İSTANBUL (AA) - YEŞİM YÜKSEL - Uzmanlar, olası volkanik patlamaların Antarktika'da buzulların erimesi ve iklim değişikliği üzerinde etkili olacağını, ayrıca depremleri tetikleyebileceğini bildirdi.
Advancing Earth and Space Science adlı bilim dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, Batı Antarktika gibi bölgelerde volkanik patlamaların buz tabakalarının altında meydana gelmesi sonucunda sıcak magmanın buzla temas etmesi buz erimesini hızlandırabilir.
Araştırmacılar, iklim değişikliğinin buz tabakalarının küçülmesine yol açabileceği göz önüne alındığında, volkan üzerindeki buz tabakasında meydana gelecek erimenin, buzun ağırlığını azaltarak patlama olasılığını tetikleyebileceği sonucuna ulaştı.
İklim değişikliği ve volkanik patlamalar arasındaki bağlantıya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, volkanların jeomorfolojik özelliklerine ve püskürme biçimlerine göre sınıflandırıldığını söyledi.
Patlamanın etkisiyle atmosfere salınan su buharı, karbondioksit, kükürtdioksit, karbonmonoksit gibi gazların hava ve toprak kirliliğine, afetlere ve can kayıplarına neden olabildiğini ifade eden Türkeş, şiddetli volkanik püskürmelerden sonra bölgesel ya da küresel soğuma gerçekleştiğini, özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerdeki orta ve şiddetli patlama özelliğine sahip volkanik püskürmelerin bölgesel ya da küresel ölçekteki iklimde birkaç yıldan birkaç on yıla kadar, bazen yüzyıllık dönemde bile etkisini gösterdiğini kaydetti.
Filipinler'de 1991'de Pinatubo volkanik püskürmesi sonrasında Türkiye'de 2 yıl, normallerinden birkaç derece daha soğuk koşullar yaşandığını ifade eden Türkeş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugünkü bilgilerimize göre, Antarktika buz kalkanının altında yaklaşık 100'den fazla gizli volkan olduğu tahmin ediliyor. Bunların bazıları yeryüzüne ulaşıyor bazıları yer altında bulunuyor. Yeryüzünün şu anda en güneyindeki, en aktif volkan Erebus Volkanı Antarktika'da bulunuyor. Ross Adası'ndaki 3792 metrelik Erebus Volkanı, Stromboli tipi bir volkan. Bu volkan, Vinson Dağı ve Sidley Dağı ile Antarktika'nın önemli volkanları arasında yer alıyor. Bu bilgiler Antarktika'nın volkanik aktivite açısından önemli olduğunu gösteriyor."
- "Patlamalı volkanlar soğuma etkisi yaratıyor"
Batı Antarktika'daki gibi okyanuslara taşmış deniz buzları ve bankizlerde küresel ısınma nedeniyle erime başladığını vurgulayan Türkeş, Antarktika'da iklim değişikliğine bağlı kritik değişimler meydana gelebileceğini dile getirdi.
Buzulların erimesiyle gizli volkanları besleyen magma odalarındaki basıncın azaldığını, basıncın azalmasıyla magmadaki gaz ve lavların genişleyerek bir bölümünün volkanik püskürme şeklinde aktif hale gelebileceğini belirten Türkeş, "Patlamalı volkanlar atmosfere volkanik küller verdikleri için iklim üzerinde soğuma etkisi yaratıyor. Önümüzdeki yıllarda Antarktika'da bugün uyuyan ama buzulların erimesi sonucu örneğin Batı Antarktika'da volkanik püskürmeler olursa küresel iklim üzerinde başlangıçta bölgesel, zamanla eğer çok kuvvetliyse belki birkaç yıl, belki birkaç on yıl bu kez soğuma etkisi ortaya çıkacak. Bu etki küresel ısınmayı kısmen o bölgede ve zamanla küresel ölçekte dengeleyecektir." dedi.
Depremlerin bir kısmının yerel ölçekte kuvvetli volkanlarla, tsunamilerin hem depremlerle hem de büyük volkanik püskürmelerle bağlantılı olduğu yönündeki tahminleri paylaşan Türkeş, Antarktika'da uyuyan volkanlarda meydana gelecek patlamanın yereldeki depremlerin sıklığı ve sayısını artıracağı, buzulların erimesini de hızlandıracağı uyarısında bulundu.
- Ege'deki depremler ve volkanik faaliyetlerin ilişkisi
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Karaoğlu da plaka tektoniği teorisine göre, yerkürenin sürekli hareket halinde olan plakalardan oluştuğunu bildirdi.
Ege Denizi'nde son haftalarda meydana gelen depremlerin akıllara Santorini Volkanı ile deniz tabanındaki Kolumbo Volkanı'nı getirdiğini anlatan Karaoğlu, depremlerin bu noktada değil, daha kuzeydoğuda meydana geldiğini ifade etti.
Ege'deki depremlerin yaşandığı noktada kuzeydoğuya uzanan faylar bulunduğuna dikkati çeken Karaoğlu, "Bilim insanları, tektonik ve magmatik kökenli diyenler olarak ikiye ayrıldı, ben hibrit olarak isimlendiriyorum. Tektonizma sürekli ana süreç olarak işliyor ve buna paralel derinlerden magmatik sokulumların kabukta deformasyon yarattığı ve depremlere sebep olduğunu düşünüyorum. Volkan daha püskürmedi yani altta bir magma hareketi var ama volkan olarak bunu görür müyüz, önce magmanın olup olmadığının ispatlanması gerekiyor." diye konuştu.
Volkanik faaliyetlerin depremlere neden olabileceğine ancak bu durumun magmanın yüzeye gelmesi sonrası patlamalı bir püskürme gerçekleştirmesiyle meydana gelebileceğine işaret eden Karaoğlu, püskürmenin hacmine bağlı olarak 6 ila 7 büyüklüğünde depremler olabileceğini söyledi.
Ege'deki depremlerin Santorini'den uzakta yaşandığını ancak 1950'lerde Santorini'de bir patlama meydana geldiğini anımsatan Karaoğlu, Santorini'nin altındaki aktif magma odasının takip edilmesi gerektiğini söyledi.
Volkanik püskürmelerin iklimi değiştirebildiğine dair örnekler bulunduğunu, Neoproterozoyik Çağ'a ait dünyanın 70-80 milyon yıl karla kaplı bir kartopu dünyası teoremi olduğunu söyleyen Karaoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Küresel olarak aniden volkanlar ortaya çıkıyor ve karlar eriyor. Örneğin 1815'deki Tambora volkanik faaliyeti sonrası 1816'da 'yazsız yıl' olarak adlandırılan dönem geçiriliyor ve küresel soğuma oluyor. Volkanik faaliyetler kül ve toz bulutlarının salınmasıyla ısınmaya ve soğumaya yol açıyor. Karbondioksit ve kükürt gazları atmosferde uzak mesafelere kadar taşınıyor. Çalışmalara göre, pek çok volkanın kayıtları Antarktika'da bulunabiliyor. Eğer volkanın püskürme kolonu 20-30 kilometreden yüksekse bu stratosfere kadar küllerini ulaştırabiliyor. Stratosfer dünyadaki pek çok yere hava akımına bağlı olarak taşınabiliyor ve taşındığı yerde çökebiliyor."