Osmaniye'de zeytin hasadı yapan çiftçi Bilal Ateş, bu yıl düşen fiyatlardan dolayı zarar ettiklerini ifade etti. Ateş, "Fiyatı zaten şu an düşürdüler. Şu an masrafımla zarardayım, yani hiç kârım yok benim burada" dedi.

Siyasilerden Kemal Kılıçdaroğlu'na destek Siyasilerden Kemal Kılıçdaroğlu'na destek

Osmaniye merkeze bağlı Devrişiye köyü Bıçakçı Mahallesi'nde zeytin üreticileri düşen fiyatlardan dolayı zor günler geçiriyor. Zeytin üreticilerini ziyaret eden İYİ Parti Osmaniye İl Başkanı Serhat Kılıç, bu yıl çiftçilerin birçok üründe zarar ettiklerini ifade etti. Kılıç, şöyle konuştu:

"Tarım Bakanlığı bunun farkında değil mi? "

"Çiftçilerimiz bu hasadı mutlulukla bekledi, dört gözle bekledi ama maalesef beklediği bir sonuca ulaşamadı. Yine diğer ürünlerde olduğu gibi zeytinde de çok ciddi sıkıntı ile karşı karşıya şu an üreticilerimiz, çiftçilerimiz. Öncelikle girdi maliyetlerinin çok yüksek olması. Çok fazla mazottaki artışlar, yüzde 50, yüzde 60'a varan artış. Gübredeki yüzde 30' varan artış. Diğer girdi maliyetlerindeki artış, işçi maliyeti. İşçi maliyeti geçen yıla göre yüzde 100'e varan bir artışla karşı karşıya şu an. Geldiğimiz noktada zeytin ise, zeytin ve zeytinyağında ise tam tersi yüzde 30, yüzde 40'a varan bir düşüş söz konusu. Peki bu çiftçimiz bu işin içinden nasıl çıkacak? Zeytin üreticimiz bunu nasıl yapacak? Tarım Bakanlığı bunun farkında değil mi? Bu girdi maliyetlerinin bu kadar yüksek olması, zeytinin ve zeytinyağının bu kadar maliyetle düşmesini görmüyorlar mı? Eğer bunu bilmiyorlarsa ve görmüyorlarsa da zaten orada oturmasınlar. Çiftçinin şu an itibarıyla diğer ürünlerde olduğu gibi zeytinde de ölüm fermanını imzalamış durumda bu AK Parti hükümeti. Diğer ürünlerde darbeyi yedi çiftçimiz en azından bu zeytin üreticilerimize bir destek sağlamalıyız. Bir an önce bu fiyatlara müdahale edip düzenlenmesi lazım. Yoksa bu çiftçimiz bu kışı geçiremez. Çok zor." 

"Şu an masrafımla zarardayım"

Üretici Bilal Ateş ise şunları söyledi:

"Mazot alıp da traktörümüz de buraya gelemiyoruz. Ben kime vereyim işçiye mi vereyim? Gübre zaten hiç alamıyoruz. Mazotun zaten hiç yanına varılmıyor. Mazot şu an 43-45 lira. Önce 17 lirayken bu niye birden böyle oldu? Bu çiftçi ne yapsın? Ben niye ekeyim diyorum. Ekmek istemiyorum, yapmak istemiyorum bu çiftçiliği. Yapmasan da olmuyor. Yiyecek bir şeyin yok. Benim çoluk çocuğum hepsi buna bakıyor. Fiyat zaten şu an düşürdüler. Şu an masrafımla zarardayım, yani hiç kârım yok benim burada. Şu an bir ton çektirsem para 3 bin 500 lira para veriyorum. Ben işçiye mi vereyim? Fabrikaya mı vereyim? Yağı da alan yok. Düşük, öbür taraftan da düşüyor diyorlar. Ben veremiyorum, veremeyince bu işçiye nasıl para vereceğim? Yağın kilosuna 180 lira diyorlar. 250- 240 liraydı geçen sene kilosu, şu an 180 lira diyorlar. Almıyorlar da yağı. Güvenemiyor onlar da güvenemiyor. Fabrikacılar da güvenemiyor, daha düşüyor diyorlar. 'Öbür taraftan da almıyorlar' diyorlar. Biz de burada ne yapacağımızı bilemiyoruz. Yaptığımız işten de bir şey anlamaz olduk. Buğdayı terk ettim. Buğday da aynı olmuştu. Dışarıdan, dış ülkelerden alacaklarına kendi çiftçisine önem verseler. Versinler desteğini mazotunu versinler. Biz de bunu yapalım ki seve seve yapalım."

 

 

 

Muhabir: Haber Merkezi