Bilim & Teknoloji

Türksat 6A'nın uzaya fırlatılmasından Amazon'da yeni kurbağa türü keşfine temmuzdaki bilimsel gelişmeler

Türkiye'nin yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A'nın uzaya fırlatılmasından Amazon Ormanları'nda yeni bir cam kurbağa türünün keşfedilmesine kadar, temmuz ayında pek çok bilimsel gelişme kayıtlara geçti.

Abone Ol

Bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemeler, evrenin derinliklerinde gizli kalan sırları aydınlatarak insanlık problemlerine yeni anlayışlar ve çözümler sunmaya devam ediyor.

Bu kapsamda AA muhabiri, temmuzda öne çıkan bilimsel gelişme ve keşifleri derledi.

Uzay teknolojisindeki gelişmeler

Türkiye'nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A, 9 Temmuz'da ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral'daki fırlatma merkezinden, SpaceX firmasının Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldı.

Türksat 6A'nın uzaya gönderilmesinin ardından, Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretip uzaya gönderebilen 11 ülke arasında yer aldı.

Uzaydaki aktif uydu sayısı 9'a yükselen Türkiye'nin bu tecrübe sonucunda uydu ihracatçısı konumuna yükselmesi bekleniyor.

Öte yandan, ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Kanada Uzay Ajansı (CSA) ile ortak çalışmasının ürünü olan James Webb Uzay Teleskobu, 326 milyon ışık yılı uzaklıktaki iç içe geçmiş iki galaksiyi görüntüledi.

NASA, Penguen NGC 2936 ve Yumurta NGC 2937 olarak adlandırılan bu galaksilerin on milyonlarca yıldır etkileşim içinde olduğunu ve birleşerek tek bir galaksi haline geleceğini belirtti.

Sağlık alanındaki gelişmeler

Ampute bireylerin, sinir sistemi merkezli teknolojiyle geliştirilen biyonik bacak sayesinde doğal yürüme hızlarını geri kazandığı gözlemlendi.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan araştırmada, biyonik bacak kullanan kişilerin, standart protez kullananlara göre yüzde 41 daha hızlı hareket ettiği ve dans ile koşma gibi aktivitelerde de başarılı olduğu tespit edildi.

Araştırma, biyonik bacakların kaslara yerleştirilen sensörler aracılığıyla hareket kabiliyeti kazandığını ve bu teknolojinin protez yapımında önemli değişiklikler yaratabileceğini ortaya koydu.

Temmuz ayında öne çıkan bilimsel keşifler arasında, bilim insanlarının şimdiye kadar çıkarılan en detaylı beyin haritasını kullanarak, kelimelerin anlamlarını belirleyen nöronları tespit etmesi oldu.

Haritanın incelenmesi sonucunda, beyindeki prefrontal kortekste bulunan yaklaşık 300 nöronun, kelimelerin anlamlarına göre tepki verdiği belirlendi.

Deneklere dinletilen 450 kelime üzerinden yapılan analizde, benzer anlamdaki kelimelere aynı nöronların tepki verdiği ancak soyut kelimelere farklı nöron gruplarının yanıt verdiği ortaya çıktı. Bu bulguların, konuşma yetisini kaybetmiş bireylere yardımcı olabilecek yeni teknolojilerin ve beyin-bilgisayar arayüz cihazlarının geliştirilmesinin önünü açabileceği tahmin ediliyor.

Havadan toplanan su milyarlarca insana temiz içme suyu sağlayabilecek

İçme suyu kaynaklarının azaldığı ve temiz su kaynağı arayışlarının öne çıktığı bir dönemde ABD'de bilim insanları, havadaki su moleküllerini toplayarak içme suyuna dönüştürebilen cihaz geliştirdi.

Utah Üniversitesi mühendisleri tarafından tasarlanan cihaz, metal-organik yapıda higroskopik malzeme kullanarak su buharını toplamasının ardından ısıtarak sıvı hale getiriyor.

Bu teknoloji sayesinde, su kıtlığı yaşayan milyarlarca insana temiz içme suyu sağlanabilecek.

Hayvanlar alemindeki gelişmeler de dikkat çekti

Bilim insanlarının yeni hayvan ve bitki türü keşifleri bu alanlardaki yeni sırları gün yüzüne çıkarırken Güney Amerika ülkesi Ekvador'daki Amazon Ormanları'nda yeni bir cam kurbağa türü keşfedildi.

Keşfin, Kutuku Sıradağları'nda gerçekleşmesi nedeniyle "Centrolene Kutuku" ismi verilen kurbağa, karın bölgesinin şeffaf olması ve iç organlarının görülebilmesi nedeniyle "cam" olarak adlandırılıyor.

Cam kurbağaların neslinin tehlike altında olduğunu aktaran araştırmacılar, Kutuku Sıradağları'nın koruma altına alınmasını ve buradaki yasa dışı madenciliğin durdurulması çağrısında bulundu.

Bu ayın öne çıkan diğer gelişmesi ise şempanzelerin kendi aralarındaki konuşma yapılarının ve iletişim tarzlarının insanlara benzediğinin tespit edilmesi oldu.

Bilim insanları, bu kapsamda, Uganda ve Tanzanya ormanlarındaki 5 vahşi şempanze topluluğundaki 250'den fazla şempanzenin birbirleriyle iletişimlerini inceledi.

Araştırmada, konuşma sırasının kendilerine gelmesini bekleyen ve sırayla konuşan vahşi şempanzeler, bilgi alışverişinde bulunduğunda "hızlı tempolu dönüşler" yaparken, zaman zaman da birbirlerinin sözünü kestiği gözlemlendi.

Ayrıca araştırmada, şempanzelerin konuşurken jest ve mimik kullandıkları da vurgulandı.


Muhabir: Sercan İrkin