Beyaz, kadınların stresli durumlarda oksitosin salgılayarak sosyal bağları güçlendirme eğiliminde olduğunu, erkeklerin ise daha fazla adrenalin ve kortizol salgılayarak "savaş ya da kaç" tepkisi gösterdiğini ifade etti. Kadınların genellikle duygularını paylaşma ve sosyal destek arama konusunda daha duyarlı olduğunu, erkeklerin ise sorunları çözmeye yönelik problem odaklı yaklaşımlar benimsediğini dile getirdi.
Kadınlar stresli durumlarla karşılaştıklarında duygularını paylaşmak için arkadaşlarına veya ailelerine başvururken, erkeklerin sorunların kaynağını belirleyip çözüm yolları aramaya yönelik yaklaştıkları gözlemleniyor. Bu durum, erkeklerin genellikle duygusal desteği ikinci planda tutarak daha hızlı ve doğrudan çözümler üretmeye yönelmelerine neden oluyor.
BİYOLOJİK VE PSİKOLOJİK FARKLAR
Uzman Beyaz, kadınlar ve erkekler arasındaki hormonal farklılıkların stres tepkilerinde etkili olduğunu belirtti. Kadınların stres anında oksitosin salgılayarak sosyal bağları güçlendirdiklerini, erkeklerin ise adrenalin ve kortizol salgılayarak daha fiziksel tepkiler verdiğini söyledi. Psikolojik açıdan ise kadınların duygularını daha açık ifade ettiklerini, erkeklerin ise duygularını içselleştirme eğiliminde olduklarını vurguladı.
STRESLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ
Beyaz, kadınlara sosyal destek arama, rahatlama tekniklerine yönelme ve hobilerine zaman ayırma gibi önerilerde bulunurken, erkeklere de sorunları rasyonel bir şekilde çözme, fiziksel aktivitelere yönelme ve duygusal ifadeye yönelik çalışmalar yapmalarını tavsiye etti.
CİNSİYETE DUYARLI PSİKİYATRİ
Cinsiyete duyarlı psikiyatri yaklaşımının, bireylerin cinsiyetlerine özgü ihtiyaçlarını dikkate alarak tedavi planları oluşturduğunu belirten Beyaz, feminist terapinin toplumsal cinsiyet rollerinin ve eşitsizliğinin bireylerin psikolojik sağlığı üzerindeki etkilerini ele aldığını ifade etti. Ayrıca, bu yaklaşımların hem erkekler hem de kadınlar için cinsiyet kaynaklı zorlukların anlaşılması ve empati geliştirilmesini kapsadığını sözlerine ekledi.