Ünlü komedyen Şahan Gökbakar, Marmaris Delikyol Koyu’nda bulunan villasının ağaçlar keserek yaptığı yönünde sosyal medyada çıkan yazıların ardından Fatih Altaylı'nın kanalında “Şahan, haksız. Bu Türk Milleti'nin en muhalifi bile emlak söz konusu olduğu zaman birden bire gözünü rant bürüyor. Cennet gibi bir yerde küçük bir evi var… Niye yapıyorsun? Kendi düşen ağlamazmış. Şahan'ı koruyacak halimiz yok. Şahan sabahtan akşama yanlış yani. Sırf Şahan da yapmıyor, herkes yapıyor. Şahan da, 'Herkesten ne eksiğim var' demiş olabilir. Babanın malı mı neden oraya iskele yapıyorsun? Açgözlülük iyi bir şey değil yetineceksin” ifadelerinden sonra suskunluğunu bozan bir video kaydıyla iddialara cevap verdi.
Ben de 2020 yılında, bu ev yapı kayıtlı olarak aldım
Şahan Gökbakar yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
Ben zaten halihazırda var olan bir evi ve iskeleyi satın aldım. Ben 2020 yılında bir emlak sitesinden, bir ilandan bu evi buldum. Ev sahibiyle iletişime geçtim. Ev sahibi, yapı kayıt belgeli evi ve iskelesini satıyordu. 2018 yılında almış yapı kayıt belgelerini, eski ev sahibi. Ben de 2020 yılında, bu ev yapı kayıtlı diye düşünerek, yani o zaman tırnak içerisinde bir güven uyandırmıştır bende. Devletin verdiği bir belge var sonuçta diye ve gerekli incelemeleri yaparak, işte gidip belediyeden sorgulamasını yaptım; bir tahkikat var mı, işte tapu dairesine gittik, herhangi bir şekilde üzerinde bir şerh var mı? Devletin bir kurumunun koyduğu veya sit alanıdır, odur budur, bir şart da yok, tertemiz her şey. Ve almayı düşündüm zaten burası ufak ve araba yoluyla ulaşımı olmayan, kafa dinleyebileceğiniz bir köy evi diye biz burayı satın aldık. Malikane diye bir derdim olsaydı, yani şimdi konuşunca şımarık diyorsunuz da, Allah'a şükür, imkanım var yahu, gidip dünyanın her yerinde denize sıfır malikane alabilirim. Ben, öyle bir imkanım var. Niye gideyim de Marmaris'te çam ağacı kesip sit alanına kaçak villa yaptırayım? Bunu bir insanın yapabilmesi için ya su katılmamış bir geri zekalı olması lazım ya da birilerine güveniyor olması lazım, yani böyle diyeyim size. Anlatabiliyor muyum? Sit filan olması lazım. Ben böyle bir insan değilim. Böyle bir topa niye gireyim, arkadaşlar? Siz kafayı mı yediniz ya?
Ben almadan 7 sene evvel ev de orada, iskele de
Gökbakar, Google Earth fotoğraflarında 2013 yılında evin göründüğünü belirterek sözlerini:
“Halihazırda var olan bir evi ve bir iskeleyi ben satın aldım. Herhangi bir eklenti, herhangi bir yeni bina, inşaat yapmadık yahu. Ya girin Google'dan, hani bu kadar gazetecisiniz, yorumcusunuz ya, gidin bakın kardeşim Google’dan. Al, Google Earth, 2013 fotoğrafı. Aynı koy, ben almadan 7 sene evvel, ev de orada, iskele de orada. Buyurun, ya 2014, 2015.” Sürdürdü.
2022 yılında bir anda evin yapı kayıt belgesi iptal oldu
Evin yapı kayıt belgesinin 2022 yılında iptal edildiğini söyleyen Gökbakar:
“Değerli dostlar, bakın ben bu evi 2020 yılında aldım, kafa dinleriz, huzur buluruz filan falan gibi bir yüksek idealle. Ama maalesef kısmet olmadı. 2021 yılında, pardon, yangınlar çıktı ve o yangınlardan sonra bütün her şey değişti. 2022 yılında bir anda evin yapı kayıt belgesi iptal oldu ve tapuya sit alanı diye şerh düşüldü 2022 yılında, ben aldıktan 2 sene sonra. Ve üzerine “Bu ev yıkılsın” diye bir yazı yazıldı, vesaire vesaire. Biz de bu karara dava açtık. Hukuki süreç devam ediyor. Nasıl sonuçlanacak bilmiyorum ama devam ediyor. Durum bu, durum bu kadar net, bu kadar gerçek.” dedi
Toplumsal bir bilinç oluşacaksa, ilk balyozu da biz vuralım
Ünlü oyuncu ve komedyen yaptığı açıklamayı:
“ Türkiye’nin her yerinde binlerce, yüz binlerce talan, kaçak bina, iskele, vesaire varken, 85 metrekarelik bir köy evi ve 10 metrelik bir iskele bütün bu problemlerimizi çözüp olsa alıp götürüyorsa, bütün gündem buysa hemen yıkalım ya, hemen yıkalım kardeşim. İskeleyi de yıkalım, evi de yıkalım hemen. Ama o iskele orada olmasaydı, o yangınlar zamanı bu kadar hızlı müdahale edilemezdi. Donanmasından itfaiyesine, jandarmasına kadar herkes o iskeleyi kullanıp ikmal yaptı orada. Bir işe de yaradı yani o iskele. Ama dediğim gibi, eğer toplumsal bir bilinç oluşacaksa, bir sosyal sorumluluk projesi olarak bunu görüp, ilk balyozu da biz vuralım ya. Evi elimizle yıkalım ya. Ama tabii kanunlar bir kişiye uygulanmayacak, tek bir kişiye işlemeyecek kanunlar.” Sözleriyle noktaladı.