Siyaset

Can Atalay İçin TBMM'ye Kritik Çağrı: Siyasi ve Ekonomik Sonuçları Tartışılıyor!

CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, Deva Partisi, TİP, Demokrat Parti ve EMEP tarafından Can Atalay ile ilgili TBMM Başkanlığı'na sunulan ortak dilekçede, "Politik sonuçların yanı sıra ekonomik sonuçlar da doğuracak nitelikte olan bu sürecin TBMM tarafından ele alınarak çözümlenmesi için olağanüstü toplantı çağrısı yapılmaktadır" denildi.

Abone Ol

CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, Deva Partisi, TİP, Demokrat Parti ve EMEP tarafından Can Atalay ile ilgili TBMM Başkanlığı'na sunulan ortak dilekçede, "Politik sonuçların yanı sıra ekonomik sonuçlar da doğuracak nitelikte olan bu sürecin TBMM tarafından ele alınarak çözümlenmesi için olağanüstü toplantı çağrısı yapılmaktadır" denildi. 

Can Atalay hakkında verilen AYM kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Saadet Parti Grup Başkanı Selçuk Özdağ, Saadet Parti Grup Başkanvekili Bülent Kaya
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir imzasının yer aldığı dilekçe, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

TBMM'nin 16 Ağustos'ta saat 14.00'te olağanüstü toplantıya çağrıldığı dilekçede, şunlar kaydedildi. 

" Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkında gerçekleşen hukuka aykırı yargılama sürecinde bir hukuk devletinde olmayacak biçimde Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bireysel başvuru kararlarını tanımaması üzerine; Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında ihtilaf doğmuştur.

Yargıtay’ın hukuka aykırı bu tutumu, Türkiye Büyük Millet Başkanlığınca sürdürülmüştür. Nitekim Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanlığınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na hitaben yazılan (03.01.2024 tarihli ve 2023/12611 sayılı ve ‘‘Karar gönderme hk.’’ konulu) yazı, TBMM Başkanlığı tarafından işleme konulmuş ve söz konusu yazı, 31.01.2024 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nun 28’inci Yasama Döneminin 2’nci Yasama Yılının 54’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunda okutularak; hukuka aykırı biçimde Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştür.

Bunun üzerine 02.02.2024 tarihinde CHP Grubu tarafından iki ayrı dilekçe ile eylemli İçtüzük değişikliği niteliğinde olan milletvekilliğinin düşmesine yönelik parlamento kararının, Anayasa’nın Başlangıç bölümüne, 2, 6, 84, 85, 94, 95 ve 153’üncü maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması istemli şekilde; yok hükmünde olduğunun tespitine ve (her hâlükârda) iptaline karar verilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi nezdinde dava açılmıştır. Dosyaların bir kısmı, aynı konu hakkında Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay, İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Muş Milletvekili Sezai Temelli, Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki tarafından açılan davalar ile birleştirilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, 01.08.2024 tarihli ve 32619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 22.02.2024 tarihli ve 2024/43 E.; 2024/65 K. ile 22.02.2024 tarihli ve 2024/45 E.; 2024/61 K. sayılı kararlarıyla; Türk hukukunda Yargıtay’ın bu türde bir karar veremeyeceği ve dolayısıyla ortada bir kesin hüküm olmadığı gerekçesiyle; milletvekilliğinin düşmesine yönelik işlemin, yok hükmünde olduğunu hüküm altına almıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bahsi geçen kararları, Resmi Gazete’de hemen yayımlanmamış; yaklaşık beş buçuk aylık bir gecikme söz konusu olmuştur. Bu süre boyunca Şerafettin Can Atalay, kişi hürriyetinden mahrum bırakılmaya devam edilmiştir ve edilmektedir. Anılan konu, kamuoyunun bilgilendirilmesine muhtaç hale gelmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkesi gereğince Şerafettin Can Atalay’ın bir an önce tahliye edilip milletvekilliği andını içerek Parlamento’da yerini alması amacıyla söz konusu fiili durumun ortadan kaldırılması ve yargı krizinin ötesine taşınan ve bir devlet krizi şekline dönüşen; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet yapısını bozan; politik sonuçların yanı sıra ekonomik sonuçlar da doğuracak nitelikte olan bu sürecin TBMM tarafından ele alınarak çözümlenmesi için olağanüstü toplantı çağrısı yapılmaktadır."