DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, " Türkiye, küresel kölelik endeksinde ilk 5'te. Bu ülkede çalışan emekçilerin yüzde 15'i kölelik koşullarında çalışıyor. Her türlü haktan yoksun şekilde çalışıyorlar" dedi. Türkiye'de çalışanların üzerindeki vergi yükünün dolaylı vergiler de eklendiğinde yüzde 45 olduğunu kaydeden Temelli, “Bu katlanılamaz bir yüktür. Hem emekçilerin hem de emeklilerin üzerinde zaten çok ciddi enflasyonist bir baskının olduğu dönemde bu türden uygulamalar halkın yoksullaşmasını daha da derinleştirecektir” diye konuştu.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında; Suruç katliamının üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen gerçek faillerin hala bulunamamasını ve iktidarın dış politikasını eleştirdi. TBMM gündemine gelmesi beklenen vergi paketine ilişkin de açıklama yapan Temelli, vergi yükünün kurumların üzerinde değil de halkın üzerinde olduğunu söyledi. Temelli'nin açıklamaları şöyle:
"Yaşadığımız birçok sorunun çözümü bu tür katliamların aydınlatılmasından geçiyor"
" Suruç katliamı, 300 tane gönüllünün Kobani'yle dayanışma göstermek amacıyla Suruç'a gitmeleri, orada bir basın açıklaması yapmaları sırasında bir canlı bombanın saldırısı sonucu meydana geldi. 33 canımızı yitirdik, 100'den fazla yaralı var. Genel Kurul'a bu konuda bir komisyon kurulması amacıyla önerge indiriyoruz. Suruç katliamının ve IŞİD'in bugüne kadar yapmış olduğu katliamların arkası aydınlatılmadan, bu çetenin işbirlikleri tam anlamıyla ortaya konulmadan aslında gerçek anlamda bir adaletin var olması mümkün değil. Bugün yaşadığımız birçok sorunun çözümü bu tür katliamların aydınlatılmasından geçiyor.
Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden en temel unsur aslında dünyanın birçok yerinden oraya taşınan cihatçılardır. Bunların yaratmış olduğu politik atmosfer aslında savaşı süreklileştiren atmosferdir. Türkiye'nin demokrasisinin ve toplumsal barışının yolu komşularındaki huzurdan geçmektedir. Tıpkı Suriye'de olduğu gibi Irak için de aynı şey söz konusudur. Dış politikada Türkiye'nin sahici, kalıcı ve hem Türkiye'nin kendi sorunların çözecek hem de komşularının sorunlarını çözecek şekilde gelişmediği malumunuz.
"Sermayenin iktidarı, sermayeyi vergilendirmiyor"
Bu iktidar sermayenin iktidarıdır. Sermayenin iktidarı, sermayeyi vergilendirmiyor. Tam tersine her vergi uygulamasıyla sermayenin yükünü azaltıyor, halkın üzerindeki vergi yükünü artırıyor. Halkın üzerindeki vergi yükünü artırarak da aslında reform yaptım diyor fakat ortada reform falan söz konusu değil. Türkiye'de çalışanların ücretiyle geçinenlerin üzerindeki vergi yükü, dolaylı vergileri de eklediğimizde yüzde 45'tir. Bu katlanılamaz bir yüktür. Kurumlar vergisi üzerinde bu kadar tepiniyorlar. Kurumların üzerindeki vergi yükü sadece yüzde 11. Bir tarafta emekçilerin üzerinde yüzde 45'lik vergi yükü var, öbür tarafta kurumların vergi yükü yüzde 11. Hem emekçilerin hem de emeklilerin üzerinde zaten çok ciddi enflasyonist bir baskının olduğu dönemde bu türden uygulamalar halkın yoksullaşmasını daha da derinleştirecektir.
"Kaymak tabaka servetin yüzde 31'ini alıyor"
Küresel servet endeksinde Türkiye ilk 5'e giriyor. O denli servet artışı yaratıyor ki Türkiye enflasyon, vergi politikaları yoluyla, teşvikleriyle... Dönüp baktığımızda son 1 yılda küresel servet endeksinde yüzde 47'lik bir performans artışı yakalamış Türkiye. Bu servet artışı nasıl dağılmış diye baktığımızda kaymak tabakadaki kesim bu servetin yüzde 31'ini alıyor. Küresel servet endeksinde Türkiye ilk 5'e girerek ne denli adaletsiz bir sevret dağılımı olduğunu gösteriyor. Bir başka konuda daha Türkiye ilk 5'te, o da küresel kölelik endeksi. Bu ülkede çalışan emekçilerin yüzde 15'i kölelik koşullarında çalışıyor. Her türlü haktan yoksun şekilde çalışıyorlar."