Gazetecilik meslek örgütü temsilcileri, Instagram'a erişim engeli gelmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) internet sitesine girilememesiyle ilgili ANKA Haber Ajansı'na açıklama yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, "Instagram'ın tamamen kapatılması, Türkiye'nin böyle bir yola gidip bir misilleme yapması kabul edilebilir bir durum değil" derken; DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, "İletişim özgürlüğüne bu toplumun çok daha fazla sahip çıkması, bunun için de mücadele etmesi gerekiyor" diye konuştu. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise, "Tüm ülkenin ifade ve basın özgürlüğü elden gitmekte ve sansürle bu hakkın yasaklanmasıyla da 85 milyonun ifade özgürlüğü yok ediliyor" ifadelerini kullandı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) kararıyla bugün Instagram'a erişim engeli getirildi. BTK'dan yapılan açıklamada sosyal medya platformunun "katalog suçlara uymadığı" gerekçesiyle erişime kapatıldığı kaydedildi. Bununla birlikte, 2 Ağustos itibarıyla uygulandığı bilgisi yer alırken yaptırımın ne kadar süreceğine dair açıklama yapılmadı.
AYM İletişim Başkanlığı’nın "manipülasyon ve dezenformasyonla mücadele" biriminin Anayasa'ya aykırı kurulduğuna karar verdi. Bugün ayrıca AYM’nin resmi Twitter hesabından konuyla ilgili yapılan paylaşım kaldırılırken, karar Resmi Gazete yayımlandı. AYM'nin internet sitesine ise erişilemiyor.
TGS Genel Başkanı Durmuş: Türkiye'nin misilleme yapması kabul edilebilir bir durum değil
Gazetecilik meslek örgütlerinin temsilcileri fotoğraf ve video paylaşım sitesi Instagram'a erişim engeli kararı ile AYM sitesine erişim ile ilgili ANKA'ya konuştu. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, paylaşımların içeriğine dair Instagram'ın şirket politikası gereği engellemeler yapabileceğini belirterek, "Ancak tamamen kapatılması, Türkiye'nin böyle bir yola gidip bir misilleme yapması kabul edilebilir bir durum değil. Kaldı ki bu paylaşımların Türkiye merkezli olmadığı bir iklimde sen bunu yapıyorsan aslında bu ülkedeki vatandaşların basın özgürlüğüne yönelik bir müdahalede bulunmuş oluyorsun. AYM'nin kararına erişim engeli gelmesi de bununla ilgili bir şey. Bu ülkede geçtiğimiz yıl çıkan dezenformasyon yasasında bütün yetkiyi topladılar. İstedikleri zaman istedikleri konunun gündemde olmasını engellemek için erişim engelleri, sansürleme kararlarını ve haklarını kendilerine aldılar" dedi. Durmuş devamında ise, "Birçok meslektaşımız dezenformasyon yasasından sonra tutuklandı. Arkasından erişim engelleri artarak devam etti. Bu ülkede basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılar hiç durmadan devam ediyor. İnterneti kasıyor, siteleri engelliyor, bir şeyin konuşulmasını istemiyorlarsa onu bir şekilde engelliyorlar. Bu da bu ülkenin basın özgürlüğü sıralamasında aşağı doğru gitmesinin en temel nedenlerinden birisi. Tahammül etmeyi, tahammül göstermeyi öğrenmeleri lazım" değerlendirmesini yaptı.
DİSK Basın-İş Genel Başkanı Dedeoğlu: İletişim özgürlüğü dediğimiz şey insanın canına kadar kast edebilecek bir unsur
Demokratik bir toplumda böyle bir uygulamanın kabul edilemez olduğunu ifade eden DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, şu görüşleri dile getirdi:
"Biz yıllardır, Abdülhamid döneminden beri sansür yasaklarıyla boğuşan bir meslek grubuyuz. Özellikle gazeteciler 2. Abdülhamid döneminden beri uygulanan sansürlerle mücadele etme kararlılığında ve bunun mücadelesini veriyoruz.
Özgürlük Evi kuruluşunun 2023'te hazırladığı bir rapor var. O raporda Türkiye maalesef internet özgürlüğü kategorisinde 70 ülke arasında 55'inci sırada. Bu sadece internet özgürlüğüyle de sınırlı değil, uluslararası gazetecilik örgütlerinin, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in çıkarmış olduğu raporlara baktığımızda Türkiye 185 ülke arasında nereden baksanız en sonuncu sıralarda. Bu iktidarın baskıcı unsurların daha da artacağını, böyle bir ekonomik krizle boğuşan bir halkın bu tür baskıları daha sık yaşayacağı izlenimini bize gazeteciler olarak veriyor. Bunun bir örneğini Hatay'da, Adıyaman'daki depremde de gördük. Deprem olur olmaz internete kısıtlama getirildi. Belki o kısıtlamalar, özellikle WhatsApp'a getirilen o kısıtlamalar yapılmamış olsaydı pek çok canı daha kurtarma şansına sahip olacaktık. İletişim özgürlüğü dediğimiz şey insanın canına kadar kast edebilecek bir unsur. Onun için de iletişim özgürlüğüne bu toplumun çok daha fazla sahip çıkması, bunun için de mücadele etmesi gerekiyor. Çünkü iletişim özgürlüğü kısıtlandığında canımız yanıyor, hatta canlarımızı kaybedebiliyoruz."
Basın Konseyi Başkanı Türenç: Türkiye'de nicedir ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü garabeti yaşanmakta
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Instagram'a erişim engeli kararının Türkiye'de sansürün bir başka versiyonu olduğunu belirterek, "Basın ve ifade özgürlüğü maalesef bir süredir bu sansür kıskacından kendini kurtaramıyor" ifadelerini kullandı. Türenç şunları kaydetti:
"AYM'nin sitesinin de yayına kapatılmasını da birlikte düşünmek gerekirse Türkiye'de sansür maalesef iliklerimize kadar işlemiş durumda. Tüm ülkenin ifade ve basın özgürlüğü elden gitmekte ve sansürle bu hakkın yasaklanmasıyla da 85 milyonun ifade özgürlüğü yok ediliyor.
BTK kararının, sosyal medya platformundaki bu yasaklamalarının kabul edilmesi mümkün değil. BTK'nın erişim engeli kararının gerekçesi bu millete açıklanmalı ve bu uluslararası bir kanal olduğu için de bütün dünya bizi izliyor. Bu defakto durumla ilgili bir daha düşünmemiz gerektiğini savunuyorum. Bu sansürün keyfi olduğunu ve derhal kaldırılması gerektiğini bir daha bir daha söylemek istiyorum.
Resmi gazetede yayımlanan AYM kararının ise sitede ulaşamaması ayrı bir garabet. AYM açıklama yaptı, 'Sadece sitemize ulaşılamıyor ama iptal kararımız Resmi Gazete'de yayımlanmıştır' dedi. Bu ne demek? Şunu bir daha düşünmemiz lazım. Bilgi kanalları günümüzde, iletişim kanalları arasında bilgi kanalları tek bir kanaldan yapılmıyor çok sayıda mecradan bilgi akışı devam ediyor. Siz siteyi kapatın ama bir başka sitede düşünceniz, bilginiz yayılmaya devam ediyor.
Türkiye'de nicedir bir ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü garabeti yaşanmakta. Bu yeni değil, bunun da her sıkışılan noktada yukarıdan gelen emirlerle yapılacağı kesin. Çünkü dezenformasyon yasası çıkarıldı, önümüze getirildi. Onunla ilgili bu yasaklar da son sürat devam ediyor. İşinize gelmeyen her şeyin yasaklanmasını en başta Cumhurbaşkanı'nın kabul etmemesi lazım. Çünkü Cumhurbaşkanı yıllarca bu millete ne dedi, 'Birkaç satır şiir okudum onun için benim özgürlüklerim yasaklandı' dedi."
ÇGD Başkanı El: Bir kurumu sansür yaptı diye eleştiriyorsunuz, diğer taraftan başka bir sansürü devreye koyuyorsunuz
Instagram'ın neden hâlâ kapalı olduğuna dair resmi bir açıklama olmadığını vurgulayan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Kıvanç El, iki iddia olduğunu, birincisinin Hamas Lideri Haniye ile ilgili paylaşımları Instagram'ın sansürlemesi üzerine Türkiye'nin tepki olarak Instagram'ı kapattığı olduğunu belirtti. El, "Diğer taraftan yine haberlere göre katalog suçlardaki gerekçelerle erişime engellendi. Öncellikle erişim engeli nasıl alındı, hangi gerekçeyle alındı bu karar açıklanması gerekiyor. Şimdi katalog suçlar deniliyorsa, katalog suçlara uyulmadığı gerekçe gösteriliyorsa bu bir bütün platformun kapatmanın doğru olmadığı anlamına gelir. Instagram'da bazı paylaşımlar yasa gereği işte beğenilmeyebilir bazı mahkeme kararlarıyla erişim engeli getirilebilir bunlar engellenebilir" diye konuştu. Öncelikle gerekçenin net bir şekilde açıklanması gerektiğini belirten El, şunları kaydetti:
"Sadece bazı paylaşımlar nedense, neden sadece onlar kapatılmadı. Geçmişte sosyal medya platformlarına yönelik kapatma kararları var. Youtube işte Twitter vs. birçok site. AYM'nin onlarca kararı var ve bunları hep ifade özgürlüğünün engellenmesi olarak yorumladı. Görüyoruz ki bu yasaklardan hâlâ vazgeçilmiş değil. Öncelikle bir an önce Instagram'ın açılması gerekiyor. Bir de şunu hatırlatmakta fayda var, hâlâ gerekçe açıklanmadığı için ve bir gün önce bu kapatmadan kısa bir süre önce İletişim Başkanı'nın bir açıklama yapması ve Instagram'ı hedef alması. ‘Acaba Instagram'ı İletişim Başkanlığı mı kapattırdı’ sorusunu akıllara getiriyor. Onun için İletişim Başkanlığı da ilgili Bakanlıklar da bu konuda açıklama yapmalıdır.
Haniye paylaşımlarını sansürleyen Instagram'a karşı bir sansür uygulanıyorsa bu da çelişkili bir durum. Siz bir kurumu sansür yaptı diye eleştiriyorsunuz haklı bir eleştiri olabilir, kimse sansür yapmamalı ama diğer taraftan siz başka bir sansürü devreye koyuyorsunuz. Bu da ne yazık ki çok açıklanabilecek bir durum değil.
AYM detaylı bir bilgilendirme yapmalıdır, neden bu paylaşımdan vazgeçildi, bir baskı mı geldi. Sonuçta verilmiş bir karar var. Siz bir sosyal medya paylaşımını silseniz bile bu Resmi Gazete'de yayımlanmış bir karar. Türkiye'deki bu baskı ve korku iklimi o kadar yaygın ki, bir kararın duyurulmasına dair tahammül edilemeyen bir görüntü var. "
RSF Türkiye Temsilcisi Önderoğlu: Türkiye'de bilgi alma hakkı online sansür hamleleriyle derin yaralar aldı
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu ANKA'ya yaptığı yazılı açıklamada, "BTK yetkilileri, onca keyfiyetin hesabını bugüne kadar vermemiş olmanın rahatlığından olacak, 50 milyonu aşkın Instagram kullanıcısının ifade özgürlüğü hakkını bu kadar rahat ihlal edebiliyor. Ayrıca birçok medya kuruluşunun Instagram faaliyeti de bu son keyfi kararla durdurulmuş oldu. Ne yazık ki, Türkiye’de bilgi alma hakkı, otoriter yönetimin yaygın online sansür hamleleriyle son yıllarda derin yaralar aldı. Türkiye ve gazeteciliğe de yazık ediyorlar" ifadelerini kullandı.
TGS Genel Sekreteri Tuna: Cumhurbaşkanlığı sözüm ona engelleme varken Instagram'dan 'Hayırlı Cumalar' diye mesaj paylaştı
Instagram'ın merkezinin Hamas'ı terör örgütü kabul eden ABD'de bulunduğunu hatırlatan TGS Genel Sekreteri Banu Tuna ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Instagram’ın kararının sansür olup olmadığını tartışmak, Instagram’ın Türkiye’de engellenmesi kararının vahametini arka planda bırakır. Çünkü meselenin bir tarafında özel bir şirket, diğer tarafından hak ve özgürlükleri korumakla yükümlü bir devlet var. Sansür iddiasına sansürle misilleme yapmak iktidarın zihin yapısını da bir kez daha ortaya koyuyor. Instagram’a erişimin engellenmesi kararıyla ilgili BTK kamuoyuna bir gerekçe, bir neden, engellemenin ne kadar süreceğiyle ilgili bir bilgi vermediği için şu anda yaptığımız parçaları birleştirmek, niyet okumak. Oysa çoğulcu demokrasilerde böyle puslu, spekülasyona müsait koşulların oluşmaması gerekir.
İşin trajikomik yanı, bu engellemenin politik bir manifesto olmak dışında pratikte hiçbir anlam taşımaması. BTK sabah erişimi engelledi, Cumhurbaşkanlığı sözüm ona engelleme varken, Instagram’dan 'Hayırlı Cumalar' diye mesaj paylaştı. Hem mesajı, hem de mesajı kısa süre sonra silindiğini herkes gördü, duydu. Demek ki, pratikte bilgi akışını engellemek mümkün değil."