İsrail’in dün Beyrut’a düzenlediği hava saldırısında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın hayatını kaybettiği, Hizbullah örgütü tarafından doğrulandı. Bu kritik gelişme, Lübnan’daki ve bölgedeki siyasi dengeleri altüst edecek nitelikte. Nasrallah, Hizbullah'ın lideri olarak uzun yıllar boyunca İsrail karşıtı direnişin en önemli sembollerinden biri olmuş, Lübnan’ın ve Ortadoğu’nun en etkili siyasi ve askeri figürlerinden biri olarak kabul edilmişti.
Hasan Nasrallah Kimdir?
1958 yılında Lübnan’ın doğusunda, fakir bir Şii ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hasan Nasrallah, genç yaşlarda dini eğitim almak üzere Irak’ın Necef kentine gitmişti. Bu süreçte İran İslam Devrimi’nin önderlerinden Ruhullah Humeyni ve devrimci fikirlerle tanışan Nasrallah, 1982’de İsrail’in Lübnan’ı işgal etmesiyle birlikte Hizbullah’a katıldı.
1992 yılında, Hizbullah’ın ilk lideri Abbas Musavi’nin İsrail tarafından düzenlenen bir suikastta öldürülmesinin ardından, Nasrallah örgütün başına geçti. O tarihten itibaren Nasrallah, hem askeri hem de siyasi alanda Hizbullah’ı güçlendiren stratejik hamleler yaparak Lübnan’ın güneyinde İsrail’e karşı direnişi yönetmeye başladı.
Liderliği Döneminde Hizbullah’ın Yükselişi
Nasrallah’ın liderliği altında Hizbullah, sadece bir direniş örgütü olmanın ötesine geçti. 2000 yılında İsrail'in Lübnan’dan çekilmesi, Hizbullah’ın önemli bir zaferi olarak kabul edildi. 2006 yılında İsrail ile patlak veren Lübnan Savaşı’nda Hizbullah’ın gösterdiği askeri direniş, Nasrallah’ın bölgedeki Şii topluluklar üzerindeki etkisini artırdı.
Hizbullah’ın askeri gücünü artırmasının yanı sıra, Nasrallah siyasi arenada da Hizbullah’ı Lübnan’ın en güçlü siyasi hareketlerinden biri haline getirdi. Örgüt, İran’ın güçlü desteğiyle sadece Lübnan’da değil, Suriye iç savaşında da etkili oldu. Nasrallah, Suriye’de Beşar Esad rejimine verdiği destekle bölgedeki İran yanlısı eksenin kilit bir parçası haline geldi.
İsrail ve Batı Karşıtı Tutumu
Nasrallah, İsrail karşıtı sert söylemleriyle biliniyordu. İsrail’i "işgalci" ve "saldırgan" bir güç olarak tanımlayan Nasrallah, Filistin davasını ve Lübnan topraklarını savunma iddiasıyla Hizbullah’ı İsrail’e karşı bir direniş hareketi olarak konumlandırdı. Aynı zamanda ABD ve Batı ülkelerini de sert bir şekilde eleştirdi. Batı’nın Orta Doğu’daki politikalarını "emperyalist" olarak niteleyen Nasrallah, ABD'yi İsrail’in müttefiki ve bölgedeki sorunların kaynağı olarak gösterdi.
Nasrallah’ın Gizliliği ve Korunma Stratejisi
Nasrallah, özellikle 2006 Lübnan Savaşı’ndan sonra İsrail’in bir numaralı hedefi haline geldi. Bu dönemde halkın karşısına nadiren çıkan Nasrallah, genellikle önceden kaydedilmiş video mesajlarıyla örgüt tabanına seslendi. Onun nerede yaşadığı ve nasıl korunduğu her zaman gizemini korudu; sürekli yer değiştirdiği ve gizli sığınaklarda yaşadığı biliniyordu.
Hizbullah’ın Geleceği ve Olası Senaryolar
Nasrallah’ın öldüğünün doğrulanması, Hizbullah için kritik bir dönemeç. Hizbullah’ın lideri olarak hem askeri hem de siyasi arenada güçlü bir figür olan Nasrallah’ın ardından örgütü nasıl bir liderlik beklediği belirsiz. Nasrallah, İran ile yakın ilişkiler kurarak Hizbullah’ın bölgesel bir güç olmasını sağlamıştı. Bu bağlamda, yeni liderin de İran’ın rehberliği altında hareket edeceği tahmin ediliyor.
Nasrallah’ın ölümünün ardından Hizbullah’ın İsrail’e nasıl bir yanıt vereceği, bölgede yeni bir şiddet dalgasının fitilini ateşleyebilir. Özellikle Lübnan’da ve Filistin’de Nasrallah’ın ölümü büyük bir yankı uyandırırken, Hizbullah’ın İsrail’e karşı olası misilleme operasyonları bekleniyor. Bölgedeki mezhep çatışmaları, Hizbullah’ın İran bağlantısı ve İsrail karşıtlığı göz önünde bulundurulduğunda, Nasrallah’ın ölümü Ortadoğu’da daha geniş çaplı bir krize yol açabilir.
Sonuç
Hasan Nasrallah’ın ölümü, sadece Lübnan’ı değil, tüm bölgeyi etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak tarihe geçti. Hizbullah, Nasrallah’ın liderliğinde Lübnan ve Orta Doğu’da güçlü bir aktör haline gelirken, onun ardından örgütün nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Nasrallah’ın mirası ve ideolojisi, Hizbullah’ın gelecekteki politikasını şekillendirecek en önemli unsurlar arasında yer alıyor.