CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "İnsülinin kullanılması için de artık insülin pompaları var. İnsülinin iğnesine de gerek kalmıyor ikisi bir kullanılırsa. Bunu Avrupa Birliği'nde ödemeyen devlet yok. Dünyada gelişmiş, gelişmekte olan ülkelerde bunu ödemeyen devlet neredeyse yok. Ama biz her şeye para buluyoruz. Bu evlatlarımıza para bulamıyoruz. Geçtiğimiz çarşamba Çalışma Bakanlığı bütçesi görüşüldü. Orada arkadaşlarımız ifade ettiler. Yıllardır bunu söylüyorum. Sözler alınıyor. 'Seneye kadar halledeceğiz, bu yaz geçtiğinde halledeceğiz.' Yine olumsuz konuşan yok ama ilerleme yok. Burada bugün Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi konuşuluyor. Söz verdim. Bugün buradan bir kez daha '30 bin evladımızın parmağındaki acıyı kalbinizde hissedin çağrısını buradan, CHP grubundan tekrarlıyorum. Biz bu acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Evlatlarımızın acısını bu Meclis dindirmelidir" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Gençlik Kolları Genel Başkanı, MYK üyeleri ve 81 ilin gençlik kolları örgütleri de grup toplantısına katıldı.
Gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulunan Özel, konuşmasına şöyle başladı:
"Geçtiğimiz hafta 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'nde çok kıymetli bir heyeti ağırladım. Türk Diyabet Vakfı Başkanı, yöneticileri ve TİP 1 diyabetli, yani şeker hastalığına çocukluğundan yakalanmış ve doğuştan gelen bir şeker hastalığıyla ömürlerini o hastalıkla geçirecek olan minik evlatlarımız vardı. Onlar bize bir sorumluluğumuzu hatırlatıyorlar. Ben bu kürsüye Genel Başkan olarak ilk çıktığım gün ilk konu olarka bunu söylemiştim. Türkiye'de 30 bin diyabetlimiz var. Onlar doğru miktarda insülin kullanabilmek için günde 7-8 kez parmaklarını iğneyle delip, kanlarını damlatıp ölçüm yapmak durumunda kalıyorlar. Oysa dünya bu acıyı, eziyeti çoktan geride bıraktı. Aslında Türkiye'de de parası olanlar geride bıraktı ama maalesef bu yöntemi kullanmak zorunda olan 30 bin TİP 1 diyabet hastası var.
Ne yapılması gerekiyor? Bir sensör var. Kola takılıyor. Eskiden cihazı yaklaştırılıyordu şimdi ona da gerek kalmadı. Annenin babanın cep telefonuna anında istediğinde de doktorun cep telefonuna haftalık aylık raporlarla şeker ölçümleri gidiyor. Anne baba, üç yaşındaki evladının yedi yaşındaki kızının 10 yaşındaki oğlunun sabah 08.00'de parmağını delip onun canını yakıp, ağlatıp kan şekerini ölçme derdinden kurtuluyor. Cihaz omuzda duruyor, üst kolda cep telefonuna mesaj geliyor ona göre de insülin kullanılıyor. İnsülinin kullanılması için de artık insülin pompaları var. İnsülinin iğnesine de gerek kalmıyor, ikisi bir kullanılırsa. Bunu Avrupa Birliği'nde ödemeyen devlet yok. Dünyada gelişmiş, gelişmekte olan ülkelerde bunu ödemeyen devlet neredeyse yok. Ama biz her şeye para buluyoruz, bu evlatlarımıza para bulamıyoruz. Geçtiğimiz çarşamba Çalışma Bakanlığı bütçesi görüşüldü. Orada arkadaşlarımız ifade ettiler. Yıllardır bunu söylüyorum. Sözler alınıyor. 'Seneye kadar halledeceğiz. Bu yaz geçtiğinde halledeceğiz.' Yine olumsuz konuşan yok ama ilerleme yok. Birazdan değineceğim burada bugün Sağlık Bakanlığı'nın bütçesi konuşuluyor. Söz verdim. Bugün buradan bir kez daha 30 bin evladımızın parmağımızdaki acıyı kalbinizde hissedin çağrısını buradan, CHP grubundan tekrarlıyorum. Biz bu acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Evlatlarımızın acısını bu Meclis dindirmelidir.
"Çayeli'mize, Rize'mize geçmiş olsun"
Özel, Çayeli'ndeki heyelanla ilgili şunları kaydetti:
'Doğru söylemek haklı olmak siyasette aslında tutarlılık çok önemli ama CHP bazen haklı çıktıkça çok üzülüyor. Örneğin bu dönem, önceki dönem Rize milletvekillerimiz ya da Rizeli milletvekillerimiz, 'Çayeli'nde bir heyelan tehlikesi var. Tedbir alınsın, felaket olur' dediler dediler geçmişte bunu bizim çeşitli facialarda, pek çok arkadaşımızın yaptığı gibi soru önergeleri verdiler. 'Bir dakika'larda konuştular. Gidip Çayeli'nde konuştular. Dinletemediler. Bugün sabah bir heyelan ve bir can kaybı haberiyle uyandık. Maalesef daha beterleri kapıda diyorlar. Allah esirgesin, çok korkarız. Ama bu konuda tedbir alınması gerekiyor. Çayeli'mize, Rize'mize geçmiş olsun. Hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.
"Kapalı grup toplantısında yalanı ifşa ettik, korkuyu ifşa ettik. Ve o tasarı da geri çekildi"
TBMM'deki çalışmalarına değinen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gruptan her zaman beklentilerimiz oluyor. Zaman zaman kendi toplantılarımızda, eleştirilerimiz oluyor karşılıklı. Ama bugün bu bütçe görüşmeleri sürecinde bu grubun bir hakkını vererek başlamak isterim. Geçtiğimiz aylarda hatırlıyorsunuz hayvan hakları yasasında 'itlaf' vardı. Yani 'al götür beklet bir ay, iki ay içinde sahiplendiremezsen katlet.' Buna karşı bu grup muhteşem bir direniş ve itirazla yasayı tamamen geri çektirmedi ama itlafı çıkarttı. Kamuoyunu güçlü şekilde duydu ve sesini duyurdu. Belediye başkanlarımız 'biz uygulamayacağız' dedi. AK Parti'nin o kötü tasarısının izleriyle zaman zaman canlar yanıyor ama o yasadan itlafı ve olumsuz pek çok yönünü geri çektirdiler.
Devamında kadının soyadı meselesi. Büyük bir hak mücadelesi. Grubumuz orada, kadın örgütlerini ve kadınları dinledi. Büyük bir mücadele verdi o düzenleme de geri çekildi, uygun hale geldi. Gündemi ele almak için ya da yoksulluk, sıkıntı, işsizlik çekilirken başka şeyleri tartıştırmak için 'İsrail Türkiye'ye saldıracak.' Hadi bakalım akşam televizyonlarda eli çubuklu çok uzman kişiler Türkiye'nin F16'ları İsrail'in F35'leri tartışmaları sırasında 'hadi bakalım savunma sanayi fonu.' 70 milyar lira bu milletten bu yok zamanda para toplayıp bu aidatın aidiyet üretmesini isteyen ve güvenlikçi politikaları yaşam pahalılığının önünde konuşulsun isteyen akla karşı bu grup televizyonlarda basın toplantılarında, Meclis'te, kürsüde önemli bir itirazı ortaya koydu. Kapalı grup toplantısında yalanı ifşa ettik, korkuyu ifşa ettik. Ve o tasarı da geri çekildi."
(Sürecek)