıyor.
Genç yaşında eşkıyalık dünyasına adım atan Koçero, kısa sürede nam salmış bir kahramana dönüşüyor. Yine dönemin tanıkları Koçero hakkında,
“Üstelik amcakızı Şirin’e vurulmuştu. Zamanla şirin’le evlenir. Eşkıya Koçero’nun artık bir evi vardır. Koçero ve arkadaşlarının kaçaklığı sürer. Van, Siirt, Şırnak, Batman, Suriye, İran, Irak’a kadar giderler. Kaçak mal getirip satarlar. Koçero halkın yanındadır. Namı her geçen gün yayılır. Yaptığı eylemler halk arasında efsanevi şekilde anlatılır. Koçero’nun sonu henüz yaşı 31 iken trajik bir biçimde gelir. Ama namı sürer. 31 yaşında hayatını kaybeden Koçero, geride gözü yaşlı bir eş ve beş çocuk bırakır”
Koçero’nun hayat hikâyesini araştıranlar
“Koçero, 8–10 yıl boyunca bütün jandarma takiplerinden kurtulmayı başarmış, uzun boylu yakışıklı bir delikanlıydı. Güneydoğu'da işlenen bütün soygunlar, bütün cinayetler, onun üzerine yükleniyordu. O dönemin insanları, onun kötü bir adam olduğuna hiç inanmıyordu. Koçero’nun yakalanmamasının nedeni de buydu. Köylü kendisini seviyor ve ele vermiyordu” diyor.
Koçero ile ilgili yayılan bir söylentide
“Diyarbakır’ın Silvan ilçesinin Helin Köyü'nde rençperlik yapan Mehmet İhsan Kilit, zamanla Koçero olmuştu. Yeni evliydi ve eşi Saliha'dan bir kız çocuğu vardır. Mehmet İhsan bir gün işitir ki, civar köylerden birinin ağa oğlu, karısına sarkıntılık etmektedir. Ağa ve bey kısmıyla baş edecek gücü yoktur, karısını ve çocuğunu alarak Silvan'a taşınmıştır. 3 ay sonra bir gece vakti, bu ağa oğlunun cesedi Silvan meydanında bulunur. Ondan sonra, Mehmet İhsan bir daha Silvan'da hiç görülmez. Karısı ve çocuğunu Suriye topraklarına bırakır ve dağlara gider”
deniliyor.
Garzan’da uzun süre petrol mühendisliği yapan eski Bakanlardan Esat Kıratlıoğlu, Garzan kampı yolunda karşılaştığı Koçero’yu anlatırken
“Garzan Dağında yeni petrol bulunmuştu. Garzan ile Batman arasında o tarihlerde mekik dokuyordum. Gündüzümüz Garzan, gecemiz ise Batman’da geçiyordu. Bir gün Garzan’a doğru petrol mühendisi arkadaşlarımızla yola çıkmıştık. Kampa yaklaştığımızda önümüzü kesen isim Koçero’ydu. O insaflı ve adil bir eşkıyaydı. Bizi uyardı, siz de para çoktur, fakir halka yardım edin dedi. Paraları bizden aldığı için asla Koçero’ya kızmazdık. Çünkü zenginden alıp fakire verirdi”
ifadelerini kullanıyor.
“HALK KOÇERO’YU SEVİYORDU”
Koçero’nun ölüm hikâyesine ilişkin yayılan başka bir söylentide
“Koçero ve arkadaşları, ayın başı olduğu için, petrol şirketi kampını basmayı planlamışlar. Koçero, bekçiyi silahla korkutarak tehdit etmiş. Paraların yerini sormuş. Bekçi, paraların yarın geleceğini söylemiş. Koçero ve arkadaşları ertesi gün yine kampa gelmiş ancak jandarma ile bazı arkadaşları tarafından pusuya düşürülmüş. Kamp amirine nişan alan arkadaşı Ali Sevim, yanlışlıkla Koçero’yu vurmuş. Herkes kaçabilmiş ama Koçero bir dere yatağında ölü bulunmuş.”