Dünya genelinde yaklaşık 1,6 milyar, ABD'de ise yaklaşık 170 milyon kullanıcısı olan TikTok, ABD ile Çin arasındaki rekabetin yeni bir parçası olarak tartışılmaya devam ediyor.

ABD yönetiminin ocak ayında yasaklamaya hazırlandığı TikTok, Adalet Bakanlığına karşı açtığı davada ülkedeki varlığını sürdürebilmek için mücadele ederken, taraflar karşıt argümanlarıyla pozisyonlarını koruyor.

" Sosyal medya şirketleri ülke egemenlikleriyle çatışıyor" başlıklı dosya haberin ikinci bölümünde, ABD'de karar vericilerin, Çinli ana firma ByteDance'e bağlı TikTok'u Amerikalı kullanıcıların bilgilerini gizlice Pekin yönetimine ilettiğine yönelik suçlamaları ile TikTok'un bu suçlamalara karşı argümanları ele alınıyor.

TikTok nasıl bir şirket?

2016 yılının eylül ayında piyasaya çıkan kısa video paylaşım uygulaması olan TikTok, Çinli ana firması ByteDance şemsiyesi altında faaliyet gösteriyor.

2021 yılında Google'ı geçerek küresel ölçekte en popüler web sitesi haline gelen TikTok'un bugün dünya yaklaşık 1,6 milyar kullanıcısı bulunuyor.

Aralarında Ürdün, Hindistan, Afganistan, İran, Pakistan ve Tayvan'ın da bulunduğu bazı ülkeler farklı gerekçelerle TikTok'u yasaklarken, Avustralya, Kanada, İngiltere ve Yeni Zelanda gibi ülkeler ise uygulamanın kamu malı olan bilgisayar ve cihazlarda kullanımını yasakladı.

ABD de benzer bir karar alarak TikTok'un "veri güvenliğini ihlal ediyor olabileceği" endişesiyle federal cihaz ve sistemlerde kullanımını yasakladı.

ABD'nin TikTok konusunda temel argümanı ne?

ABD ile Çin arasında artan küresel siyasi, ekonomik ve askeri rekabetin çarpıcı alanlarından biri de sosyal medya platformları üzerinden gündeme geldi.

ABD yönetimi hem ülkede hem de uluslararası düzeyde hızlı bir şekilde kullanıcı sayısını katlayan Çinli sosyal medya platformu TikTok'u, Amerikalı kullanıcıların kişisel bilgilerini Pekin yönetimine iletmek ve manipülasyona açık hale getirmekle suçluyor.

İlk olarak 2020 yılında başlayan tartışmalar sürerken, ABD Kongresi, geçen nisan ayında bir yasa tasarısını kabul ederek TikTok'a karşı ilk somut adımı attı.

Söz konusu tasarıda TikTok'un, "yabancı hasımlarca kontrol edilen uygulamalar" başlığı altında, Çin yönetimince kontrol edildiği ileri sürülen ByteDance firmasına bağlı bir sosyal medya platformu olduğu ve "ABD ulusal çıkarlarına tehdit" oluşturduğu belirtildi.

Hem Senato hem de Temsilciler Meclisinden geçen tasarı, 24 Nisan 2024'te ABD Başkanı Joe Biden tarafından imzalanarak yasalaştı.

Yasaya göre ByteDance, 270 gün içinde (19 Ocak 2025'e kadar) TikTok'u satmak zorunda, aksi halde TikTok'un ABD'deki erişimi durdurulacak.

DEM Parti'lil: "Kayyum yönetti bu belediyeleri. Hangi ara bu borcu yaptık" DEM Parti'lil: "Kayyum yönetti bu belediyeleri. Hangi ara bu borcu yaptık"

Aynı yasada, ByteDance'in söz konusu satış süreciyle ilgili somut ilerleme kaydetmesi halinde, ABD Başkanı'na süreci 90'ar gün uzatma yetkisi de verildi.

19 Ocak 2025'e kadar (süre uzatımı olmazsa) ByteDance ile TikTok arasında gerekli ayrılma işlemlerinin tamamlanması halinde ilgili yasa, TikTok'un ABD'deki varlığını sürdürmesine olanak veriyor.

Buna ilaveten çok sayıda Kongre üyesi ve yetkili, TikTok'un "Çin'in propaganda aracı" olarak da çalıştığını ve siyasi konularda Amerikan vatandaşlarını manipüle etmeye ve etkilemeye çalıştığını ileri sürüyor.

TikTok iddialara nasıl cevap veriyor?

ABD Kongresinin kabul ettiği ve Biden'ın nisan ayında imzaladığı yasayı mayıs ayında mahkemeye taşıyan TikTok, ABD Adalet Bakanlığına karşı dava açtı.

ABD yönetiminin olası yasaklama adımına Kongre'deki oturumlarda karşılık veren TikTok Üst Yöneticisi Shou Zi Chew, söz konusu adımın ABD Anayasası'nın 1 maddesindeki ifade özgürlüğü bölümüne aykırı olduğunu savundu.

Chew, TikTok'un; Facebook, X, Instagram ve Youtube gibi diğer sosyal medya platformlarıyla aynı düzenlemelere tabi şekilde kullanıcıların ifade haklarını kullandığı bir video paylaşım alanı olduğunu ve bunun ABD'de yasaklanmasının "Amerikalı kullanıcıların en temel haklarını" kısıtlamak anlamına geleceğini vurguladı.

31 Ocak 2024'te ABD Senatosunda katıldığı oturumda TikTok'un "Amerikalı kullanıcıların bilgilerini Pekin yönetimine ilettiği" iddialarını reddeden Chew, kişisel kullanıcı verilerinin Çin'e iletilmesinin asla söz konusu olmadığını savundu.

Chew, aynı oturumda Senatör Tom Cotton tarafından kendisine yöneltilen, "Çinli misiniz?", "Çin yönetimiyle ilişkiniz var mı?" ve "Komünist misiniz?" gibi sorulara "hayır" cevabını verirken, kendisinin Singapurlu olduğunu ve Pekin yönetimiyle hiçbir ilişkisinin bulunmadığını ifade etti.

TikTok, yasaklanma adımının ABD Anayasası'na aykırı olduğunu savunmasının yanı sıra ana firma olan ByteDance ile olan bağının yasanın talep ettiği süre içinde sona erdirilmesinin teknik ve pratik anlamda mümkün olmadığını da savunuyor.

Chew, konuyla ilgili açıklamalarında, yasanın bu kadar kısa süre tanımasının kasıtlı olduğunu ve küresel ölçekte faaliyet gösteren devasa bir firmanın ana firmadan ayrılmasının bu kadar kolay olmadığını dile getirdi.

Filistin ve Gazze konusunda TikTok nasıl bir rol oynadı?

ABD yönetimi ile TikTok arasındaki mücadele devam ederken, TikTok'un yasaklanmak istenmesinin bir diğer nedeninin ise Gazze'de ve Filistin'de İsrail katliamlarıyla ortaya çıkan tablonun bu platformda geniş şekilde yansıtılması olduğu kaydediliyor.

ABD yönetimi asıl nedenin TikTok-Çin ilişkisi olduğunu iddia etse de hem Amerikan hem de uluslararası kamuoyunda Gazze faktörünün de etkili olduğu yönünde güçlü bir inanç var.

Bu konuda bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri açık bir şekilde TikTok'un Filistinliler tarafından etkili şekilde kullanılmasından rahatsız olduklarını dahi dile getirdiler.

Cumhuriyetçi Senatör Mitt Romney, nisan ayında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la katıldığı bir konferansta, "Bazı kişiler, TikTok'u olası yasaklama adımımıza neden bu kadar çok destek olduğunu merak ediyor. Filistinlilerin paylaşımlarına bakarsanız bunların çoğunun TikTok'ta olduğunu görürsünüz." açıklamasını yaptı.

Romney, konuşmasında, İsrail'in Halkla İlişkiler (PR) alanında "çok iyi" olmasına karşın Gazze konusunda PR'da kaybediyor olmasını "TikTok gibi sosyal medya platformlarına" bağladıklarını dile getirdi.

Bir diğer Cumhuriyetçi Kongre üyesi Mike Lawler da Gazze'ye destek için düzenlenen öğrenci protestoları hakkında konuşurken, "TikTok'u tam da Gazze'de yaşananların ABD'de İsrail aleyhine kullanılmasını istemedikleri için" yasaklayacaklarını belirtti.

İsrail'in Al Jazeera haber kanalını yasaklama kararına benzetilen TikTok yasağı, bu yönüyle salt ABD-Çin rekabeti bağlamında değil, ABD-İsrail ilişkileri bağlamında da önemli bir unsur olarak dikkat çekiyor.

ABD yönetimi ve Trump TikTok'a nasıl bakıyor?

TikTok'un yasaklanmasına yönelik adımlar atan ABD Başkanı Biden, seçim döneminde aktif olarak kullandığı TikTok'u kullanmaya devam ediyor.

ABD'de Demokratların başkanı adayı Kamala Harris de başkan seçimleri için başlattığı kampanyasında temmuz ayında TikTok'u da kullanmaya başladı. Harris, "@kamalaharris" adlı TikTok hesabında bir video yayımlayarak kampanyasına TikTok platformunu da ekledi.

Biden ve Harris gibi Trump da TikTok'u aktif şekilde seçmenlerine ulaşmak için kullanan isimlerden biri olarak öne çıkıyor.

2020 yılında TikTok'un kısıtlanması için adımlar atan Trump, daha sonra pozisyon değiştirerek uygulamanın yasaklanmaması yönünde açıklamalar yaptı. Hatta Trump, son seçim reklamlarında "Eğer TikTok'un kurtulmasını istiyorsanız Başkan Trump'a oy verin" şeklinde çağrıda bulundu.

Muhabir: Haber Merkezi