SİDAR CAN EREN - Tunceli'nin 3 bin metre yüksekliğindeki yaylalarına çıkan göçerler, koyunlarının verimini arttırabilmek için birçok zorluğa göğüs gerip emeklerinin karşılığını almaya çalışıyor.

Pertek, Çemişgezek, Mazgirt ve Hozat ilçelerinde yaşayan göçerler yıllardır koyun yetiştiriciliği yaparak yaşamlarını sürdürüyor.

Sürekli hayvanlarıyla ilgilenmek zorunda olan göçerler, yaz aylarında Ovacık ve Pülümür ilçelerindeki yaklaşık 3 bin rakımlı Hengirvan, Deveçukuru, Karagöz, Fikirik, Havaçor, Karagöl, Bağır, Hel, Meydan ve Buyer yaylalarına çıkıyor.

Gruplar halinde belirledikleri noktalara çadır kuran göçerler, sürülerini havanın serin, suyun bol ve bitkilerin çeşitli olduğu alanlarda otlatarak besliyor.

Bu sayede hayvanların kilo almasını ve sütlenmesini sağlayan göçerler, traktörlerin giremediği zorlu yayla yollarında ise erzaklarını at, katır ve eşeklerle taşıyor.

Göçerler, bozayı, kurt ve çakal saldırılarına karşı da sürülerini köpekler eşliğinde nöbet tutarak koruyor.

- Koyunlardan günde iki kez süt sağılıyor

Sonbahar aylarına kadar yaylalarda konaklayan göçerler binlerce koyunun günde iki kez sağılması için de zorlu mesai harcıyor.

Çobanların desteğiyle 'beri' adını verdikleri alanda koyunları sağan göçerler, kazanlara koydukları sütü mayalarla salamura ve tulum peynirine dönüştürüyor.

Aizanoi'de anıtsal kapı ile 2 bin yıllık tiyatro maskı bulundu Aizanoi'de anıtsal kapı ile 2 bin yıllık tiyatro maskı bulundu

Zorluklara rağmen atalarından devraldıkları mesleği sürdüren göçerler, elde ettikleri ürünleri toptan ya da perakende satıyor.

- 'Ürettiğim peyniri genellikle kendim satışa sunuyorum'

Göçerlerden Aziz Konak, AA muhabirine, Ovacık ilçesindeki yaylalarda yaklaşık 3,5 ay konakladıklarını söyledi.

Yayla şartlarının zor olduğunu ifade eden Konak, şöyle konuştu:

'Genellikle 1 Haziran'da yaylalara çıkış yapıyoruz, 5-10 Eylül'de köylerimize geri dönüyoruz. Çok eski yaylacılardanım ve yaptığım iş babamdan kalan bir meslek. Özellikle her yıl Munzur Dağları'ndaki yaylalara çıkıyorum ve Koç Gölü'nden Zini Gediği'ne kadar her tarafı biliyorum. Ürettiğim peyniri genellikle kendim satışa sunuyorum, tüccarlarla irtibat kurmuyorum. Günde iki defa sürülerimiz yayla yerlerine geliyor ve sağımlarını yapıyoruz. Yaylada bazen arkadaşlarla bir araya gelip sohbetler ediyoruz.'

Görgün Demir de koyunlardan sağılan sütleri günde 2 defa doğal maya kullanarak peynir haline getirdiklerini dile getirdi.

Demir, peynirleri mandıraya sattıklarını belirterek, 'Şu anda tulum peyniri üretmiyoruz, onu da yaklaşık bir ay sonra yapmaya başlayacağız. Yaylada kadınların iş yükü çok ağır oluyor. Peyniri ve ekmeği yapıp çamaşırları yıkıyoruz. Çobanların ve aile bireylerinin yemeğiniz hazırlıyoruz. Erkekler de koyunları sağıyor, peynir tartıyor ve hayvanları otlatıyor.' dedi.

- 'Kendi işimi yapıyorum ve bundan dolayı gurur duyuyorum'

Haki Konak da bu sezon Deveçukuru Yaylası'na yağmur ve dolunun çok yağdığını aktardı.

Yaylalara ulaşımın bazı yerlerde zor olduğunu anlatan Konak, 'Dağda yakacak için odun sıkıntısı çekiyoruz ve bozayıların korkusunu yaşıyoruz. Tüm bunlara rağmen bu meslek benim için çok değerlidir, kendi işimi yapıyorum ve bundan dolayı gurur duyuyorum.' ifadelerini kullandı.

Koyun yetiştiriciliğine 2016'da başladığını dile getiren Kıymet Konak da '2014'te bazı nedenlerden dolayı hayvancılığa ara verdik ve ondan sonra tekrar devam ettik. Bu meslekten gelir elde ediyoruz ve bu iş sayesinde çocuklarımın okul ve evlilik masraflarını karşıladım.' diye konuştu.

Muhabir: Haber Merkezi