(İSTANBUL)- Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Derya Mengücük, Marmara Denizi’nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından aile sağlığı merkezlerinin (ASM) durumuna ilişkin açıklama yaptı. Mengücük, “İstanbul'da binin üzerinde ASM bulunuyor. Yaklaşık yüzde 70’i kamu binasında yer alırken kalanlar hekimlerce kiralanan, genellikle apartman zemin katlarındaki mekanlar. Bu merkezlerin fiziksel koşulları hekimler tarafından sağlanıyor. Ancak olası bir depreme dayanıklı olup olmadıkları açısından önemsenmiyor” dedi.
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Derya Mengücük, Marmara Denizi’nde 23 Nisan’da gerçekleşen ve İstanbul’da büyük korkuya neden olan 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından Aile Sağlığı Merkezleri’nin (ASM) bulunduğu yapılara ilişkin açıklama yaptı. “Ülke genelinde yaygın ve dağınık bir yerleşime sahip olan ASM’lerin depreme uygunluğu, ne yazık ki ciddi bir endişe kaynağıdır” diyen Mengücük’ün açıklaması şu şekilde:
"Sağlık Bakanlığı denetimlerinde depremle ilgili hiçbir kriter aranmıyor"
"ASM’ler, her mahallede hizmet sunmaları nedeniyle stratejik bir öneme sahip. Buna rağmen, Sağlık Bakanlığı denetimlerinde depremle ilgili hiçbir kriter aranmıyor. Yeni açılacak bir sanal ASM için kapı genişliğinden rampa eğimine kadar pek çok ayrıntı şart koşulurken; binanın yaşı, deprem yönetmeliğine uygunluğu ya da dayanıklılığı sorgulanmıyor. İstanbul ve İzmir gibi yüksek riskli bölgelerde, yıkım kararı verilen binalarda aile hekimlerinden buraları boşaltmaları isteniyor fakat kamu tarafından alternatif bir yer gösterilmiyor.
“ASM’ler olası afet durumlarında hem sağlık hizmetinin sürekliliğini sağlar hem de bölgenin acil ihtiyaçlarına yanıt verebilir”
Birlik ve Dayanışma Sendikası olarak talebimiz nettir. ASM’ler; depreme dayanıklı, müstakil, sağlık hizmetine uygun kamu binaları olmalıdır. Güçlendirilmiş, mühendislik standartlarına uygun şekilde inşa edilen ASM’ler, olası afet durumlarında hem sağlık hizmetinin sürekliliğini sağlar hem de bölgenin acil ihtiyaçlarına yanıt verebilir. Ancak bugüne kadar ne deprem ne de başka olağan dışı durumlar için birinci basamak sağlık hizmetlerinin rolünü ciddiyetle ele alan bir kamu planlaması yapılmamıştır.
“ASM’lerin fiziksel güvenliği için de önleyici yaklaşımlar benimsenmeli”
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde koruyucu hekimliği önceleyen bir yaklaşımı savunuyoruz. Erken tanı ve önleme çabasını her hastalık için sürdürüyoruz. Aynı duyarlılıkla, ASM’lerin fiziksel güvenliği için de önleyici yaklaşımlar benimsenmelidir. İstanbul'da 1000'in üzerinde ASM bulunuyor. Yaklaşık yüzde 70’i kamu binasında yer alırken kalanlar hekimlerce kiralanan, genellikle apartman zemin katlarındaki mekanlar. Bu merkezlerin fiziksel koşulları hekimler tarafından sağlanıyor. Ancak olası bir depreme dayanıklı olup olmadıkları açısından önemsenmiyor.
“Bu ihmalin faturası çok ağır olabilir”
Yıllardır İstanbul’da büyük bir depremin beklendiği biliniyor. Ancak bugüne kadar ASM’leri merkeze alan hiçbir ciddi yeniden yapılandırma çalışması yapılmadı. Bu ihmalin faturası çok ağır olabilir. ASM’lerin güvenliği görmezden gelinemez, ısrarla güvenli kamu binası talep ediyoruz.”