T24’de Murat Yetkin’e konuşan CHP’nin 7.Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yetkin’in “Konuşmalarınız "Kemal Bey tekrar CHP Genel Başkanlığı'nı düşünüyor" diye yorumlanıyor. Bu soru size sorulduğu zaman siz de "Esas olan delegedir. Ben hiçbir zaman böyle bir şeye aday olmadım" diyorsunuz” Sorusuna Süleyman Demirel’in “Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur” sözleriyle cevap verdi.
Kılıçdaroğlu devamında şunları söyledi:
Ben partide genel başkanlık yapan bir kişi olarak elbette ki siyasetle yakından ilgilenmek zorundayım. Siyaseti göz ardı etmek, Türkiye'nin sorunlarına bakmamak, sorunlar konusunda üretilen çözümleri irdelememe gibi bir lüksüm yok. Bunlarla ilgilenmek zorundayım. Benim böyle bir sorumluluğum var. Bu sorumluluğu elbette yerine getiriyorum. Zaman zaman yazılar yazıyorum. Zaman zaman düşüncelerimi televizyonlarda açıklıyorum. Vatandaşlarımız geliyor konuşuyorum. Belediye başkanları geliyor. Siyasi partiler geliyor. Sivil toplum örgütleri geliyor. Bazen üniversite öğrencileriyle konuşurken bazıları "Biz siyasetle ilgilenmiyoruz" dediklerinde onlara şunu söylüyorum: Doğrudur siz siyasetle pek ilgilenmiyor olabilirsiniz ama siyaset sizinle ilgileniyor. Çünkü bindiğiniz otobüsün fiyatını siyaset belirliyor, aldığınız ekmeğin fiyatını siyaset belirliyor. Dolayısıyla siz siyasetle ilgilendiğiniz ölçüde siyaset kurumu daha sağlıklı bir yapıya kavuşur, diye onlara da düşüncelerimi aktarıyorum.
Rahmetli Demirel'in dediği gibi, "Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur."
Aktif siyasi hayatımı sürdüreceğimi
Kılıçdaroğlu, Yetkin’in devamında sorduğu “Siz şu anda 'Bir Bilen' olarak mı, partideki bir akil insan olarak mı görüyorsunuz kendinizi? Yoksa, hayır aktif siyaset hiç bitmedi ve parti içi dahil devam, diye düşünüyor musunuz?” sorusuna ise:
Öncelikle aktif siyasi hayatımı sürdüreceğimi söyleyeyim. 10 günde bir felsefeci, tarihçi veya sosyolog, akademisyenlerle bir araya geliyoruz, oturuyoruz. Dört beş saat görüşmeler yapıyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu tablodan Türkiye'nin çıkmasıyla ilgili düşüncelerim oluyor. Zaman zaman bunları yazıya döküyorum, yazılar yazıyorum. En son yazı Karar'da çıktı. Ahlaksızlığın kurumsallaşmasıyla ilgili altıncı makaleydi o. Bundan sonra da devam edecek. Türkiye ahlaksızlık zemininden çıkmak zorundadır. Çok karanlık bir zemin, çok kaypak bir zemin. Ülkenin geleceği açısından son derece tehlikeli bir zemin. Ahlaki değerleri mutlaka yüceltmek zorundayız. Aksi hâlde sonumuz felakettir.