Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya; otelin yıkılması sonucu hayatını kaybedenlerin ailelerinin yanı sıra tutuksuz sanıklar Zafer K. Saffet K., Aziz Murat P., İsmail Y., Serpil Y., Hayriye D., Alper Y., Fırat P., Fatma A. ve Mustafa B. ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Mahkemeyi takip eden Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, davaya katılma talebinde bulunurken, iddia makamı ve sanık avukatları ‘katılma talebinin reddini’ istedi. Mahkeme, katılma talebini reddederek, gözlemci sıfatıyla mahkemede yer alabilecekleri yönünde karar verdi.
Kırçuval Otel’de hayatını kaybeden otel müdürü Metin Işık’ın eşi Buket Işık, müşteki sıfatıyla verdiği ifadede de,
“2020 Elazığ depreminden sonra otel kapanmadı. Herhangi bir tadilata da girmedi. Elazığ depremi sonrası otele az hasarlı raporu verdiğini eşim bana söyledi. Otelin odalarında yenileme adına çalışma yapıldı ama onun haricinde herhangi bir tadilat yapılmadı. Eşimin enkazdan çıkarılmasını beklerken oradaki polisler, “Otel Elazığ depreminde ağır hasar almış” dediler. Hatta kurtarma çalışmalarına katılan madencilerde “Dördüncü kattan yukarısı sonradan yapılmış, numuneler farklı” dediler. Ben teyit için otelde başka çalışan birine sordum, bana böyle bir şey olmadığını söyledi. Kusur varsa şikayetçiyim”
dedi.
Mahkemede tanık olarak dinlenen otelin sahibi Zafer K’nın kızı Raife Kırçuval K., ailesinin oteli 2013 yılında aldığını ve o dönemden itibaren otelde çalıştığını ifade ederek, şunları anlattı:
“Otelde her şeyle ben ilgilenirdim. 2013 yılında oteli aldıktan sonra herhangi bir tadilat yapılmadı. Elazığ depremi sonrası yapılan tespit çalışmalarında hasarsız raporu verildi. Elazığ depremi sonrası otel hiç kapalı kalmadı, tadilat gerektiren bir şey olmadı. Depremden sonra konaklama devam etti. Elazığ depremi öncesi ya da sonrasında otelde herhangi bir tadilat yapılmadı.”
Yıkılan otelde sporcu oğlu Resul Gün’ü kaybeden Arzu Gün, mahkemede müşteki olarak verdiği ifadede,
“Çocuklarımız kulübün tesislerinde kalıyordu, neden otele yerleştirildiler? Malatya’ya geldiğimde birçok otel binası sağlam duruyordu. Çocuklarımızın kaldığı otel yıkılmıştı. Otelin sahibi belediye başkan yardımcısı olduğu için otele yerleştirilmişler. Para için”
diye konuştu.
Resul Gün’ün babası Süleyman Gün ise
“Deprem gecesi binanın oradaydım. Binayı yakından gördüm. Çocuklarımıza yaşam üçgeni kurabilecekleri alan yoktu. Toz toprak birbirine karışmış vaziyetteydi”
dedi.
Sanık, sanık avukatları ve müşteki avukatlarını dinleyerek, iddia makamının talebini alan mahkeme ara kararında; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Elazığ depremi sonrası yapılan hasar tespitine ilişkin mahkemeye gönderilen belgelerin varsa ıslak imzalı tutanaklar ile o dönemde sahada çalışan personellerin bilgilerinin mahkemeye gönderilmesini hükmetti.
Elazığ depreminden sonra otelin kapalı olup olmadığı, konaklamaya açık olup olmadığının emniyet ve maliyenin mahkemeye gönderdiği yazılar, dinlenen sanık ve tanık beyanları dikkate alınarak kovuşturmanın genişletilmesine yer olmadığına karar veren mahkeme, sanık İsmail Y’nin adli kontrol kararını kaldırdı.
Mahkeme, tutuksuz sanıkların tutuklanma taleplerini reddederek, sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol kararının devamına hükmetti.
Kırçuval Otel’de hayatını kaybedenlerin aileleri, mahkeme çıkışı Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ile birlikte gazetecilere açıklama yaptı.
Otelde hayatını kaybeden Emincan Kocabaş’ın annesi Nursel Kocabaş, Benim çocuğum beş adımda dışarıya çıkardı. Uyanık olmasına rağmen benim oğlum koridordan dışarıya çıkamadı. Ben adalet istiyorum. Ben anne olarak adalet istiyorum, yetkililer buna el atsın” diye konuştu. Emincan Kocabaş’ın babası Bülent Kocabaş ise
“ Türkiye’de adaletin bir bayan ismi olduğu bugün gün yüzüne çıktı”
dedi.
Otelde hayatını kaybeden Mehmet Can Ağırbaş’ın annesi Zeliha Ağırbaş ise
“Bizim çocuklarımız sporcuydu, voleybolcuydu. Hepsi iki metre boyunda. Bina 5-10 saniye dayanabilseydi belki şu anda çocuklarımız hayatta olacaktı. Bizde yaşıyormuş gibi yapmamış olacaktık. Adalet gerçekten yerini bulsun istiyoruz”
ifadelerini kullandı.
Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ise
“Biz 850 kilometre uzaktan evlatlarının acısını yüreklerinde her saniye duyan müştekiler için davaya müdahil olanların davasına ortak olmak, katılmak için geldik. Davaya müdahale talebinde bulunduk ama mahkeme müdahale talebimizi kabul etmedi. Sadece gözlemci olarak davaya katılmamıza karar verdi. Davada gözlemlediğimiz şu: Davada hiçbir tutuklu sanık yok. Hâlbuki bunlar hakkında bir kişi hakkında kuvvetli suç şüphesiyle tutukluluk kararı verilmiş ama daha sonra serbest bırakılmış. Diğer sanıkların hiçbiri hakkında tutuklama kararı verilmemiş. Geçen celse, savcılığın tutuklanmaları mütalaasına rağmen, bu mütalaaya aykırı olarak tekrar tutuklanmadan yargılamaya devam edilmiş. Ancak gözlemlediğimiz şu ki; birçok tanık geldi. Savunma tarafının tanıklarıydı bunlar. Bizde ve katılanlarda da oluşan bir şüphe hali var. Bu tanıklar ‘etkilendi mi, yönlendirildi mi?’ diye. Sırf bu şüphenin oluşmaması için bile buradaki sanıkların tutuklu yargılanmaları gerekiyordu. Çünkü adalet bu şüpheyi kaldırmaz. Şüphe içinde adalet ve yargılama olmaz. Bu davaları sonuna kadar takip edeceğiz. Katılanların, mağdur ailelerin yanındayız, katılma talebimiz ret olsa da bu davayı gözlemeye ve takip etmeye devam edeceğiz”
dedi.