Osmaniye Patileri Derneği basın açıklaması düzenleyerek TBMM'de görüşülen ve sokak hayvanlarına 'ötanazi' yapılmasını da içeren 'Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geri çekilmesini talep etti. Dernek Başkanı Merve Turhan, "Telaffuz edilmesi bile bir insanlık suçu olan yasa tasarısını geri çekmenizi bekliyoruz" dedi.
Osmaniye Patileri Derneği üyeleri bugün Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelerek sokak hayvanlarına 'ötanazi' yapılmasını da içeren kanun teklifine tepki gösterdi.
"1200'e yakın belediyede bakımevi de yok kısırlaştırma yok"
Merve Turhan tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Kedi ve köpeklerin toplatılıp ötenazi ve benzeri kılıflarda öldürülmesini getiren, içinde üremeye yönelik hüküm olmayan, sadece topla- öldür içeren, adeta hayvanlardan ve hayvan severlerden hınç ve intikam almak için hazırlanmış bir yasa tasarısı kabul edilemez. Anayasal hakkını kullanarak öldürmeye karşı direnen hayvan hakkı savunucularının yerlerde sürüklenerek darp edilmesi kabul edilemez. TBMM Tarım Komisyonunda tasarının görüşüldüğü toplantıya STK'ların alınmayıp sadece 'köpekler öldürülsün, silahlanılsın, hayvansever kanı dökülsün' diyen ve kedi köpek üretip satan dernek başkanı ve üyelerinin alınması kabul edilemez çünkü sorunu çözümü bilen ve yıllardır bunun için mücadele edenler biz hayvan hakları savunucularıyız. Dünya'ya örnek olarak 2004 yılında ana hükmü belediyelerin bakımevi kurup kısırlaştırma yapması olarak çıkartılan Hayvanlar Koruma Kanunu'na rağmen hala 1389 belediyenin 1200'e yakınında bakımevi de yok kısırlaştırma da yok fakat, yasayı uygulamayan ve görev ihmalinde bulunan bu belediyelere, bakanlıklar ve mülki idarelerce denetim yapılmadı, idari cezai yaptırım getirilmedi.
"Sorunun çözümü için ciddi bir çalışma başlatılmalıdır"
Hınç ve intikam yasa tasarısında, kedi ve köpeklerin ötenazi ve diğer kılıflar altında öldürülmeleri hükme bağlanıyor. Çelişkilerle dolu olan bu hınç ve intikam Yasa Tasarısının ve yasalaşması halinde bir taraftan kedi ve köpekler öldürülürken, öte yanda üremeye çoğalmaya devam edecekler çünkü bu tasarıda üremenin kontrol altına alınmasına yönelik tedbirler yok. En önemli husus, sokak köpeklerinin ana kaynağı olan, Türkiye’de bulunan 20 bine yakın köyde yaşayan tarım ve hayvancılık uğraşan 10 milyonlarca vatandaşın canını, malını, davarını koruyan 100 binlerce sahipli bekçi ve çoban köpeklerinin, sahiplerince beldelere ilçelere atılan ve sonra da sokak köpeği denilen yavrularına yönelik kısırlaştırma ve diğer tedbirler bu hınç ve intikam tasarısında yer almadığı için üreme devam edecek. Bu tasarıda, bir taraftan bütün kedi ve köpekleri hemen toplamayan belediyelerin başkanlarına hapis cezası getirilirken, öte yandan belediyelerin bakımevi kurmaları için 2028 yılına kadar süre verilmektedir. Bunun anlamı topla- öldür demektir. Tasarı komisyondan çekilmeli, yeni dönemde TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu kurularak sorunun çözümü için ciddi bir çalışma başlatılmalıdır.
"Telaffuz edilmesi bile bir insanlık suçu olan yasa tasarısı geri çekilmeli"
Çözüm çok basit; 916 belediyede kısırlaştırma üniteleri kurulmalı ve her belediyenin günde 10 köpek kısırlaştırması ile 1 yılda 2 milyona yakın köpeğin kısırlaştırılması durumunda ilk 6 aydan başlayarak üreme kontrol altına alınmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız; biz ki hayvanlar için vakıflar kurmuş , kuş evleri yapmış, kedi ve köpeklerin sokaklardaki beslenmelerine özel kişiler görevlendirimiş bir medeniyetin mensuplarıyız.
Kedisi ölen bir çocuğa taziyeye giden, yavrularını emziren bir köpeği rahatsız etmemek için ordularının yolunu değiştiren Peygamberi olan bir dinin ümmetleri olarak, TBMM'ye kedi ve köpeklerin öldürülmesini içeren kanun teklifi sunan bürokratlardan şikayetçiyiz. Bir merhamet dini olan yüce dinimiz İslam, bütün canlılara şefkat ve sevgiyle muamele etmeyi emreder. Hayvanların yaşam haklarına yönelen her türlü eylemi yasaklar. Telaffuz edilmesi bile bir insanlık suçu olan yasa tasarısını geri çekmenizi bekliyoruz."