Mimarlar Odası Malatya Şubesini ziyaret eden Ağbaba hem Malatya hem de Türkiye gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Milletvekili Ağbaba, 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşayan Malatya’da projelerin kapalı kapılar ardından yapıldığını ifade ederek, “Kapalı kapılar ardında çeşitli projeler yapılıyor. Çeşitli alanlar ilan ediliyor ama Malatya’da maalesef daha büyük bir belirsizlik var. Esnaf odalarının, Mimarlar Odası’nın yapılan işlerden çok fazla haberi yok, büyük bir belirsizlikle karşı karşıyayız” dedi.
“SÖĞÜTLÜ CAMİ ESKİ YERİNE YAPILMALIDIR”
Depremin üzerinden 17 ay geçmesine rağmen Malatya’da belirsizliğin devam ettiğini dile getiren Ağbaba, “Bunun en büyük örneklerinden birisi de Söğütlü Cami. Eski bakan Özhaseki döneminde bir proje yapıldı, Söğütlü Cami neredeyse Yeni Cami’nin bahçesine yapılacaktı. Şehirde bir rahatsızlık oluştu ve iptal edildi. Büyükşehir Belediye Başkanı, Söğütlü Cami’nin kentin hafızası olduğunu ifade etti ve yerinde yapılması gerektiğini söyledi. Şimdi bakan bir açıklama yapıyor ve “Söğütlü Cami, Emekliler Parkına yapılacak” deniliyor. Söğütlü Cami mutlaka yapılmalıdır. Doğrudur, kentin hafızasıdır. Bu bir siyasi mesele değildir. Kentte hepimiz yaşıyoruz, yaşamaya devam edeceğiz. Deprem meselesi, siyaset üstü bir meseledir. Ancak yapılan işlere baktığınız zaman kimi güç ve rant merkezlerinin hakim olduğunu görüyoruz. Sadece bir meslek gurubu istedi diye onların çıkarını gözetemezsiniz. Hiç kimse kusura bakmasın, burada birileri alınabilir ama bir meslek gurubuna göre Malatya’yı dizayn edemezsiniz. Söğütlü Cami eski yerine yapılmalıdır. Şehri 10, 20 yıla göre değil 100, 200 yıla göre inşa etmeniz lazım” diye konuştu.
“MALATYA SİYASET ÜSTÜ BİR KONUDUR”
“Malatya’yı görmeyenler maalesef burada bir yıkımın olduğundan habersiz” diyen Ağbaba, şunları söyledi:
“TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu’nda Komisyon Başkanı Mahmut Özer’e de söyledim. “Ben gidinceye kadar Malatya’nın böyle olduğunu düşünmüyordum. Malatya, depremde çarşısı, şehir merkezi en çok etkilenen illerin başında geliyor” dedi. Maalesef bu benim söylememle de olmuyor. AK Parti Malatya Milletvekillerine de söylüyorum, MHP Milletvekili arkadaşıma da çağrı yapıyorum; Malatya siyaset üstü bir konudur. Ne diyorsanız, sizin söyleyemediğiniz sözleri de söylemeye hazırım. Taşın altına elimi koymaya ve sizlerle iş birliği yapmaya hazır olduğumu ifade etmek istiyorum. Malatya hepimizin, maalesef yerinde dönüşüm ve orta hasarlı ciddi bir şekilde devam ediyor, Rezerv alan meselesi, bir bilmeceye dönüşmüş durumda. TOKİ, Malatya’da söz verilen evlerin yüzde 7’sini yapmış. Yüzde 7 içerisinde de oturma oranı çok düşük. Lütfen Malatya’nın geleceğine kıymayın. Malatya’nın geleceğine birilerinin çıkarı için kıymayın. Söğütlü Cami sizin çıkarlarınızın ya da rantınızın üzerini kapatacak bir cami değildir. Malatyalıların hafızasıdır ve korunmalıdır.”
“SURİYELİLERİN ÜLKELERİNE GÖNDERİLMELERİ LAZIM”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Düzenli olan göçmenlerle ilgili olan meselelerimiz var. Onlarla da ilgili kamuoyunda beklenilen, iş dünyasında beklenilen açılımlar yapmakla ilgili hazırlıklarımızı tamamladık" açıklamasına değinen Ağbaba, “Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılda en büyük meselesi, bu mülteci meselesi. Türkiye maalesef Avrupa’nın çıkarları, 3-5 kuruş para almak ve siyaseten kullanmak için Avrupa’nın göçmen deposuna getirilmiştir. Suriye ve Afganistan’dan gelen göçmenler, Türkiye’ye kalmak için değil Avrupa’ya gitmek için geliyorlar. Sınır kapılarımız açık ama Avrupa sınır kapılarımız kapalı. Niye, bir Almanya, Merkel ile yapılan anlaşma var, para alıyor. İki, Avrupa Birliği Türkiye’deki siyasete, hukuk ihlallerine, yargı bağımsızlığına, insan haklarına, basın özgürlüğüne müdahale etmemesi için o mülteciler burada duruyor. Mülteci meselesi, bu dönemde yaratışmış bir meseledir. Bu mesele Türkiye’deki binlerce, on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca işsiz varken Suriye meselesi çözülemez. Kayseri olaylarını gördük. Büyük bir gerginlik var. Yapılması gereken şey; Esad ile görüşüp, bu mültecileri evlerine göndermektir. Türkiye’nin hem sosyolojik hem kültürel hem de ekonomik olarak en büyük meselesi, mülteci meselesidir. Sayın Ali Yerlikaya’nın da söylediği sözlerin içi boştur. Bu mesele kökünden çözülmelidir. Mülteciler ülkelerine gönderilmelidir. Yani sen işverene “İş ver” diyerek, kayıt dışı çalıştırarak bu meseleyi çözemezsin. Kayseri ve Türkiye’nin çeşitli illerindeki olaylar belli. Bir kıvılcıma bakıyor, bu kıvılcımın atılmasını istemiyorsanız lütfen Suriyeli mültecileri evlerine gönderin ve artık yeni mülteci kabul etmeyin. Hala Afganistan’dan, Suriye’den mülteci gelmeye devam ediyor. Bu meselenin çözümü net; Suriyelilerin ülkelerine gönderilmeleri lazım” değerlendirmesini yaptı.
“BİR MAFYA DÜZENİ VAR”
Milletvekili Ağbaba, Sinan Ateş davasına da değinerek, şunları ifade etti:
“Sinan Ateş davasında bir hukuk düzeninde olmayacak olaylar yaşanıyor. Buna bir hukuk düzeni demek de mümkün değil bu bir mafya düzeni. Başka bir açıklaması yok. Ankara’nın göbeğinde bilinen bir isim öldürülüyor. Tetikçi önce kendisini vurmakla övünüyor, ardından “Ayaklarına sıkmak için geldim” diyor. Ülkü Ocakları’nda bir başkan yardımcısı, gazetecileri tehdit ediyor, “Bu dolma kalem değil kurşun kalem, ne zaman geleceği belli olmaz” diyor ve kurşun paylaşıyor. Bunlar hukuk düzeninde olabilecek şeyler değil. Bunlar mafya düzeninde olabilecek şeyler. Sinan Ateş davasında beş gün boyunca bir tiyatro yaşandı. Maalesef üstü örtülmek istenen, azmettiricileri korunmaya çalışılan bir dosya ile karşı karşıyayız. Türkiye’de hiç kimsenin Sinan Ateş yargılamasıyla ilgili olumlu bir şey yok. Bir mafya düzenin olduğunu tekrar söyleyebiliriz.”
“HEP FAKİR FUKARADAN TASARRUF EDİLİYOR”
Asgari ücrette artış yapılmamasını da eleştiren Ağbaba, “Geçtiğimiz hafta partimiz Gebze’de bir miting yaptı. Türkiye’de enflasyon rakamları TÜİK rakamlarına göre yüzde 70 seviyesinde. Maalesef asgari ücrette şöyle bir şey var; veren için yüksek alan için düşük. Bu mesele asgari ücrete zam yapılarak çözülebilir. Asgari ücretle ilgili taleplerimiz devam edecek ancak ülkedeki ekonomik koşullar, toplumun geniş kesimlerini yoksullaştırırken artık orta sınıf diye bir şey kalmadı. 10 bin TL maaşla geçinmeye çalışan emekli var. Haftaya Çarşamba günü Plan ve Bütçe Komisyonu’na tasarruf paketi geliyor. Maalesef tasarruf edilirken, hep fakir fukaradan tasarruf ediliyor. Büyük bir karadeliğin içerisinde Türkiye boğuşmaya devam ediyor. Asgari ücreti yükseltmemek ve emekliye zam vermemek bir siyasi tercihtir” ifadelerini kullandı.