Şili'de Venceremos'u Söylemek

Abone Ol

2021'in Aralık ayının son günlerinde yapılan seçimlerde,halk meydanlarda yüz binlerle Zafer Bizim anlamına gelen Venceremos'u söylüyordu. Şili’nin bütün meydanlarında ve caddelerinde yarım yüzyıl sonra yeniden Sosyalist Başkan Salvador Allende döneminin “Birleşmiş halk asla yenilmez” sloganı çınlıyor,sokaklara akan on binlerce insan, 35 yaşındaki yeni Başkan Gabriel Boric’in seçim zaferini kutluyor. Boric’le aynı yaşlarda Santiagolu bir öğretmenin şu sözleri dünya medyasında sıkça alıntılanıyordu: “Bu tarihi bir gün çünkü biz yalnızca faşizmi ve sağcıları değil artık korkuyu da yendik.”

1970’te Salvador Allende’nin bir sosyal devlet programıyla başkan seçilmiş olması, ABD yönetimini alarma geçirmişti. O güne kadar ‘arka bahçe’ bildikleri Orta ve Güney Amerika’da Küba devriminden de etkili olma potansiyeli taşıyan bir ‘komünizm tehdidi’ algısı oluştu. General Pinochet, ABD yönetimi tarafından açıkça sevk ve idare edilerek 1973 darbesini yaptı. Başkan Allende faşist darbecilerle girdiği çatışmada hayatını kaybetti; çoğunluğu genç on binlerce insan stadyumlarda toplanarak işkenceden geçirildi. Binlercesi öldürüldü, ‘kaybedildi’ veya uzun süre hapsedildi. Siyasal partiler ve bağımsız sendikalar kapatıldı.

Aradan geçen yıllar, yaşanan acılar ve devam eden mücadele.Bu mücadele de neler yaşandı, kısa bir özet geçelim:

Toplu taşıma ücretlerine yapılan zamları protesto ile başlayan 2019 eylemleri, giderek paralı eğitime, yoksulluğa, kemer sıkma ekonomisine ve özelleştirmelere karşı bir toplumsal yükselişe dönüşmüştü. Şili devleti bu hareketi orantısız şiddet kullanarak bastırmaya çalıştı; yüzlerce gösterici öldürüldü veya sakatlandı.

Boric önderliğindeki sol blok, yalnızca siyasetin faşizan-otoriter temellerine değil on yıllardır uygulanmakta olan neoliberal ekonomik politikaların sürekli derinleştirdiği sosyal adaletsizliğe de son vermeyi hedefleyerek mücadelelerini sürdürdü.

Dünyada neoliberalizm pratiğinin tarihi, Milton Friedman önderliğindeki Chicago Okulu mensubu bir grup ekonomistin Şili’yi, tezlerini test edecekleri bir laboratuvar olarak seçmesiyle başladığı düşünülür. Bu bizim için neden önemli diye soruyorsanız? Söyleyelim; Pinochet modeli, 1976 Arjantin darbesinin de 12 Eylül 1980’de Türkiye’de gerçekleşen askeri darbenin de ilham kaynağıydı.İki ülkede de darbeden sonra yaşanan tüm toplumsal, ekonomik bütün uygulamalar nerdeyse tıpa tıp aynıdır. İşte tamda bundan dolayı Boric, seçim zaferinin ardından “Şili neoliberalizme mezar olacak” sloganını haykırdı. Boric, kendisini “tüketici malları ya da birer işletme” olarak görülmeye baş kaldıran bir kuşağın mensubu olarak tanımlıyor; eşitsizliğin bedelinin yoksullara ödetilmesine son vermeyi hedeflediklerini söylüyor. Neoliberal adaletsizliğin beşiği Şili’ydi mezarının da orada olması uygun olacak.

Tabi bu tarihi konuşma benim gibilerin önemsediği bir konuşma, siz neler düşünürsünüz bilemem ama Neo liberalizm'in başladığı yerde yenilmesi, diyalektik açıdan olması gerekendi.

Yeni seçilen kabinenin yarısından fazlası kadın, darbeyi yapmış ve dedesini öldürmüş ordunun bağlı olduğu savunma bakanı Allende'nin torunu. 5 Eylül 1970 günü yeni başkan Salvador Allende seçmenlerine şunları söylemişti: “Sizlerden, kazanılan açık zaferin sağlıklı sevinciyle eve dönmenizi istiyorum.” Yarım yüzyıl sonra Gabriel Boric, seçilmiş başkan olarak yaptığı ilk konuşmayı aynı cümleyle bitirdi. Tarih kaldığı yerden devam ediyor ve bu bana göre çok harika bir şey. Meydanlarda yüz binlerin söylediği Venceremos'un bir bölümüyle bitirelim:

Geçmişe ağlamak fayda vermez,

Gelecek, mutlak sosyalizmin,

Yarını bugünden kuracaksın ,

O senin tarihin olacak…