Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Balıkesir’in Karesi ilçesinde patlayıcı üretilen bir fabrikada yaşanan patlama sonucu 11 kişinin yaşamını yitirdiği olaya ilişkin olarak, "İktidar insanları yoksullaştırıyor, çaresiz, geleceksiz bırakıyor. Maalesef işçi arkadaşlarımız bu koşullarda da çalışmak zorundalar" ifadesini kullandı.
Balıkesir’in Karesi ilçesinde patlayıcı üretilen bir fabrikada yaşanan patlamanın arındandan kente gelen Türkiye İşçisi Partisi Genel Başkanı Baş, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, katliamın göz göre geldiğini belirterek, "Son zamanlarda bir üretimi arttırma çabası var. İşçilerin bu nedenle uzun saatler ve güvenlik önlemleri önemsenmeden çalıştırılması en başta gelen sebeplerden bir tanesi. İktidar tarafından korunan bir sermaye grubuyla karşı karşıyayız. 15 Temmuz'dan sonra TMSF'ye aktarılan daha sonra bedelsiz biçimde Kalyon Gruba verilen bir işletmeden bahsediyoruz. Süreç içerisinde defalarca teşvikler, vergi indirimleri, vergi muafiyetleri almış. Denetimlerin eksik olduğu söyleniyor. İktidar insanları yoksullaştırıyor, çaresiz, geleceksiz bırakıyor. İşçi arkadaşlarımız bu koşullarda çalışmak zorundalar. İşte biraz önce başsağlığı dilemek için yanına vardığım anne oğlunun 16-18 saat çalıştırılmasından şikayet ediyor. Herkesin takdirine bırakıyorum. İnsanları 16 saat, 18 saat çalıştırırsanız ne olur?" ifadesini kullandı.
"İşçi sınıfının canına mâl oluyor"
"Burada temel amacı kâr olan, daha fazla kâr, daha fazla para olan bir anlayış egemen hale gelmiş ve işçinin canı dahil, işçinin her şeyi bir maliyet kalemi olarak gözüküyor" diyen Baş, şunları kaydetti:
"İşçinin, canı kanı burada benim için bir masraf diyor. Başına gelebilecek bir felaketi engelleme girişimi kârdan kaybetmek anlamına geliyor ve bu nedenle tercih edilmiyor. Patlamanın olduğu alanı inceledik. Orada belli ki bir yenilenme yapılmış. Belli ki burası büyümeye, burası aldığı teşviklerle daha fazla kâr etmeye odaklanmış bir yer. Yani binaların, fabrikanın yenilenmesine harcanan para patlamanın olduğu bölgeye belli ki harcanmamış. Akşam saatlerinde iktidar asgari ücreti açıkladı. İktidarın bu ülkede işçilere nasıl baktığını, sermayeye nasıl yaklaştığını gösteren bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Sermaye sınıfı, iktidar aracılığıyla toplumun tüm kesimlerine; yoksullara, emekçilere, işçilere, emeklilere, memurlara bir savaş açmış durumda ve bu savaş işçi sınıfının canına mâl oluyor. Bu gidişatı hep beraber durdurmamız lazım.
"Hep birlikte mücadele verelim"
Buradan özellikle bir çağrı yapıyorum. Ben burada çalışan işçi arkadaşlarımın hiçbirini tanımıyorum. Ama onların acısını yüreğimde hissediyorum. Hepimizin aynı yaklaşımla hareket etmesi lazım. İktidarın bunu unutturmasını, fıtrattır, kaderdir diye geçiştirmesini kabul etmeyelim. Hep beraber daha önceki mücadele süreçlerinde örneklerini verdiğimiz gibi bu davaya sahip çıkalım. İşçi kardeşlerimizin hayatını kaybetmesine neden olan kim varsa, denetimleri yapmayan kim varsa, bunların sırtını sıvazlayan kim varsa bu katliamın önünü açan kim varsa hepsinin hesap vermesi için hep birlikte mücadele verelim.
"Ölümlü iş kazası yaşanan işletmelere bakıyorsunuz sendikal örgütlenme yok"
Türkiye'de iş kazası, ölümlü iş kazası yaşanan işletmelere bakıyorsunuz yüzde 99.2'sinde sendikal örgütlenme yok. İşçi sınıfı örgütsüzleştirilmiş, yalnızlaştırılmış, çaresizleştirilmiş. Burada hayatını kaybeden arkadaşlardan bir tanesi üniversite mezunu. Yıllarca iş aramış ve işsizlik katlanılamaz boyuta geldiğinde bu koşullarda çalışmak zorunda bırakılmış. Yani iktidar bir taraftan bu sistemi sürdürebilmek için baskıyı, şiddeti yasal anayasal haklarımızı kullanmamızı engelleyen yaklaşımı egemen kılmış durumda. Var olan her şeyi yaratan bir işçi sınıfından söz ediyoruz. Yeter ki işçi sınıfı bu gücünün farkına varsın ve bunu bir örgütlü güce çevirebilsin."