ABD seçmenleri Başkanlık seçimleri için sandık başına giderken Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), iki başkan adayına da basın özgürlüğünü koruma ve geliştirme taahhüdünde bulunma çağrısı yaptı.

ABD'de başkanlık seçimleri gerçekleşirken Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Demokratların adayı Kamala Harris ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ı basın özgürlüğünü savunma ve güçlendirme yönünde taahhütte bulunmaya davet etti.

ABD, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 55. sırada yer alarak bir önceki yıla göre tarihi bir düşüş yaşadı. RSF’ye göre basın özgürlüğünün erozyona uğraması ve medyaya olan güvenin azalması, gazetecilere yönelik tehdit ve şiddetin yanı sıra bu konuda yasal reformların durmasından da kaynaklanıyor.  

RSF kısa bir süre önce seçim sonuçlarını etkileyebilecek kilit ''salıncak eyaletlerde'' gazetecilerin ekonomik, siyasi ve güvenlik sorunlarına dikkati çeken bir rapor yayımlamıştı. Örgüt, gelecek ABD yönetiminin bu yerel basın özgürlüğü sorunlarına öncelik verme fırsatına sahip olduğunu belirtti. RSF kazanan adayın, RSF'nin ABD'de basın özgürlüğünü güçlendirmek için hazırladığı on maddelik plandan yararlanabileceğini açıkladı.

ADD’den Nasuh Mahriki’nin tutuklanmasına tepki ADD’den Nasuh Mahriki’nin tutuklanmasına tepki

Weimers: ''Demokrasi basın özgürlüğüne bağlıdır''

RSF Kuzey Amerika Ofisi Direktörü Clayton Weimers, RSF’nin önerilerinin gazetecilerin haklarını güçlendirme konusunda rehberlik edebileceğini belirtti. Weimers, şu ifadeleri kullandı:  “Amerikalılar artık basın özgürlüğünü hafife alamaz. Bir sonraki başkan bu ülkede ve tüm dünyada basın özgürlüğünü güçlendirmeyi taahhüt etmelidir. Demokrasi güvenli, bağımsız ve çoğulcu gazeteciliğe bağlıdır. RSF, bir sonraki başkanın RSF'nin planında belirtilen on noktadan başlayarak basın özgürlüğü için iddialı ve yapıcı bir program uygulamasına yardımcı olmaya istekli olacaktır.”

RSF’den ABD’de basın özgürlüğünün güçlendirilmesi için sunduğu 10 maddelik planda neler var?

RSF’nin ABD Başkanlık Seçimlerinin adaylarına, basın özgürlüğünün güçlendirilmesi adına sunduğu plan şu 10 maddeden oluşuyor:

‘’- ABD'yi basın özgürlüğü konusunda sürekli olarak bir dünya lideri olarak konumlandırın ve nerede olursa olsun basın özgürlüğü ihlallerini kınayın.

- Haksız yere tutuklanan Amerikalı gazetecileri serbest bırakın ve yurtdışında öldürülen Amerikalı gazeteciler için adalet sağlayın.

- ABD'nin ikili ve çok taraflı diplomasisinde basın özgürlüğüne öncelik verin.

- Düzenli basın brifingleri düzenleyerek, siyasi olmayan, adil medya akreditasyon prosedürleri oluşturarak ve çeşitli medya kuruluşlarına düzenli olarak röportaj vererek örnek olun.

- Gazetecilere ve medya mensuplarına saygılı davranın.

- Gösterileri ve protestoları takip etmek de dahil olmak üzere gazetecilerin işlerini güvenli bir şekilde yapma hakkını ve ihtiyacını kamuoyu önünde yeniden teyit edin.

- Basın Kanunu'nu imzalamayı taahhüt edin.

- Bilginin güvenilirliğini koruyan yapay zeka (AI) düzenlemelerini destekleyin.

- Basın özgürlüğü için özel bir ABD elçisi veya benzer bir pozisyon oluşturun.

- Casusluk Yasası'nı kamu yararı savunmasını da içerecek şekilde yeniden düzenlemeyi taahhüt edin.

RSF’den Harris ve Trump’ın basın özgürlüğü konusundaki tutumuna ilişkin gözlemler

ABD Başkanlık seçimlerinin adayları Harris ve Trump hakkında basın özgürlüğüne ilişkin tutumlarını inceleyen RSF, adaylara ilişkin gözlemlerini yayınladı.

RSF, Demokratların adayı ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in basın özgürlüğü konularında büyük ölçüde sessiz kaldığını ve sonuç olarak sicilinin Biden yönetimininkinden farklı olmadığını belirtti.  Biden yönetimi sırasında Rusya'da haksız yere gözaltına alınan gazeteciler Evan Gershkovich ve Alsu Kurmasheva'nın serbest bırakıldığına dikkat çeken RSF, yine Biden yönetimi döneminde Adalet Bakanlığı, halka açık ortamlarda gazetecilere uygun davranışta bulunmalarına yönelik olarak yerel kolluk kuvvetleri için başarılı bir kılavuz yayınladı. Ancak Başkan Biden'ın liderliğinde ABD'nin, önemli sistemik sorunlarla, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde gerilemeye devam ettiği de belirtildi.

RSF, Cumhuriyetçilerin adayı ve eski Başkan Donald Trump’ın medyaya yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığını, seçimden önceki iki ay içinde medyaya yüzden fazla kez sözlü saldırıda bulunduğunu açıkladı. Ayrıca, eleştirel medyayı cezalandırmak için hükümeti bir silah olarak kullanma yönünde endişe verici tehditlerde bulunduğunu ifade etti.