Gündem

Dilruba'ya 7 ay 15 gün hapis cezası verildi

Bir sokak röportajında Instagram'a erişim engeli getirilmesine ilişkin kullandığı ifadeler nedeniyle yargılanan Dilruba Kayserilioğlu, ilk kez hakim karşısına çıktı. İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi, Dilruba Kayserilioğlu hakkında 7 ay 15 gün hapis cezası verdi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Dilruba Kayserilioğlu, 5 yıl içinde bir suçtan mahkumiyet almaz ise verilen bu ceza infaz edilmeyecek.

Abone Ol

Bir sokak röportajında Instagram'a erişim engeli getirilmesine ilişkin kullandığı ifadeler nedeniyle yargılanan Dilruba Kayserilioğlu, ilk kez hakim karşısına çıktı. İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi, Dilruba Kayserilioğlu hakkında 7 ay 15 gün hapis cezası verdi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Dilruba Kayserilioğlu, 5 yıl içinde bir suçtan mahkumiyet almaz ise verilen bu ceza infaz edilmeyecek.

Dilruba Kayserilioğlu, İzmir 35. Asliye Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada, Kayserilioğlu'nun avukatları Hüseyin Yıldız ve Ahmet Doğukan Gül  hazır bulundu. Duruşmayı, gözlemci olarak katılan avukatlar ve Dilruba'nın annesi Aysel Kayserilioğlu da takip etti.

"Düşünce özgürlüğü kapsamında yapılmış eleştirilerdir''

Duruşmada savunmasını yapan Dilruba Kayserilioğlu, şunları söyledi:

"Bana mikrofon uzatılıp sorulduğunda hiçbir kişinin partinin, kurumun ismini de zikretmedim. İfade ve düşünce özgürlüğü kapsamında düşünce ve fikirlerimi ifade ettim. Sorgusuz sualsiz bir şeye destek vermenin kötülüğünü ortaya koymaya çalıştım. Suç kastım yoktur. Beraatimi isterim. Bunlar, düşünce özgürlüğü kapsamında yapılmış eleştirilerdir.

İfademde geçen 'gerizekalı, beyni emcüklenmiş geri zekalı' ifadeleri bir fikrin önünü arkasını düşünmeden, nereye varacağını düşünmeden destekleyenlere yönelik söylenmiş ibarelerdir."

Duruşmada, Dilruba'nın konuştuğu sokak röportajının videosunun tamamı da izlendi.

''Fikir ve düşünce özgürlüğüne ilişkin koruma altına alınmış hakkını kullanmıştır"

Dilruba'nın avukatı Hüseyin Yıldız, savunmasında 'ifade özgürlüğü' vurgusu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

"Sanığın savunmasına aynne katılıyoruz. Müvekkilimiz 8 Ağustos 2024 tarihinde bir sokak röportajında konuşmuş, iddianamede bahsedilen sözleri söylemiştir. Trollerin sosyal medya ortamında başlattığı karşı yazılar ve RTÜK Başkanı'nın yaptığı açıklamalar sonrasında tutuklanmıştır. Olayın meydana geldiği tarihte 57 milyonun üzerinde takipçisi bulunan Instagram kapatılmıştır. Ayrıca olay öcesinde de hayvan katliamı olarak adlandırılan bir yasa meclisten geçmiştir. Kendisine Instagram yasağı sorulunca sanık, düşünce ve görüşlerini ifade etmiştir. Anayasa'nın ve Avrupa Sözleşmesindeki fikir ve düşünce özgürlüğüne ilişkin koruma altına alınmış hakkını kullanmıştır. Sanığın suç kastı bulunmamamtadır. TCK'nın 216 / 1 ve 2 . maddesindeki suçların oluşması için halkın bir kesiminin sosyal sınıf, ırk, din, cinsiyet, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak tahrik edilmesi ya da aşağılanması gerekmektedir. Bu maddelerdeki sayılanlar sınırlıdır. Hiçbir şekilde genişletilemez. Sanığın sözlerinde de var olan herhangi bir sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına ilişkin ibareler yoktur. Ayrıca TCK 216/1 maddesindeki suçun oluşabilmesi için kamu güvenliğinin açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkması söz konusudur. Olayımızda böyle bir durum olmamıştır. Sanığın böyle bir durumu oluşturacak gücü de yoktur. Sanığın beraatini ve yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz."

Savcı ceza istedi

Duruşma savcısı davaya ilişkin esas hakkındaki mütaalasını açıkladı. Mütalaada, şu ifadeler yer aldı:

"Konuşmanın sosyal medyada yayınlanıp, sosyal medya platformlarındaki paylaşımlarda görüldüğü üzere, halkın bir kesimi ile farklı kesimler arasında tartışmalara neden olduğu, sanığın röportajında herhangi bir siyasi parti veya bir seçmeni dikkate alarak beyanda bulunmadığı, özellikle Instagram isimli sosyal medya platformunun kapatılması, hayvanları katletme olaylarının hangi neticeyi doğuracağını anlamayan vatandaşlara yönelik TCK'nın 216/1 maddesindeki halkın bir kesimi sayılan Instagramın kapatılması ve hayvan haklarıyla ilgili kesimi kast ederek, bunu desteklemeyen kesimi kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği gibi TCK 216/2 maddesinde düzenlenen Instagramın kapatılması ve hayvan haklarıyla ilgili yasayı destekleyen vatandaşları alenen aşağılamak suretiyle üzerine atılan suçları işlediği, sanığın bu suçları basın yayın yoluyla işlediği ve bir fiil ile birden fazla suçun oluşmasına sebebiyet verdiği gözetilerek bir fiil ile birden fazla suçun işlediği TCK 44/1 inde uygulamasını gerektiğinden sanığın cezalandırılmasına...''

Savcı, Dilruba hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı olarak uygulanan adli kontrol şartının kaldırılmasını da talep etti.

Esas hakkında savunmalar yapıldı

Savcının mütalaasının ardından sanık avukatı Hüseyin Yıldız, esas hakkındaki savunmasını yaptı. Yıldız, şunları söyledi:

"Instagram yasağını ya da hayvan haklarıyla ilgili yasayı destekleyenler ırk, din, mezhep değildir. Bunların kim olduğu belirlenebilir de değildir. Bu olay nedeniyle kamu güvenliğinin açık ve yakın bir tehlikeye düşmesi de söz konusu olmamıştır. Somut bir tehlikenin aranması ifade özgürlüğünüm güvence altına alınmasıyla ilgilidir ve yasaya da bu sebeple konulmuştur. Yaşanan bir tehlike, kamu güvenliğinin bozulması da söz konusu değildir. Sanığın veya herhangi bir vatandaşın bu suçu işlemesi de mümkün değildir. Halkın bir kısmını alenen aşağılama suçundan ise suçtan kimin zarar gördüğü belli değildir. TCK'nın 216/1-2 maddesindeki suçlar oluşmamıştır. Suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesini talep ediyoruz."

Dilruba Kayserilioğlu da esas savunmasında, "Kin ve nefrete sevk etme gayesiyle bu sözleri söylemedim. Beraatımı talep ediyorum. Söylediğim sözlerin bir kısmının farklı yerlere çekilip bana saldırı yapılacağını bilmiyordum. Bu yönden pişmanlığım vardır" dedi.

Karar açıklandı

İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Dilruba Kayserili olduğunun üzerine atılı TCK'nın 216/1 maddesindeki suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verdi. Mahkeme, Dilruba'nın "halkın bir kesimini alenen aşağılamak'' suçundan TCK'nın 216/2 maddesi gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın bu eylemini basın yayın organıyla işlemiş olması nedeniyle verilen cezayı TCK 218. maddesi gereğinde yarı oranında artırırak 9 ay hapis cezasına çıkardı. Mahkeme, sanığın duruşmadaki ''olumlu tavırlarını'' dikkate alarak cezayı 7 ay 15 güne indirdi ve  hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Dilruba Kayserilioğlu, 5 yıl içinde bir suçtan mahkumiyet almaz ise verilen bu ceza infaz edilmeyecek.