(İZMİR) - Çeşme Belediyesi tarafından bu yıl 14'üncü kez düzenlenen Alaçatı Ot Festival’nde ‘Adalet için Açık Mikrofon Forumu’ düzenlendi. Forumda konuşan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Silivri’de tutuklu bulunan siyaset ve düşün insanlarını işaret ederek “Hayatı boyunca yalnız bu ülkeye hizmet etmiş bir kişi terörden yargılanıyor. Bu milletin vicdanına güvenen insan topluluğu onlar. Onlar millete güvendikleri için Silivri zindanlarında dimdik ayaktalar” dedi.
Çeşme Belediyesi tarafından bu yıl 14'üncü kez düzenlenen ve 17 Nisan’da kapılarını açan Alaçatı Ot Festivali, devam ediyor.
Bu yıl, "Toprak, Zaman ve Tat" teması ve “Kaya Koruğu” konseptiyle düzenlenen festivalde ayrırca ana gündemlerden biri de ‘adalet’ oldu. Festival kapsamında bu sene ilk kez ‘Adalet için Açık Mikrofon Forumu’ düzenlendi.
Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli moderatörlüğünde Alaçatı Amfi Tiyatro’da gerçekleştirilen foruma, Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, Denizli Çivril Belediye Başkanı Semih Dere ve tutuklu bulunan Şişli Belediye Başkanı Emrah Şahan’ın avukatı Hüseyin Ersöz katıldı.
Sengel: “Berat ettim”
Geçtiğimiz yıllarda ‘Love Erdoğan’ afişi nedeniyle hakkında dava açılan Efes Selçuk Belediye Başkanı Sengel, davada beraat ettiğini söyleyerek şöyle konuştu:
“Bundan tam dört yıl önce Efe Selçuk Belediye Başkanıyken Adalet Kalkınma Partisi ilçe başkanlığının kanuna aykırı bir şekilde kentin çeşitli yerlerine tam da Efes Ultramaraton gibi dünyaca ünlü bir maratonu yapacağımızdan bir gece önce çeşitli afişler yerleştirildi kentin her yerine. ‘Love Erdoğan’ afişleri. Efes Ultramaraton'la da aramızda bir sözleşme olduğu, kentin bütün düzenini ve nizamını korumamız gerekirken o afişlerin toplanması kararını verdim. Üzerine dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hakkımda soruşturma açılması gerektiğini ifade etti ve savcılık noktasında da geçen sene itibariyle bir ceza aldım. Aldığıma çok da şaşırmadım. Çünkü bunun bir hakaret olduğunu ifade etmişlerdi. Ben sadece bir hukukçu belediye başkanı olarak kanunları ifa etmeye yeltenmiştim. Üst derece mahkemesine gittim. Bir umut olsun diye söylüyorum. Bu kadar düzensiz giden her şeyde bilin ki hâlâ daha adaletin tecelli etmesini isteyenler, hukuku birebir uygulayan hukukçular, hâkimler, heyetler var. Kararını aldım ve bu forma koşarak geldim. Berat ettim.. İnşallah İzmir'den İstanbul'a bütün içeride gerçekten haksız yere tutulan bütün herkese, Ekrem Başkanımıza, bütün mevkidaşlarımıza, içeride olan gençlerimize, basın emekçilerimize ve aydınlık günleri bekleyen bütün herkese aynı beraat kararını hepimiz alacağız ve hepimiz yüreğimizde yaşayacağız. Adaletli ve güzel günlere.”
Kınay: “Gençler ve sokaklar bize zaten unuttuklarımızı tekrar hatırlatıyorlar”
Karabağlar Belediye Başkanı Kınay ise Kurtuluş Savaşı dönemini hatırlatarak şunları söyledi:
“Biz yıllarca hak, hukuk, adalet diyerek ekolojik adaletsizlikten, ekonomik adaletsizliklere, sosyal adaletsizlikten eğitime, kadınlara, çocuklara, gençlere pek çok yerde sözümüzü büyütmeye çalıştık. Ama bugün geldiğimiz noktada artık sözün bittiği yerdeyiz. Tüm bu yaşadıklarımızla beraber halkın gücünü unutanlara karşı, kendilerini Kaf Dağı’nda görüp asıl gücün halktan ve milletten geldiğini unutanlara karşı tekrar hatırlatmak gerekiyor diye düşünüyorum. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yoktan, yokluktan, yoksulluktan var edilen bir ülkede de biz aynı hikayeyi yaşamıştık. Bu sürecin içerisinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bir avuç mücadele arkadaşının inancıyla, yüreğiyle beraber bu ülke kuruldu. Aydınlık, çağdaş bir yüzle demokrasiyle, hukukla, adaletle ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ denerek geldiğimiz noktada biz o sözleri, o emeği, o yüreği, o gözleri çok daha doğru ve güçlü bir şekilde tekrar tekrar anlamak, yürümek ve büyütmek zorundayız. Burada gençler ve sokaklar bize zaten unuttuklarımızı tekrar hatırlatıyorlar. Ben biliyorum ki bu ülkenin aydınlık güzel insanları yine hak ettiğimiz geleceği hep birlikte kurmamızda, bu sesi büyütmemizde bizlerle birlikte olacak.”
“Sadece konuşmaya değil eyleme geçmeye devam edeceğiz”
Siyasi tutukluları ve düşünce tutuklularını da hatırlatan Kınay, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu, tutuklu olan siyasi mücadele arkadaşlarımız, nice gazeteciler, emekçiler, düşünürler… Ama fikirleri tutuklayamazsınız, inancı tutuklayamazsınız, mücadeleyi tutuklayamazsınız. Bundan sonra bu söz büyüyerek devam edecektir. Tıpkı bugün bu festivalde hepimizin bu sözü büyütmek üzerine adaleti konuştuğumuz gibi biz bugünden daha çok her yerde konuşmaya, sadece konuşmaya değil eyleme geçmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Dere: “Atatürk’ün gençlerini hizmet etmekten alıkoyamayacaklar”
Çivril Belediye Başkanı Semih Dere, iktidarın muhalefet belediyelerine yönelik tutumunu eleştirerek, “Bizler özellikle son dönemde genç vatandaşlar olarak belediye başkanlığına adaylığımızı koyup milletimize hizmet etmek için bu adımı attık. Sanıyorlar ki biz bir siyasi partinin üyesiyiz diye, bize farklı davranarak, diğer belediye başkanlarından bizleri ayrıştırarak hizmetleri yerine getiremeyeceğiz. Maalesef unuttukları bir şey var. Her ne kadar adaletsiz bir sistemin içindeysek de ağır aksak işleyen adaletin tecelli etmesi için mücadele eden insanlar mevcut. Şunu unutmasınlar: Bizleri yani Atatürk’ün gençlerini hizmet etmekten alıkoyamayacaklar” dedi.
Denizli: “Hayatı boyunca yalnız bu ülkeye hizmet etmiş bir kişi terörden yargılanıyor”
Forumda, Şişli Belediye Başkanı Şahan’a ilişkin konuşma gerçekleştiren Çeşme Belediye Başkanı Denizli, Şahan’ın da içerisinde yer aldığı ‘beyin göçüne’ ilişkin yabancı kaynaklı bir belgesel hakkında bilgi vererek şunları söyledi:
“Şişli Belediye Başkanımız Emrah Şahan’ın başkanı olduğu, benim başkan yardımcısı olduğum ve Mehmet Çalık’ın yönetim kurulunda olduğu Sosyal Demokrat Belediyeler Birliği’nde, sosyal demokrat belediyelerin görüşlerini, fikirlerini, ortak projelerini ve hayallerini kitlelere anlattığımız dernek yönetimindeydik. 19 Mart günü biri başkanımız olmak üzere iki yönetim kurulu üyemiz gözaltına alındılar. Bugün tutuklular. Bizim hayallerimizin bir kısmı yarım kaldı. Bu hayallerimiz içerisinde en çok çalışmak istediğimiz konular içerisinde beyin göçüne giden pırlanta gibi gençlerimiz vardı. Emrah Başkanımız, beyin göçünü çalıştı. Biz bu kadarız. Perdemizi kaldırdığımızda sürprizlerimiz yok. Ama bu ülkenin vatansever evlatları ne yazık ki ülkeye hizmet etmek yerine Silivri zindanlarında tutsak ediliyorlar. Emrah Şahan, ‘teröre yardım ve yataklık yapma’ suçundan yargılanıyor. Beyin göçüyle ülkemizi terk etmiş olan gençlerin bu ülkeye dönmesi için ne yapabileceğini çalışan bir insan. Hayatı boyunca yalnız bu ülkeye hizmet etmiş bir kişi terörden yargılanıyor. Bu milletin vicdanına güvenen insan topluluğu onlar. Onlar millete güvendikleri için Silivri zindanlarında dimdik ayaktalar.”
Ersöz: “Darbe dönemlerindeki karşı karşıya kalmadığımız bir takım uygulamalar”
Foruma katılan Emrah Şahan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, şu ifadeleri kullandı:
“Bu yargılama süreçlerinde tam bir ay dolmuş durumda. Haksız, hukuksuz, adaletsiz Türkiye toprakları üzerinde yaşayan bütün insanları çok yakından ilgilendiren bir hukuk güvenliği problemine dönüşmüş olan, bu ülkenin topraklarında yaşayan insanların ya da bu ülkenin rejimiyle alakalı olarak bir demokrasi problemine ya da bir hukuk devleti problemine işaret etmiş olan aslında bir insanlık dramıyla karşı karşıyayız. 19 Mart günü İstanbul'da olup da Vatan Caddesi'nin bir tören dışında boydan boya trafiğe kapatıldığı bir gün orada yaşadık. Çağlayan Adliyesi'nde adaletin etrafının tel duvarlarla, TOMA’larla çevrildiği bir güne orada şahit olduk. Sanıyorum ki darbe dönemlerindeki karşı karşıya kalmadığımız birtakım uygulamalardı bunlar. Tabii biz her seferinde her şekilde özellikle hukuk adamları olarak adalete inanan ve bu ülke toprakları üzerinde hâlihazırda daha vicdanlı hukukçuların bulunduğuna, vicdanlı cumhuriyet savcılarının bulunduğuna, meslek namusunu göz önünde bulunduran değerli hâkimler bulunduğuna inançla hukuk demeye, hukuk sınırları içerisinde taleplerimizi iletmeye de devam edeceğiz.
“Şu anda cezaevinde bulunanlar kamuoyu vicdanında beraat kararını almış vaziyette”
Ancak bu talepler tabii ki sadece adliye koridorlarında ya da dava dosyalarının içerisindeki yazılı talepler şeklinde değil, bu ülkenin yurtseverleri tarafından sokaklarda dile getirilerek ancak bir anlam ifade ediyor. Genç arkadaşlarımızın, lise öğrencilerinin, üniversite öğrencilerinin talepleri, bütün bu hukuk taleplerinin aslında bir altlığı nazarında bir anlam ifade ediyor. Çünkü sadece bu davalar üzerinden değil, toplumun geneline yayılmış olan bir adaletsizlik anlayışının olduğunu da bir kez daha ifade etmek gerekiyor. Ama siyasi yargılama süreçlerinde er ya da geç bir beraat kararı çıkar, er ya da geç toplum nazarında bu kararların bir karşılığı olur. Adalet mekanizmasının içerisinde de bu kararların bir karşılığı olur. Bu, zamanla bu davaların içerisindeki hukuk aykırılıkların ya da adil yargılanma hakkı ihlallerinin kamuoyuna mal olmasıyla beraber gerçekleşir. Ancak bu dava öylesine haksız bir dava ki, bu dava öylesine hukuksuz bir dava ki, şimdiden daha ilk gözaltılar gerçekleştiği günden itibaren kamuoyuna mal olmuş vaziyette, bu davanın bir siyasi yargılama süreci olduğu, bu yargılama sürecinde hukuk güvenliğinin ayakları altına alındığı, bu yargılama sürecinde adil bir yargılamanın olmadığı toplumun tüm kesimleri tarafından da kabul edilmiş durumda. O yüzden şu anda cezaevinde bulunan bütün herkes kamuoyu vicdanında zaten beraat kararını almış vaziyette. Onlar sadece şu anda bir siyasi tutsak olarak, özgürlükleri hukuksuz bir şekilde kısıtlanmış siyasi tutsaklar olarak orada bulunuyorlar. Elbet bir gün hukuk, onların cezaevinde kalmış oldukları cezaevinin kapılarını da açacak. O günün de gelmesini sabırsızlıkla bekliyoruz.”