CHP Lideri Özgür Özel, Balıkesir’de halk buluşmasına katıldı. Özel,

“Merhaba Balıkesir’in güzel insanları. Balıkesir herhalde siyasi hayatımızda yeni bir kimlik kazanmaya başladı. Biliyorsunuz, 25 Ocak tarihinde Balıkesir’e sevgili Ahmet Akın’ın aday tanıtımı için gelmiştim. Bir salon toplantısı öngörüldü. Salon hınca hınç dolmuş ancak salonun önüne gittim ve dedim ki herkes dışarı çıkmış. Dediler ki içerisi dolu, ama üç katı insan burada bekliyor. Salon toplantısına gitmişken bir miting yapmıştık. Bugün de sevgili Ahmet Akın’ın kahvesini içmeye, görevini ve makamında tebrik etmeye geldim. Ama belediyenin bir yanında bir miting var. Bir yanında bir miting var. Hepinize çok teşekkür ediyorum bu coşku ve heyecan için. Hiç şüphe yok. Balıkesir Kuvâ-yi Milliye ateşinin yakıldığı alaca mescittir. Balıkesir, Kuvâ-yi Milliye’nin şehridir. Balıkesir, bir uyanış olacaksa, bir ayağa kalkma olacaksa, bir kurtuluş olacaksa, ona ilk inanan ve ilk davranan şehirdir. Hepinize teşekkür ediyorum” dedi. 

"Siz Balıkesir ittifakını kurdunuz, büyük bir zafer kazandınız"

Veli Ağbaba: "Trump sizin dostunuz olabilir ama bizim dostumuz değil" Veli Ağbaba: "Trump sizin dostunuz olabilir ama bizim dostumuz değil"

Özel, şöyle devam etti:

“31 Mart’ta çok zorlu bir süreci yaşadık. Hep beraber hem Balıkesir’in merkezinde, hem bütün ilçelerinde, birbirinden kıymetli adaylarımız ve bilhassa büyükşehir seçimi için önceden, çok önceden olgunlaşmış, hatta 5 yıl önce olacakken, birtakım sebeplerle geri çekilmiş ama Balıkesir’in çok özlediği bir buluşma ve kucaklaşmaya ihtiyaç vardı. Biz sevgili Ahmet Akın’ı aday yaptık, biz yapmadık, siz yaptınız. Sonrasında Ahmet üzerinde büyük mutabakat vardı ama maalesef yaşadığımız süreç Balıkesir’de bir güçlü ittifakı, geçmişten gelen dayanışmayı sürdürmeyi göstermeyen birtakım adımlar atıldı. Canları sağ olsun dedik. Üzüldük ama kimseyi üzmedik. İşittik ama kimseye kem söz söylemedik. Bir tek şeye güvendik. Dedik ki ‘ Ankara’da ittifak kurulabilir ama Balıkesirliler meselenin farkındadır. İttifakı onlar kuracak’ dedik, siz Balıkesir ittifakını kurdunuz. Büyük bir zafer kazandınız. Hepinize çok teşekkür ediyoruz. Helal olsun size, helal olsun Balıkesir’e, helal olsun Ahmet Başkan’a, helal olsun tüm belediye başkanlarımıza. Vallahi biliyorduk, başaracağını ve kazanacağını biliyorduk.

"Ahmet Akın kardeşimiz, ilk 100 günde Balıkesir ile kucaklaştı"

100 gün doldu. Şöyle bir döndük. Belediye başkanlarımız ilk 100 günü nasıl geçirmiş diye baktık. Kolay değil böylesine bir coşkudan sonra devraldığı belediyede daha 100 gün, tebrik ziyaretleri ile geçer, yapıyı tanımakla geçer. Kadroları düzenlemekle geçer. Ekibini kurmakla geçer. Ama Balıkesir’in evladı Ahmet Akın kardeşimiz, ilk 100 günde hem Balıkesir ile kucaklaştı, hem ekibini kurdu, hem projelerini olgunlaştırdı, hem de 14,4 milyar lira borç devraldığı, şaka değil 14,4 milyar. Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden bir tanesinde bunu mazeret etmedi. İlk iş, söz verdiği gibi gelip de zam yapmadı. Suya yüzde 15 indirim yaptı. Herkesin yüzünü güldürdü. Kendisini tebrik ediyorum. Ayvalık Altınova içme suyunun temeli atıldı. 30 kilometre su ve kanalizasyon hattı döşendi. 25 kilo metre asfalt atıldı. Tarımsal sulamaya ücretsiz destek sunuldu. Sahiller temizlendi. Cankurtaran sayısı artırıldı. Çöplerden 15 bin 600 megavat elektrik üretildi. Arıcılara destek verildi. Çiftçilerin ulaşımı için tarla yolları açıldı ve düzeltildi. Binlerce sokak canlısının yardımına koşuldu. 18 ton mama dağıtıldı. Sadece 100 gün geçti. 5 yılı siz düşünün.
Tabi bu arada geldiğimde baba evine uğradım. Balıkesir’de baba evi neresi? Baba evi şurası. Atatürk, bu ülkenin kurucusu mu? Atatürk Cumhuriyet’i kurmuş mu? Peki, CHP’yi kurmuş mu? Demek ki CHP herkesin babasının, dedesinin içine doğduğu evdir. Hepimizin evidir. Atatürk’ü seven kim varsa onun CHP’de yeri hazırdır. Baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

"Birleşin, direnin, mücadele edin"

Baba evine gittim. İl başkanlığımızda, ilçe başkanlarımızla oturdum. İvrindi ilçe başkanımız, bir sıkıntının olduğunu ve mağdur köylülerimizin orada olduklarını söyledi. Çağırdık ve görüştük. Bu durumu buradan bütün Türkiye’ye duyurmak durumundayım ki Gökçeyazı köylüleri ile konuştum. Önce bir topraklarına, sularına, yaşamlarına sahip çıkan, siyanürcü şirkete direnen Gökçeyazı köylülerini, Türkmendağı köylülerini alkışlayalım, oradalar. Türkmendağı Balıkesir’in su kaynağı. Anadolu’da 300 metreden, 400 metreden derin kuyu dalgıç pompaları ile su çıkarılırken birçok yerde 5 metreden su çıkan bir yer. Maalesef, bu suya birileri göz dikti. Oraya altın madeni ruhsatı verdiler. Türkmendağı’ndaki, İvrindi ve Altıeylül ilçeleri sınırında kalan 16 köy tehdit altında. Maalesef, bir kilometre uzunluğunda, 170 metre derinliğinde iki dev siyanür havuzu yapıyorlar. Köyün ve evlerin dibinde, Türkmendağı’nın bütün suyunu alıyorlar. Çıkardıkları altını siyanürle o bir kilometrelik devasa havuzlarda, Balıkesir’in suyunu kirleterek, havasını kirleterek, şu anda köyün merasının içinden yol geçirdiler. Toz ve toprak her yer. Hayvanların otlamasına izin vermeyerek, tarımı katlederek, hayvancılığı bitirerek, siyanürle Balıkesir’e bir kez daha kanser tehdidini getirerek büyük bir haksızlık ve büyük bir çevre katliamı kapımızda. Partimiz bu konuda duyarlı. Örgütümüz itirazlara destek veriyor. Büyükşehir Belediye Başkanımızın önerisiyle, Büyükşehir Meclisi’nde bir araştırma kuruluşu da kuruldu. Ancak herkes buna karşı çıkarken, birileri Jandarma komutanı ‘Özel görevle geldim, bu altın çıkacak’ diyor. Tek tek köylüleri çağırıp eyleme giden herkesi tek tek tehdit ediyor. Kaymakam şirketin arkasında ve vatandaşın karşısında duruyor. Buradan kamu görevlilerine sesleniyorum. Bak, jandarma komutanı, ‘Beni özel görevle buraya gönderdiler’ diyen, her eyleme giden köylüyü çağırıp hesap soran komutan. Bundan sonra bir kişiyi daha çağırırsan yanına Milletvekilimiz Serkan Sarı ile birlikte gelecek. Yok, bir köylü daha çağırırsan Genel Başkan Yardımcımız Ensar Aytekin ile birlikte gelecek. Yok, çok mu cesaretin var? Çağır bir kişi daha. O köylü ifade vermeye Özgür Özel ile birlikte gelecek. Hadi göreyim şimdi. Eyleme katılan köylüleri çekin kim gelmiş görsünler. Eyleme gelmiş köylüleri çağır ifadeye de göreyim seni. Hadsizlik etme. Millete hizmet et. Şirkete hizmet etme. Biz Turgutlu, Çaldağı’nda siyanürcü şirketlere 10 yıl direndik ve dağımızı, suyumuzu, ovamızı, köylümüzü kurtardık. Buradan Balıkesir’e sesleniyorum. Köylerdeki herkese, köylere sahip çıkmak isteyen herkese, Balıkesir’in suyuna, tarımına sahip çıkmak isteyen herkese sesleniyorum. Bu şirkete karşı birleşin, direnin, mücadele edin, CHP olarak sonuna kadar arkanızdayız.

"Belediyeleri zora sokarak CHP'yi yıpratacağını düşünüyorsan, aldanıyorsun"

Biliyorsunuz, 31 Mart seçimlerinde millet bir tarafta Cumhur İttifakı, birçok parti var ama AKP ve MHP başta. Cumhur İttifakı bir yerde. Bir tarafta denedik olmadı, milletimizle kurarız dedik, bir tarafta Türkiye ittifakı. Millet seçimlerde, AKP’ye kurulduğu günden beri ilk kez seçim kaybetmeyi, ikinci parti olmayı tattırırken, 47 yıl sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yeniden birinci parti yaptı. 2019’da önemli bir başarıyla İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya’yı almıştık. Hepsini koruduk ancak 14 büyükşehri, 21 il belediyesini, o gün 411 ve bugün 412 belediyeyi CHP kazandı. 2019’da hazmedemeyip, İstanbul seçimlerini tekrarlamışlardı. Demişlerdi ki ‘Bir sonraki tekrar seçimde Osmanlı tokadı vuracağız’. Ama millet tekrar seçimde 13 bin olan farkı 800 bin yaparak bize Osmanlı tokadı değil ama hazımsızlara demokrasi tokadını vurmuştu. Allah’a şükür bu sefer öyle iptal edebilecekleri küçük farklar olmadı. İstanbul’da İmamoğlu, farkı bir milyonun üzerine çıkardı. Ankara’da Mansur Yavaş, yüzde 60 ile Türkiye rekoru kırdı. Balıkesir’de Ahmet Akın, yüzde 51 oy aldı. Ege’nin bütün illerini Atatürk’ün partisi kazandı. Ama hazımsızlar, durmuyor. Dün Sayın Erdoğan, demiş ki ‘Efendim belediyeler SGK’ya çok borçlu. Borçlarını ödesinler. Öyle 25 kuruşa simit yok’. Bir kere tam buradan başlayım. Gerçekten Sayın Erdoğan doğru söylüyor. Bugün 25 kuruşa simit yok. Simit 10 lira ama sen iktidara geldiğinde simit 25 kuruştu. Sen yaptın 10 lira. Esas hazımsızlık şu. Diyor ki belediyeler, hizmet etmek istiyor. İşte Ahmet, bu kadar borca, imkânsızlığa rağmen içi içine sığmıyor. Bana diyor ‘Genel Başkanım şuraya meydan yapacağım. Şuradan tramvay geçireceğim. Şuraya şunu yapacağım’. Ama bir yandan da işin parasal boyutu canını sıkıyor. Para bulmaya, kaynak bulmaya çalışıyoruz. Dünyanın öbür ucundan, fon buluyoruz. Kaynak buluyoruz, imzayı atmıyorlar. Niye? Hizmet ederiz de millet CHP’nin geldiğinde ne işler yaptığını görmesin diye. Kentsel dönüşüme para buluyoruz, imza atmıyor. Deprem olacak, insanlar ölecek orada bile siyaset yapıyorlar. Önünde dünya kadar dosya var. Kentsel dönüşüm için, toplu taşıma için, temiz su için, çevre için ama imzaları atmayarak Türkiye’ye, dışarıdan bulduğumuz kaynağı belediyelerimize kullandırtmıyor. Şimdi de gelmiş, geçmişten bugüne AK Parti’den aldığımız belediyelerde bilhassa SGK ve vergi dairesine inanılmaz borçlar var. Zamanında parayı yatırmamış, SGK’nın parasıyla gelmiş, burada belediyecilik yapmış, ona rağmen kazanmışız şimdi diyor ki, ‘AK Parti döneminde ödenmeyen parayı, MHP döneminde ödenmeyen parayı, bir seferde faiziyle senin paralarından keseceğim.” Bunun tek amacı var, belediye başkanlarımızın elini kolunu bağlamak, hizmeti aksatmak, bunun üzerinden ucuz siyaset yapmak. Buradan sesleniyorum, öyle belediyeleri zora sokarak, halkın hizmetini aksatarak CHP’yi yıpratacağını düşünüyorsan, aldanıyorsun. Halk arkamızda, millet arkamızda, bunu millet görüyor, sana bunun hesabını ilk sandıkta soracak, ilk sandıkta.

"En borçlu belediyeler AK Parti’den yeni devraldığımız belediyeler"

Türkiye’de SGK’ya belediyelerin toplam borcu 14 milyar 699 milyon, son Sayıştay raporlarına göre. En borçlu belediyeler AK Parti’den yeni devraldığımız belediyeler. En borçlusu Bursa Büyükşehir, sonra Sakarya, sonra Ordu, sonra Balıkesir, sonra Denizli. Bakın, borçlu beş belediyen beşi de AK Parti’den aldığımız belediyeler. Şimdi kendi ödemediği parayı bizden kesiyorlar, kesmeye kalkıyorlar. Bu sayede istiyor ki çöpler toplanmasın, desin ki ‘Bakın CHP geldi, çöpleri toplamıyor.’ İstiyor ki, toplu taşıma aksasın, CHP yapamıyor, yollar yapılmasın ‘Bak CHP demek çukur demek’ diyecek. Ama şunu söyleyelim hapırsan da köpürsen de neye başvurursan başvur, bir yolunu bulacağız, bu hizmeti yapacağız, milletin gönlünü fethedeceğiz ve o iktidarı senin elinden alacağız, söz veriyorum, ant içiyorum.

"Kendi AK Partili belediyenin borcunu sildirmişler"

Bir de buradan şunu söyleyelim. Bunu Edirne de gördüm, bunu AK Parti’den aldığımız birçok belediyede gördüm şimdi de Balıkesir’de gördüm. Bakın, Balıkesir Belediyesi’nin borcu var ya, kamuya olan borçları. Bunun için geçmişte AK Parti döneminde sıkışınca ne yapmışlar, camiyi ve etrafındaki meydanı borca karşılık vermişler, kendi AK Partili belediyenin borcunu sildirmişler. Bakın buradan söylüyorum ‘Ey Recep Tayyip Erdoğan cami camidir, orada hizmet görülecek. O caminin tapusu belediyeden Maliye’ye geçince varıp da camiyi yıkacak, boşaltacak, oraya AVM yapacak hali yok. Ama sen bunu borca karşılık AK Partili belediyeden kabul ediyorsun. Madem öyle Cumhuriyet Halk Partili belediyelerdeki tüm camilerin, elektrik trafolarının, ortak kullanım alanlarının tamamını, tamamını sana veriyoruz. Al bunları, düş yakamızdan, millete hizmet etmemize engel olma.

"Grubumuz direndi, mücadele etti ve canlarımızı kurtardı"

Sokak hayvanları sorunu, elbette var. Elbette büyük bir sorun ama çözümü katliam değil. Bakın Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün milletvekilleri ile Balıkesir’den iki vekilimiz, grubumuzdaki 127 vekilimizle ayrı ayrı gurur duyabilirsiniz. Onlar olmasaydı bütün sakat köpekler ya da barınağa toplanıp bir ayda sahiplendirilememiş köpekler çamaşır suyuyla zehirlenerek altı saat içinde acı acı seslerle katledileceklerdi. Grubumuz direndi, mücadele etti ve canlarımızı katliamdan kurtardı. Kendilerini tebrik ediyorum. Ancak tehlike geçmiş değil. Şimdi diyor ki, ‘Köpekleri toplayacağız, kısırlaştıracağız ve sahiplendireceğiz.’ Burada belediyelere, bunları yapmayanlara ağır cezalar koyuyor ve zımnen belediye başkanlarına diyor ki, ‘Bu işi çöz. Ya çöz ya da cezayı alırsın. Gözün görmediği yerde, ne yaparsan yap.’ Bunun yolu belediyelere bu konuda kaynak yaratmaktır. Altlarında imzaları var, dört sene önce birlikte imza attık araştırma komisyonuna. Hayvan hakları fonu kurulacak. Milli Piyango’dan, Spor Toto’dan, Loto’dan, at yarışından yapılacak kesintilerle bu fonda hayvanların ihtiyacı kadar barınak, kısırlaştırma ve sahiplendirme projeleri yürütülecek. Şimdi bu fonu kurmadan bütün yükü belediye başkanlarına atıp onları cezayla tehdit ediyorlar. Hem ağır para cezaları hem şahıslarına ceza. Bu, katliamın önünü açacak sakat bir düzenlemedir. Bu noktada bir kez daha bütün hayvanseverlere AK Parti’nin oyununa karşı uyanık olmaya, dirençli olmaya ve mücadeleye devam etmeye davet ediyorum.

"Ağırsa çıkar küfeyi, ver bak nasıl taşıyacağız"

Taşıdığı iktidarın sorumluluğu Erdoğan’a ağır geliyor. Diyor ki, ‘Muhalefetin sırtında küfe yok.’ E biz de onu söylüyoruz. Millete gittin, dedin ki, ‘Verin yetkiyi görün etkiyi. Enflasyon nasıl düşürülür, faiz nasıl düşürülür, döviz nasıl düşürülür, işsizlik nasıl bitirilir. Ben yapacağım’ dedin. Millet yetkiyi verdi, senin sırtına küfeyi koydu. Şimdi ‘emekliye zam yap.’ ‘Yok, 12 bin 500 lira yeter.’  Geldiğinde sekiz çeyrek altın alan en düşük emekli maaşı, şimdi 3 çeyrek altın alıyor. Her emekli her ay beş altın kayıpta. Bir tanesini cebinden düşürsen bütün gün ararsın, her ay cepten beş altın gidiyor. Daha ocak ayında 10 bin liralık emekli maaşı 25 kilo dana kıyma alırken 12 bin 500 yaptı şimdi 20 kilo dana kıyma alıyor. Yani ocaktan bugüne bile emeklinin sofrasından ayda beş kilo kıymayı çaldılar. Diyoruz ki, ‘Emekliye sahip çık.’ ‘Para yok’ diyor. Onu 12 bin 500 yaptı, 33 milyar gitti. Koy 100 milyar, yapalım 17 bin 500 lira. ‘Yok, veremem, muhalefetin sırtında küfe yok.’ Erdoğan’a emekli ağır geliyor, Erdoğan’a asgari ücretli ağır geliyor, çiftçi ağır geliyor, esnaf ağır geliyor. Diyor ki ‘Taşıyamıyorum, yük ağır.’ Ağırsa bırak, çıkar küfeyi, ver bak nasıl taşıyacağız emekliyi, nasıl taşıyacağız asgari ücretliyi, nasıl milletin efendisi yapacağız yeniden köylüleri. Küfeyi taşıyamayan bırakacak. Ne dedik? ‘Emekliye, asgari ücretliye vermezsen geçim olmaz.’ Geçim olmasa ne olur? Seçim olur. Erdoğan geçen sene 660 milyar lira kesinleşmiş vergisini affetti, zengin şirketlerin, 46 şirketin, 660 milyar vergisini affetti. Ama şurada oturan emekli amcamın maaşını 12 bin 500 yapmak için 33 milyarı çok görüyor. 17 bin 500 için 100 milyar lazım. Sana 100 milyar değil, 600 milyarı yandaşlara bulacaksın. Altıda birini emekliye gelince bulamayacaksın. Çıkar o küfeyi sırtından, küfeyi alacağız, emekleri en güzel yerlere taşıyacağız.
Hemşehrilerimi görünce, güzel Manisamın komşusu Balıkesirliler görünce bu sıcakta lafı biraz da uzattım. Ama şunu söyleyeyim bu sıcakta herkes ya tatildeyken ya köydeyken, işinde gücündeyken günün ortasında, bu güneşin altında, bu belediyenin önünde kendi kendinize bir miting yaptınız, bunu unutmayacağım. Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü, babamın mezun olduğu okuldur. Talat Hoca’yı siz okuttunuz, o da Özgür Özel’i okuttu, siz de onu partinize Genel Başkan yaptınız. Ben ne kadar Manisalıysam o kadar Balıkesirliyim.

"Belediyelerdeki başarı bize daha büyük başarıları getirecek"

Burada emekli astsubaylar var. Edremit Mitingi’ne de gelmişlerdi, onları Ankara’ya çağırdım, orada da konuştuk, burada da sorunlarına bir kez daha parmak basıyoruz. Emekli astsubaylar hakkını alana kadar mücadelelerine destek vereceğim. Staj mağdurları, emeklilikte kademe bekleyenler, çıraklık mağdurları, atanmayan öğretmenler, mühendisler hepiniz hakkınızı alana kadar biz sizinle birlikteyiz, yanınızdayız, arkanızdayız. Belediye başkanlarımızla birazdan bir araya geleceğiz, Balıkesir’i onlara emanet ettiniz. Ben de onları sizlere emanet ediyorum. Onlar çalışacaklar, mücadele edecekler ama görüyorsunuz ki birileri onlara çelme takmaya, ellerini kollarını bağlamaya çalışıyor.
İşsizlik büyük sorun ama belediyeleri ağzına kadar elemanla doldurmuşlar, gelen para maaşlara yetmiyor. Elbette herkesin çocuğunun işsizlik derdi var, beklentiler yüksek, ancak bütün sorunları belediyeler üzerinden çözmek mümkün değil. Belediyelerdeki yaygın başarı bize büyük, daha büyük başarıları getirecek. Ahmet’in cebinde bir anahtar var. Sanmayın ki Balıkesir Büyükşehir’in kapısının anahtarıdır ya da kasasının anahtarıdır ya da bu güzel şehrin altın anahtarıdır. Ahmet’in cebinde tuttuğu Gazi Mustafa Kemal’in partisinin iktidarının anahtarıdır, o kapıyı açacak. Başkanlara sahip çıkın, iyi yaptıklarını anlatın, kusurları varsa kulaklarına, iyi yaptıklarını meydanlarda, kahvelerde, evlerde sokaklarda anlatın. Onlara sahip çıkın, onlar başaracaklar, biz başaracağız. Onlar başaracaklar, biz Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk seçimlerinde partimizi iktidar yapacağız. Onlar başaracaklar, emeklinin yüzü gülecek, esnafı kurtaracağız, çiftçiyi kurtaracağız, borçları sileceğiz, yüzleri güldüreceğiz. Halkın iktidarı için halkın başkanlarına sahip çıkın, destek verin. Hepinizi seviyorum, hepinize güveniyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ahmet kardeşimi Balıkesir’e bir kez daha emanet ediyorum. Balıkesir’i de ona emanet ediyorum."

 

Muhabir: Haber Merkezi