Sağlık

Pankreas kanserinde erken tanı hayati önem taşıyor

- Medipol Sağlık Grubundan Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cemalettin Aydın: "Hastalığın doğru tanısı için, pankreasın damarlarla ve çevresindeki organlarla olan ilişkileri dikkatlice incelenmeli, gerekirse cerrahi müdahale öncesi ilaç tedavisi uygulanmalıdır"

Abone Ol

Medipol Sağlık Grubundan Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cemalettin Aydın, pankreas kanserinde erken tanının hayati önem taşıdığını bildirdi.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, pankreas kanseri, genellikle kilo kaybı, halsizlik gibi genel kanser belirtilerinin yanı sıra, pankreas baş bölgesindeki kanserlerin safra yollarını tıkaması nedeniyle sarılık belirtileri gösteriyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Aydın, erken tanı ile hastalıksız yaşam süresinin artırılabileceğini belirterek, pankreas kanserinin belirtilerine ilişkin bilgiler verdi.

Aydın, pankreas kanserinin erken tanısının hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı.

Doğru tanıyla hastaların yaşam süresinin artırılabileceğini ve tedavi sürecinin başarılı olabileceğini vurgulayan Aydın, pankreas kanserinin tedavisinde, özellikle tümörün yakınındaki damarlarla olan ilişkilerin de büyük önem taşıdığına dikkati çekti.

Aydın, pankreas kanserinin tedavisinde ilk adımın doğru tanıyı koymak olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"Kanserin pankreasın baş kısmında olduğu tespit edilirse, cerrahi müdahale uygulanabilir. Ancak tedavi sürecinde pankreasın yakınındaki organ ve damarlarla olan ilişkilerin de doğru bir şekilde analiz edilmesi gerekir. Özellikle damarlarla olan ilişki, cerrahiden önce ilaç tedavisi gerekip gerekmediğini belirleyebiliyor."

Pankreas kanserinde nüks etme riskinin olduğunu belirten Aydın, "Tüm kanserlerde olduğu gibi pankreas kanserinin de ölümcül olduğunu ve sıklıkla gastrointestinal kanser sistemlerinde 3 sıklıkla göründüğünü ifade etti. Ayrıca, safra yollarının son kısmı ve 12 parmak bağırsağında gelişen kanserlerin pankreas kanseriyle karışabileceğini ve bu nedenle doğru tanının çok önemlidir." ifadelerini kullandı.

Aydın, pankreas kanseri ile diyabet arasında güçlü bir ilişki bulunduğuna değinerek, "Özellikle 50 yaş ve üzerindeki bireylerde aniden gelişen diyabet, pankreas kanseri için alarm verici bir durum olabilir. Diyabetin pankreas kanseriyle bağlantısı, pankreasın işlevselliği ile doğrudan olabilir. İleri yaşlarda, pankreasta küçük bir lezyonla birlikte görülen yeni başlangıçlı diyabet, pankreas kanseri olabileceğini artırabilir. Bu nedenle, özellikle diyabetin yeni geliştiği yaşlarda, pankreas kanseri olasılığı göz önünde bulundurulmalı ve erken teşhis için dikkatli olunmalıdır." açıklamalarında bulundu.

Pankreas kanseri, genellikle erken aşamalarda belirgin semptomlar vermediği için geç fark edildiğinin altını çizen Aydın, kanserin türüne göre farklı belirtilerin ortaya çıkabileceğini ifade etti.

Aydın, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Pankreasın baş kısmındaki kanserler, safra yollarını tıkayarak sarılıkla kendini gösterebilirken, gövde ve kuyruktaki kanserler ise genellikle sırt ağrısına neden olur. Pankreas kanserinin genel belirtileri arasında kilo kaybı, halsizlik ve sindirim problemleri yer alırken, özel semptomlar daha belirgin hale gelir. Bu hastalığın doğru tanısı için, pankreasın damarlarla ve çevresindeki organlarla olan ilişkileri dikkatlice incelenmeli, gerekirse cerrahi müdahale öncesi ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Erken tanı konduğunda ise tedavi süreci daha başarılı olabilmektedir."