TALHA KOCA - Erzurum'da bilim insanları, TÜBİTAK desteğiyle kuraklığa karşı dayanıklı olduğu test edilen ve kimyasal içermeyen solüsyon üretti.
Erzurum Teknik Üniversitesinde görevli akademisyenler, 2020'de kuraklığa çözüm bulmak ve sulama ihtiyacını azaltabilmek için bilimsel çalışma başlattı.
Doktora öğrencisi Merve Şimşek Geyik, tez çalışması kapsamında kıraç bölgelerden topladığı bitkilerden endofitik (bitki büyüme ve gelişmesini destekleyen mikroorganizma) bakterileri Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi'nde 'Tohum Teknolojisi ve Üretimi AR-GE Laboratuvarı'nda izole etti.
Üniversitenin Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Bezirganoğlu'nun danışmanlığında bakterileri steril şartlarda yonca ve serada da mısıra uygulayan Geyik, TÜBİTAK desteğiyle ürettiği ve kimyasal içermeyen bu solüsyonun kuraklığa karşı dayanıklı olduğunu belirledi.
Toprak ve sera denemeleri yapılan solüsyonun, ticari ürüne dönüştürülmesi için çalışma yapılıyor.
Projenin danışmanı Doç. Dr. Bezirganoğlu, AA muhabirine, titiz çalışma sonucu geliştirdikleri solüsyon sayesinde sulama oranından tasarruf sağlanacağını söyledi.
Amaçlarının, küresel iklim değişikliğinde kuraklık stresine karşı su kısıtını minimum seviyeye indirmek olduğunu vurgulayan Bezirganoğlu, 'Bunun için vejetasyon sürecinde (bitkinin tohumdan çıkıp gelişerek tekrar tohum verecek hale gelene kadar geçen süre) 4 defa sulaması gereken bitkiyi hedefimiz 2 kez sulamayla karşılamak.' dedi.
Projelerini, sulama sıkıntısını avantaja dönüştürmek için yaptıklarını ifade eden Bezirganoğlu, şöyle devam etti:
'Öğrencimiz, projesi kapsamında Erzurum şartlarından kıraç bölgelerden topladığı bitkilerden izole ettiği endofitik bakterileri yonca bitkisine uyguladı ve steril şartlarda bayağı önemli sonuçlar aldı. Steril şartlarda yonca bitkisinde verdiğimiz endofitik bakterilerde gerçekten kuraklığa karşı dayanıklılık elde etmiş olduk. Sera şartlarında da yonca bitkisinden ayrı olarak mısır bitkisini kullandık çünkü mısır bildiğiniz gibi fazla su tüketen bir bitki. Sera şartlarında mısır üzerinde de izole ettiğimiz 4 farklı izolatın mısıra karşı iyileştirme kapasitesi olduğunu gördük. Bu formülasyonu piyasaya en kısa zamanda sürmeyi planlıyoruz. Geliştirdiğimiz ticari solüsyonu tarımda kuraklığa karşı etkin bir cevap olarak üreticilerimiz kullanabilecek.'
- 'Yedi bölgemizde üreticilerimiz rahatlıkla kullanabilecek'
Konya Ovası'nda kuraklıktan dolayı obrukların oluştuğuna dikkati çeken Bezirganoğlu, 'Ticari getirisi fazla olan ürünler sürekli ekiliyor ama buna karşı kimyasal gübreler kullanılıyor. Kimyasal gübrelerin de yan etkisi toprak yapısını bozuyor. Bizim geliştireceğimiz bakteri izolatları olduğu için herhangi bir etkisi olmayacak. Kimyasal içermediği için toprağa da herhangi bir zararı olmayacak. O yüzden yedi bölgemizde üreticilerimiz rahatlıkla kullanabilecek.' ifadelerini kullandı.
Solüsyonun her bitkiye cevap verecek nitelikte olduğunu, steril şartlarda TÜBİTAK desteğiyle hazırladıkları çalışmada yoncayı test ettiklerini anlatan Bezirganoğlu, şunları kaydetti:
'Sera şartlarında mısır ve yem bezelyesi üzerinde olumlu sonuçlar var. Organik bileşikler olduğu için yan etkisi olmadığından gönül rahatlığıyla diğer ülkeler bizden temin edip tarım arazilerinde kullanacak. Çalışmayı ticari ürüne dönüştürmeyi planlıyoruz. Çiftçilerimizin girdileri çok fazla olduğu için verdiği parayla aldığı ürünü bazen karşılayamıyorlar, tarım arazilerinden, çiftçilikten vazgeçecek seviyeye kadar geliyorlar. Ürünümüzü aldıklarında sulama suyuna para vermeyecekler, ekonomik değeri olacak. Normalde vejetasyon süresinde 3 defa su ihtiyacı olan ürünlerde bunu ikiye veya bire indirdiğimiz zaman zaten çiftçiye de katkısı ekonomik olarak büyük miktarda getiri sağlayacaktır, bu yönden çok önemli.'
- 'Daha az suyla daha verimli ürün elde edeceğiz'
Merve Şimşek Geyik de kuraklık stresini tolere eden bakterileri yonca bitkisine uygulayıp olumlu sonuçlar aldığını anlattı.
Türkiye'nin içerisinde bulunduğu kuraklık stresi nedeniyle çalışmaya önem verdiklerinin altını çizen Geyik, şöyle devam etti:
'Kuraklık 2020'den başlayıp 2050'lere doğru artarak devam etmekte. 2050'lerde Türkiye'nin de içerisinde olacağı kuraklık stresi nedeniyle bu çalışma biraz daha önem kazandı. Kuraklık stresinde kimyasal uygulamak istemedik. Doğadan izole ettiğimiz kuraklık stresini minimize eden bakterileri kullandık. Elimizde 30-35 kuraklık stresine dirençli bakteri var. Bunları önce yoncaya uyguladık, elde ettiğimiz veriler sonucunda güzel sonuçlar aldık. Kuraklık stresinde normal yoncalarla bakteri uygulanmış yoncalar arasında oldukça fark gözlemledik. Tarımda daha az suyla daha verimli ürün elde edeceğiz. Küçük bir alanda 100 litre su kullanılıyorsa onu 50'ye, belki 25 litreye indirecek. Tamamen steril ve kontrollü koşullarda besi ortamında yoncayı büyüttük, kuraklık stresini uyguladık. Bu aşamadan sonra da toprak denemelerine geçip sera denemelerini yaptık.'