(TBMM) - CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Ticaret Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe teklifi görüşmelerinde, Ticaret Eski Bakanı Ruhsar Pekcan döneminde yaşanan dezenfektan skandalının ardından soruşturma başlatılmamasına tepki gösterdi. Genç, İsrail ile ticaretin kesildiğinin duyurulmasına rağmen İsrailli ZIM Logistics’e ait gemilerin Türkiye’nin limanlarına gelmeye devam ettiğine dikkati çekti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Ticaret Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sürüyor. CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, komisyonda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

"İhracat artıyor gösteriliyor ama üretimdeki verimlilik yerinde sayıyor"

"İlk olarak, bakanlığın ticaret verilerine dair bazı tespitler yapmamız gerekiyor; Türkiye’nin ihracatı ekim ayında yüzde 3,6 oranında artarak 23,6 milyar dolara çıkmış, ithalat ise yerinde saymış durumda. Ancak, ihracattaki bu artışın reel bir büyüme olmadığını, yalnızca fiyat artışlarından kaynaklandığını görüyoruz. İhracat artıyor gibi gösteriliyor ama aslında üretimdeki verimlilik yerinde sayıyor. Öyle ki, dış ticaret açığı hala ciddi boyutlarda. Türkiye, son bir yılda 262,3 milyar dolarlık ihracat yapmış ama aynı dönemde 340 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiş. Bunun sonucunda 77,7 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı oluşmuş durumda. Bu tablo, ekonominin yapısal sorunlarına dair acil bir müdahale ihtiyacını gösteriyor.

Barolardan ortak açıklama; “Kayyum rejimini kabul etmiyoruz” Barolardan ortak açıklama; “Kayyum rejimini kabul etmiyoruz”

"Ruhsar Pekcan skandalı, yolsuzluğun nasıl sistematik hale getirildiğinin en açık örneği"

Ancak, esas sorunlar burada bitmiyor. Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan skandalı, ülkemizde yolsuzluğun nasıl sistematik bir hale getirildiğinin en açık örneğidir. Sayın Pekcan’ın, bakanlığı döneminde kendi şirketinden, Ticaret Bakanlığı’na fahiş fiyatla dezenfektan sattığı ortaya çıkmıştı. Beş litrelik dezenfektanı piyasada 100 TL’ye satarken, bakanlığa tam 175 TL’ye sattı. Bu yetmezmiş gibi, dezenfektan alımları için 9 milyon TL’ye varan ödemeler yapıldı. Üstelik, bu skandal ortaya çıktığında hükümet yalnızca bir görevden alma ile meseleyi kapatmaya çalıştı. Oysa burada açıkça bir kamu zararı ve yetkiyi kötüye kullanım söz konusu. Sizlere sormak isterim, halkımızdan topladığınız vergilerle oluşturduğunuz bütçenin bu şekilde kullanılmasına nasıl göz yumulur? Bu olay üzerinden tam iki yıl geçmiş olmasına rağmen, hala Ruhsar Pekcan hakkında bir soruşturma açılmadı, herhangi bir hukuki işlem başlatılmadı. Kendi bakanlığına mal satan, bunu fahiş fiyatlarla yapan, devletin imkanlarını kendi şirketi için kullanan bir bakana dair soruşturma açmaktan neden imtina ediliyor?

"İsrail firması ZIM Logistics’e ait gemiler gelmeye devam ediyor"

Gelelim, İsrail’le olan ticari ilişkilere. İsrail, bir yılı aşkın süredir Gazze’yi bombalayarak 21. yüzyılın soykırımını milyonların gözü önünde gerçekleştiriyor. Ortadoğu’da yaşanan vahşeti, hep birlikte görüyoruz. Bir yandan İsrail’in Filistin’e yönelik sürdürdüğü katliamlar devam ederken öte yandan Türkiye, İsrail ile ticari ilişkilerine devam ediyor. Bakanlığınız, 2 Mayıs’ta İsrail ile ticareti sonlandırdığını iddia etse de açık kaynaklar tam tersini söylüyor. İsrail’in en köklü lojistik firması olan ZIM Logistics’e ait gemiler, Türkiye’nin limanlarına gelmeye devam ediyor. İstanbul Ambarlı, Kocaeli Derince ve Mersin limanlarına demirleyen, İsrail’e mühimmat taşıyan bu gemileri limanlarımıza sokmamak için neden en ufak bir çaba gösterilmiyor?

"Bu yılın on ayında 17,2 ton uyuşturucu ele geçirildi"

Sayın Bakan sizin açıklamanıza göre, 2024 yılında sadece on ayda Türkiye’de 17,2 ton uyuşturucu ele geçirildi. Bu rakam, bir önceki yılın tamamındaki miktarı şimdiden geçti. Ülkemiz bir uyuşturucu merkezi haline getirilmiş durumda. Gençlerimiz, bu ölümcül ticaretin kurbanı olurken, hükümetin yetersiz önlemleri sorunun çözümüne dair hiçbir umut vadetmiyor. Türkiye’yi uyuşturucu ticaretinin merkezi haline getiren bu ihmalin hesabını kim verecek? Uyuşturucudan kazanan çeteler zenginleşirken, gençlerimizin hayatları kararıyor. Ticaret Bakanlığı ve hükümet, bu sorunu görmezden gelmeye devam mı edecek? Yoksa, gecikmiş de olsa gerekli önlemleri alacak mı?

"Uyuşturucu baronlarının ülkemizi hedef almasına izin vermeyeceğiz"

Bizim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda tavrımız net. Gençlerimizin ve çocuklarımızın zehirlenmesine, uyuşturucu baronlarının ülkemizi hedef almasına asla izin vermeyeceğiz. Ticaret Bakanlığı’nın 2025 bütçesi onaylanırken, bu bütçenin halkımızın güvenliği ve refahı için harcanacağını umut ediyoruz. Sınır kapılarında denetimleri artırmak, kaçakçılığı önlemek ve uyuşturucu ticaretine karşı etkin bir mücadele yürütmek bu hükümetin öncelikli sorumluluğu olmak zorunda. Ticaret Bakanlığı’nı daha sıkı denetim yapmaya, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışına davet ediyorum."

Kaynak: anka